CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Sizin hayatınızda sadece mum vardı, gaz lambası var” sözlerine “Güler misin ağlar mısın? AK Parti’den önce sadece mum ve gaz lambası yoktu ama millet mumla AK Parti öncesi ekonomik ve sosyal hayatı arıyor. Senden önceki dönemi bu millet mumla arıyor Erdoğan” yanıtı verdi. Altay, “Emekli amca, teyze; cebindeki 100 lira eriyor sen farkında değilsin. Bu ay 10 lira düştü, önümüzdeki ay 20 lira düşecek. Buna susmayın, buna itiraz edin; elbet demokratik yolla. Konuşan Türkiye’yi özlüyoruz. Sadece CHP’nin konuşmasıyla olmaz. Nerede bu sendikalar? Nerede bu sivil toplum örgütleri” diye sordu.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Engin Altay’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

BU SABAHA KARŞI SAMSUN’DA VAHİM BİR OLAYLA KARŞILAŞTIK

Bu sabaha karşı Samsun’da vahim bir olayla karşılaştık. Atatürk Anıtı’na çirkin saldırı ve tecavüz. Bu anıt alelade bir anıt değildir. Kurtuluşumuzun, başkaldırımızın sembolü ve simgesidir. Bir şuursuzun yaptığı saldırı için cesaretinin kimden aldığını herkesin bir dakika düşünmesini istiyorum. Sapığın bu cesaretinin hangi söylemlerden aldığını milletimizin sorgulaması gerek. Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını karalamak yapılacak en büyük şerefsizliktir, en büyük ihanettir. Şehitlerimizin kemiklerini sızlatan bir acıdır. Hükümeti daha duyarlı olmaya, söylem ve eylemlerle daha dikkatli davranmalarını da tavsiye olarak iletmek istiyorum.

İKİ AY SONRA TÜİK BİLE YILLIK ENFLASYONU 90’IN ALTINDA GÖSTEREMEZ

Enflasyonu taze TÜİK Başkanı, maşallah Maliye ve Hazine Bakanı’nın öngörüsünü aşmayacak bir limitte ilan etti. Nurettin Nebati, yıllık enflasyonun yüzde 50’yi geçmeyeceği öngörüsünü koydu. Taze TÜİK Başkanı 48.7 olarak açıkladı. Makyajlı enflasyonumuz bile yıllık 48-49. Gerçek öyle değil. ENAG ocak ayı enflasyonunu 15.5 açıklıyor. ÜFE 93. Buradan 84 milyona söyleyeyim. Bugün TÜİK’e göre TÜFE ÜFE’ye 93.5 ise bilin ki iki ay sonra TÜİK bile yıllık enflasyonu 90’ın altında gösteremez. Çünkü üretici fiyatları, iki ay sonra tüketici fiyatlarına yansır… Erdoğan Türkiye’yi nereye götürüyorsun, bunu düşün. Enflasyon bir kambur değil, kambur Erdoğan’ın bizatihi kendisidir. Enflasyon canavarı, Erdoğan’ın inadı uğruna hortlamıştır. Beyefendi tutmuş ‘Bütün dünyada enflasyon var Avrupa’da ve Amerika’da felaket’ diyor. Pes. Bizim bir aylık enflasyonumuz dünyanın 158 ülkesinin 12 aylık enflasyonundan daha yüksek. Erdoğan dalga geçmeye devam ediyor, bırakalım geçsin ama turpun büyüğü heybede, ÜFE’ye dayalı yüzde 93 çarşıya pazara yansıyacak. Allah milletimize kolaylık versin.

