CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “Her gün bir trajedi, her gün bir travma yaşıyoruz. Enes Kara intihar etti. Türkiye’de taciz, tecavüz, intihar cemaat yurtlarında. Soruyorum; devlet nerede? Bu sorun, kabul edilebilirin çok üstünde bir hal aldı. Herkesin amasız, fakatsız gündeme getirmesi lazım. TBMM ne yapıyor, anlamak mümkün değil” dedi. Altay, “Özel yurtlar, vakıf yurtları, cemaat yurtlarının sıkı bir denetime tabi tutulması lazım. Bunlardan önce kaçak cemaat yurtları var. Devletin göz yumması kabul edilebilir değil. Bu trajediye daha fazla duyarsız kalmamaları lazım. Bu konu kanayan yara haline gelmiştir" diye konuştu. 

Engin Altay, bugün TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Engin Altay’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

BUGÜN KAPALI OTURUM TEKLİF EDECEĞİZ

TBMM gündeminde 301 sıra sayılı kanun teklifi var. Muhtelif maddeler var. Bu kanun teklifinin 1. maddesinde, bugün bir kapalı oturum talep edeceğiz. Bu maddeyle Merkez Bankası Kanunu’na madde eklenmesiyle yeni bir ayıp eklenecek. En düşük emekli maaşı 2 bin 500 liraya çıkacak, kesinlikle yeteri değil. Memur maaşlarına ek zam görülüyor, elbette yeterli görmüyoruz. Dul ve yetimler var. Bunların da en az bin 500 olmasıyla ilgili teklif verdik. AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi. Bunun da bilinmesini istiyorum.

DEVLET NEREDE

Her gün bir trajedi, her gün bir travma yaşıyoruz. Enes Kara intihar etti. Türkiye’de taciz, tecavüz, intihar cemaat yurtlarında. Soruyorum; devlet nerede? Bu sorun, kabul edilebilirin çok üstünde bir hal aldı. Herkesin amasız fakatsız gündeme getirmesi lazım. TBMM ne yapıyor, anlamak mümkün değil. Çocuklarını, kadınlarını korumak devletin görevidir. Biz CHP olarak, tüm vakıfların denetim ve kontrolünü istiyoruz. Kaçak yurtları devletin göz ardı etmesini, bunların ideolojik eğitimi zorla dayatmanın neticesinde Enes Kara evladımızı kaybettiğimizi bilmenizi istiyoruz. CHP olarak, durdurulması için İstanbul Sözleşmesi’nin bir an önce ortaya konulmasını ısrarla talep ediyoruz. AK Parti’nin tutumunun bunların yaygınlaşmasına bir sebep olduğunu düşünüyoruz. Kadın cinayetleri konusunda hepimizin üstüne düşeni yapmak boynumuzun borcudur. Ahlakın gereğidir.

ERDOĞAN KORUŞURKEN TELEVİZYONLARIN ‘18 ’ DİYE İFADE KULLANMASI LAZIM

Beyefendi bugün konuştu. Kendisine teşekkür ediyoruz. CHP’de siyaset yapan herkesin kısa metrajlı filmini izledik. Bir ülkenin cumhurbaşkanı ‘edepsiz, çirkef’ ifadelerini kullanamaz, kullanmamalı. Bu kötü örnek olur. Çocuklara kötü örnek olur. Erdoğan konuşurken ‘18 ’ diye bir ifadeyi bütün televizyonların kullanması lazım. Tayyip Bey, Türkiye ekonomisini getirdiği bu hali örtmek için bütün eski defterleri karış karış karıştırıyor. Bu kafa, Türkiye ekonomisini duvara toslatır. Kaba ve yaralayıcı laflar ediyor. Dili nefret, üslubu kin kusuyor. Ne yapacağız? Güleceğiz. Türkiye’nin cumhurbaşkanısın, 32 dakika CHP’ye ayırıyorsun. CHP korkusu bir paranoyaya çevirmiş. Bundan da memnunuz.

