Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, AKP hükümetine, Biontech aşısının 6 ay neden temin edilmediğini sordu. Çin aşısında aracı firma olduğu; Biontech aşısının ise aracı firma kabul etmediği için getirilemedi iddialarını hatırlatan Babacan; "Aylarca burada can kaybı verdik. Bu doğru mu yanlış mı, hükümetin çıkıp açıklaması lazım. Yanlışsa ‘böyle bir şey olmadı’ demeleri lazım. Yok eğer öyle bir şey olduysa gerçekten bunların yatacak yeri yok” dedi.

Partisinin Sakarya Akyazı İlçe Kongresi’nde konuşan Ali Babacan, özetle şunları söyledi:

"BİR ARADA GÜÇLÜYÜZ"

“Şu andaki hükümet, bu ülkeyi kutuplaştırarak yönetmeye çalışıyor. Farklılıkları kaşıyarak yönetmeye çalışıyor. Sürekli düşman arıyor. Kendi başarısızlıklarının, kendi ürettiği krizlerin üzerini örtmek için bazı kesimlerimizin, bazı vatandaşlarımızın ötekileşmesine, adeta bu ülke içinde yabancılaşmasına yol açıyor.  Biz, her zaman farklılıklarımızla birlikte, birbirimize saygı içerisinde ortak bir ülke, ortak bir toplum, ortak bir yaşamı savunacağız. Biz, bir arada güçlüyüz.

"İKTİDAR AŞI TEMİNİNİ BULMACAYA ÇEVİRDİ"

İktidar, aşı teminini tam bir bulmacaya çevirdi. Biz hep hakikati söyledik. Aylarca aşı anlaşmasını yapmadıkları, beceremedikleri için milletimiz aşı olmadı. Bu aşıyı Almanya’da bulan iki bilim insanı bizim insanımız. Ve o günlerde dediler ki; ‘Türkiye’nin bizden bir talebi yok.’ Baktık, Çin aşısının peşinde koşuyorlar. Çok sonra anlaşma yaptılar. Buradan soruyorum; 6 aydır siz bu aşıyı niye temin etmediniz? Söylenti; Çin aşısında aracı vardı, onun için iş hızlı yürüdü. Bu firma aracı kabul etmediği, ‘doğrudan ben devletle çalışırım’ dediği için aracı sokamadıklarından bu anlaşmayı yapmadılar. Aylarca burada can kaybı verdik. Bu doğru mu yanlış mı, hükümetin çıkıp açıklaması lazım. Yanlışsa ‘böyle bir şey olmadı’ demeleri lazım. Yok eğer öyle bir şey olduysa gerçekten bunların yatacak yeri yok.

"PEKİŞTİRME AŞILARI MUTLAKA RNA AŞILARINDAN OLMALI"

Ağustos ayı pandemiyle mücadelede çok kritik bir tarih. Risk altındaki 65 yaş üstü vatandaşlarımız ile sağlık çalışanlarımıza mutlaka 3. doz pekiştirme aşısı yapılmalıdır. Bu pekiştirme aşıları da mutlaka RNA aşılarından olmalıdır. Mesela gurur kaynağımız olan, kendi insanımızın Almanya’da ürettiği cinsten aşılar. Bu pekiştirme aşılarına neden en geç ağustos ayında başlanmalı? Çünkü 2. doz aşının ardından 6 ay dolmuş olacak. Aşının etkinliği azalacak. Ağustos ayında risk altındaki vatandaşlarımız ve sağlık çalışanlarımız öncelikli olmak üzere mutlaka pekiştirme aşılamasına başlanmalıdır.

"CUMHURBAŞKANI KENDİNE HAK GÖRDÜĞÜNÜ MİLLETTEN ESİRGEMEMELİ"

Sayın Erdoğan, katıldığı bir televizyon programında ‘3. doz aşımı da oldum’ dedi. Üstelik o dönemde daha halkımızın çoğu birinci doza ulaşamıyordu.  Ülkenin cumhurbaşkanı, kendine hak gördüğünü bu milletten esirgememeli. Bu millete hizmet demek, öncelikle aşı sağlamak demek. Bir numaralı konu bu.

"KAPALI MEKANLARA GİRİŞTE AŞI ZORUNLULUĞU DÜŞÜNÜLMELİ"

Bu dönemde salgının yayılmasında yeniden bir artış görmeyi hiçbirimiz arzu etmeyiz. Kapalı mekanlara girişte ilave bir tedbir olarak aşı zorunluluğunun düşünülmesi gerektiğini ortaya koymak istiyoruz. Bu işte rehavet olmaz. Özgürce, serbestçe hareket edebilmeliyiz. Bu esnada gereken tedbirlerin alındığından da emin olmalıyız. Böylece toplum olarak kendimizi güvende hissetmeliyiz.

"RUSYA’DAN GİRİŞLERDE KARANTİNANIN KALDIRILMASI REHAVET KARARI"

Bizler serbestçe hareket ederken, özellikle uluslararası bazı geliş-gidişlere de dikkat etmek gerekiyor. Bu virüsün delta diye bir varyantı var. Bu varyantın kaynağı Hindistan. Bu varyantın en çok yayıldığı ülkelerden birisi ise Rusya. Hükûmet, Rusya’dan girişleri serbestleştirip karantina uygulamasını kaldırdı.  Her gün bir başka genelge çıkıyor. İşi ciddiye alarak değil, bilime dayanarak değil, anlık kararlarla yönetiyorlar. Çocuk oyuncağına çevirdiler.  Salgını kontrol etme yolunda ilerlerken turizm gelirlerini önceleyen kararı, rehavet çerçevesinde alınmış bir karar olarak değerlendiriyoruz.

"ESNAFTAN TEDBİR BEKLEYİP DEVLETİ TEDBİRSİZ YÖNETMEK KABUL EDİLEMEZ"

Ekonomiyle ilgili, turizmle ilgili konularda aceleci davrandılar. Pandemiden önce ülkenin kaynaklarını tükettiler. Ekonomide tedbirli olmak gerekir. İşler iyiyken, ekonomi hızlı büyürken, gelirleriniz varken kötü günler için birikim yaparsınız. Devlet böyle yönetilir. Hatta ticaretle ilgili mevzuatımızda ‘müdebbir tüccar’ kavramı vardır. Bakkal dükkânı, manav açan vatandaştan müdebbir olması beklenir. Esnaftan, küçük işletmeden tedbirli olmasını bekleyin ama koskoca devleti tedbirsiz yönetin. Böyle bir şey kabul edilebilir mi?"