DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yüklendi. Babacan, Erdoğan'a, "Beraberce faiz artışı yaptığınız bugünkü Merkez Bankası yönetiminden memnun olduğunuzu açıkladığınıza göre, daha evvel Maliye Bakanlığı, Merkez Bankası Başkanlığı yapmış olan ve geçmiş ekonomi yönetiminde, bürokraside görev almış insanlardan helallik istemeyi düşünüyor musunuz?" deiye sordu.

Babacan, düzenlediği basın toplatısında gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. Babacan, organize suç örgütünün lideri Alaattin Çakıcı'nın CHP lideri Kemal Kılıçdaoğlu'na yazdığı tehdit mektubu için, "Yasal düzenlemelerimize göre açık bir suç olan tehdidi bir ana muhalefet liderine rahatça söyleyebilen ve bu söyleyen kişinin arkasında iktidar ortağının durduğu bir ülke artık bir hukuk devleti değildir. Bu ülkede hukukun üstünlüğünden yargının bağımsızlığından bahsedilemez" dedi.

Babacan, özetle şunları söyledi:

ARKASINDA İKTİDAR ORTAĞININ DURDUĞU ÜLKE HUKUK DEVLETİ DEĞİLDİR

İllegal yapılanmaların, suç örgütlerinin siyaset üzerinde etkili olduğu bir ülkeye yatırımcı gelmez. Bu ülkeye kalıcı sermaye gelmesi lazım. Bu da ancak 'Hukuk devleti' ile mümkün. Yasal düzenlemelerimize göre açık bir suç olan tehdidi, bir ana muhalefet liderine rahatça söyleyebilen ve bu söyleyen kişinin arkasında iktidar ortağının durduğu bir ülke artık bir hukuk devleti değildir. Bu ülkede hukukun üstünlüğünden, yargının bağımsızlığından bahsedilemez. Bu açıkça bir suç. Bu kimsenin görmediği mahalle arkasında söylenen bir tehdit değil. Ama yargımız ne yapıyor 'Biz bir adım atarsak başımıza bir iş gelir mi?'diye düşünüyor. Eğer hatalardan ders alındıysa, eğer Türkiye 1990'lara döndürmek istemiyorsa 'Reform' diyorlar ya o ifadede samimiyseler bunların gereğinin acilen yapılması gerekir. İktidar ortağının bu suç örgütü liderine sahip çıkarken kullandığı ifadeler de burada önemli. İktidarın küçük ortağının attığı adımları, söylediği sözleri, ne yaptığını düşünerek yapmasında büyük fayda var.

TARAFSIZ VE BAĞIMSIZ BİR ÜLKEDE BU TÜR GARABETİ GÖREMEZSİNİZ

(Arınç'ın açıklamaları) Bir Ülkenin yargı sisteminde tutuklu yargılanmanın istisna olması, tutuksuz yargılanmanın esas olması lazım. Tutukluluk süreleri, kimin tutuklanıp kimin serbest bırakılacağı yani yürütme erkinin yani hükümetin işaretleriyel oluyorsa burada çok daha vahim bir tablo görüyoruz. Sayın Kavala'nın dosyasında tutuklu yargılamayı gerektirecek bir unsur yok. Serbest bırakılacağı gün yeni bir dosya ortaya çıkarılarak, hemen o gün tekrar tutukluluğunun devam etmesini sağlayacak adımlar atıldı. Tarafsız ve bağımsız bir ülkede bu tür garabeti göremezsiniz. Buradan çağrımız; hem hükümete hem de yargıya çağrımız; tutuksuz yargılanma esas, tutuklu yargılanmanın istisna halini getireceği bir uygulamayı Türkiye'de görmeyi istiyoruz. Kaybolan itibarı, günleri, özgürlük günlerini, siz insanlara iade edemezsiniz bu kul hakkıdır. Tüm yargı sisteminin tutuksuz yargılamanın esas olacağı bir sisteme geçmesi gerekir.

MERKEZ BANKASI TEHDİT EDİLDİ

Ülkemizde ekonomik büyüme oranları düşmekte, işsizlik şimdiye kadar hiç görülmediği seviyelere yükselmekte, hayat pahalılığı can yakmakta, bütçe açığı katlanarak artmakta, Hazine'nin borcu hızla yükselmekte, Merkez Bankası'nın rezervleri yüksek negatif seviyelere gerilemektedir. Birkaç gün öncesine kadar 'faiz sebep, enflasyon neticedir' diyen ve dünkü kararla faizin yüzde 15'e yükseltilmesine onay veren Sayın Erdoğan'a seslenmek istiyorum. Sayın Erdoğan siz 2015 yılının Şubat ayında dediniz ki; 'Vatanı satmak yüksek faizle, yüksek enflasyonla, kötü yönetimle, ülkenin ve milletin kaynaklarını heba etmekle olur' diyerek o dönemin Merkez Bankası yönetimi için vatana ihanet iması yaptınız. Yine siz 2018 yılının Eylül ayında Merkez'in faiz artırımının kararının ardından, bağımsız olması gereken kurumu ve o kurumun başkanını tehdit ettiniz. 

NEDEN ÜÇ KİŞİDEN BİRİ İŞSİZ

Siz 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı Seçimleri'nden önce şu ifadeyi de kullandınız: 'Siz bu kardeşinize yetki verin ondan sonra bu faizle nasıl uğraşılır göreceksiniz.' Tam da Partili Cumhurbaşkanlığı Seçimi'nden hemen önce 2018'in Haziran'ında kullandığınız bir ifade bu. 2018 yılında Partili Cumhurbaşkanı olarak görece başlayıp en yakın akrabanızı ekonomi yönetiminin başına getirdiğiniz günden bu yana Hazine'nin iç ve dış borç toplamı 1 trilyonun üzerine çıktı. Niçin ve ne uğruna Hazine'nin borcunu 2 yılda ikiye katladınız? Niçin ülkemizde her 3 kişiden 1'i işsiz? Niçin bu ülkenin gençleri, girişimcileri umudunu kaybedip, geleceklerini başka ülkelerde arıyorlar? "

HELALLİK İSTEYECEK MİSİNİZ

Şimdi siyasi sorumluluğunuzun gereği şu soruları cevaplandırmanız gerektiğini düşünüyoruz:  Beraberce faiz artışı yaptığınız bugünkü Merkez Bankası yönetiminden memnun olduğunuzu açıkladığınıza göre, daha evvel Maliye Bakanlığı, Merkez Bankası Başkanlığı yapmış olan ve geçmiş ekonomi yönetiminde, bürokraside görev almış insanlardan helallik istemeyi düşünüyor musunuz? Sizin senelerdir haksızca iftira attığınız, suçladığınız, hakkına girdiğiniz hatta miting meydanlarından yuhalattığınız arkadaşlarımızın hakkını artık bugün teslim etmeniz gerekmiyor mu? Eğer hak, hukuk kavramları sizin için önemliyse, yuhalattığınız, rencide ettiğiniz tüm bu insanlardan helallik dilemelisiniz."(ANKA)