AK PARTİ ŞAPKASIYLA KONUŞUYORSUN, CUMHURBAŞKANI ŞAPKASIYLA EFELENİYORSUN

Böyle cumhurbaşkanlığı olmaz. Muhalefete küfrederek olmaz. AK Parti şapkasıyla konuşuyorsun, sonra cumhurbaşkanlığı şapkasıyla efeleniyorsun. Milletin vicdanı bunu kaldırmaz. Senin istediğin gerilim ortamının oluşması, CHP olarak bizim rızamızla olamaz.

‘SAĞLIK ÇALIŞANLARININ HAKLARI ÖDENMEZ’ DEDİ VE ÖDEMEDİ

Bir hafıza tazelemesi yapalım. 1 Aralık 2021’de doktorlara bir iyileştirme yaptık. İki gün sonra, ‘Tabip dışına da yapmamız lazım’. ‘Buyurun getirin.’ Getirdiler. Cuma günü toplandık, Meclis Başkanlığı’nın arka odasında ‘Biz bundan vazgeçtik’ dediler. 12 Aralık’ta iyileştirme maddelerini de geri çektiler. Hoppala. Şimdi ne olacak. Soruyoruz. Ne olacak? Gak guk. Bunu da kabul etmemiz mümkün değil. Erdoğan’ın bir sözü var, hakikaten doğru. ‘Sağlık çalışanlarının hakları ödenmez’ dedi. ‘Ödenmez’ dedi ve ödemiyor. Sağlık çalışanlarından ben özür diliyorum. Sağlık Bakanı çırpınıyor, doktorlar istifa etmesin diye. Gidiyorlar. Pes ki pes.

DEVLETİ SOYMANIN ADI ‘DEVLET SIRRI’ OLDU

Türkiye’de devleti soymanın adı ‘devlet sırrı’ oldu. Bu da ucubeliklerin bir başka örneği. 20 Aralık gecesi ne oldu? CHP olarak bu sorunun peşini bırakmayacağız. DDK’yı 27 Kasım’da görevlendirdiler. 1 Aralık’ta ‘Biz araştıralım’ dedik. Niye kaçıyorsun. 20 Aralık’ta ne oldu? 20 Aralık için bir önerge verdik. Bu gece kim neyi aldı, kim ne aldı? Merkez Bankası arka kapıdan ne aldı, ne sattı? Bunları araştıralım. ‘Yok hayır araştırmayalım.’ Merkez Bankası’nın eksiden daha eksiye düştü.

BEYEFENDİNİN FAİZE KARŞI HALİ BUYSA

Beyefendi ‘faizler’ diyor. Politika faizi yüzde 14. Politika faizi indi de kimin faizi çıktı? Beyefendinin faize karşı hali buysa faizi destekleyen halinden Allah Türkiye’yi korusun. Kimi kandırıyorsun? Çık, izah et. Politika faizini evet düşürdün, peki iç borç faizi şimdi 26. Böyle faize karşılık olur mu?”

Enes Kara’nın intiharının ardından cemaat yurtlarının kapatılması ilişkin çağrılar yapıldığı anımsatılarak parlamento çatısı altında CHP’nin hangi adımları atacağına ilişkin soruya Altay, "Biz, bu konuda üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz. Özel yurtlar, vakıf yurtları, cemaat yurtlarının sıkı bir denetime tabi tutulması lazım. Bunlardan önce kaçak cemaat yurtları var. Devletin göz yumması kabul edilebilir değil. Bu trajediye daha fazla duyarsız kalmamaları lazım. Bu konu kanayan yara haline gelmiştir. Bu yurtlarda yangından tecavüze, intihara kadar görmediğimiz bir şey kalmadı. Kamu vicdanın kabul etmesi mümkün değil" diye yanıt verdi. 

Erdoğan’ın temmuzda ekonomide olumlu sonuçlar ortaya çıkacağını söylemesine ilişkin Altay, "Milletin geldiği hal ortada. Erdoğan da damadın masal yöntemiyle yürüyor" dedi.