ESKİ 2 BİN 825 ŞİMDİ 4 BİN 250 DEĞİL

Sanayideki girdilere baktığımızda üretici fiyatları olağanüstü yüksek. Allah’tan sanayinin yoğun olduğu CHP’li belediyeler suya zam yapmıyor da enflasyon daha fazla şişmiyor. Bugün ÜFE 100’ü geçmemişse bu CHP’li belediyelerin suyu minimum fiyatta tutmasıdır. Elektriğe yüzde 120 zam gelirken suya yüzde 20-15 bandında zam gelmesi, üretici fiyat endekslerinin çok şükür üç haneli olmamasının da önemli bir göstergesidir. Beyefendi, ‘enflasyon düşüşe geçti’ diyor. Bazen şaşırıyorum. Bir ülkenin en başındaki insan sürekli milletine yanlış bilgi verir mi? ‘Yalan söylüyor’ desem dava açacak, 5 bin lira gidecek. Beyefendi ‘düşüşe geçti’ diyor. Bu tablo resmi bir tablo. Ocak 2022, buradan buraya çıkmış enflasyon. 48.7. Geçen ayda 36 idi. Bu bir düşüş mü? Bunlar aya sert iniş yapacaklardı ya bunlar aya gidemezler, enflasyon jet hızıyla aya gidiyor. Bu belge İstanbul’da pazara çıkan vatandaşların elini yakıyor elini! Bu tablo devletin envanterinde dururken beyefendinin ‘enflasyon düşüşe geçti’ demesini hayretle izliyorum. Asgari ücretin bin lirası cebe girmeden girdi. Eski 2 bin 825 şimdi 4 bin 250 değil.

KONUŞAN TÜRKİYE’Yİ ÖZLÜYORUZ, NEREDE BU SENDİKALAR

Ocak ayında kahveye gidip çay içmeye korkan emeklinin cebindeki 100 lira bugün 90’a düştü. Şubat ayında korkarım 70’e düşecek. Emekli amca, teyze; cebindeki 100 lira eriyor sen farkında değilsin. Bu ay 10 lira düştü, önümüzdeki ay 20 lira düşecek. Buna susmayın, buna itiraz edin; elbet demokratik yolla. Konuşan Türkiye’yi özlüyoruz. Sadece CHP’nin konuşmasıyla olmaz. Nerede bu sendikalar? Nerede bu sivil toplum örgütleri? Merak ediyoruz. Şu tabloda, ‘enflasyon düştü’ diyen siyasetçiye sendikaların iki çift lafı olamaz mı? En düşük emekli maaşı, sevindi emekliler, bin 500 2 bin 500. Oh ne ala! Sevinme. Ahmet amca, Ayşe teyze sevinme. Niye sevinme? Senin 2 bin 500 liranın 278 lirası yandı bitti kül oldu. Bir o kadar daha gidecek. Senin aldığın bin lira fark eridi. Tablo bu.

MERKEZ BANKASI DÜNYANIN EN GÜÇLÜ MATBAASI HALİNE GELDİ

Merkez Bankası var. Beş tane mi dört tane mi başkanı değişti. Dünyanın en güçlü matbaası haline geldi. Sadece para basıyor. Bugün de hükümete 49 milyar kar avansı vermişler. Kağıt üstünde devletin parası. Herkesin dikkatini çekmek istiyorum. Türkiye’de tablo şöyle: Yetkililer etkisiz, yetkisizler etkili.

SENDEN ÖNCEKİ DÖNEMİ MİLLET MUMLA ARIYOR

Beyefendi herkesi güldürmeye devam ediyor. ‘AK Parti’den önce sadece mum ve gaz lambası vardı.’  Güler misin ağlar mısın? AK Parti’den önce sadece mum ve gaz lambası yoktu ama millet mumla AK Parti öncesi ekonomik ve sosyal hayatı arıyor. Senden önceki dönemi bu millet mumla arıyor Erdoğan. Bunu garipsemedim. Beyefendi daha önce ‘bizden önce buzdolabı yoktu’ demişti. Yine ‘Adnan Menderes Havalimanı’nı biz yapmıştık’ demişti. ‘Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi’ni de biz açtık’ demişti. 1992’de açıldı Erdoğan. Olmayan AKOM’a ‘ben AKOM’a gider işin başına otururum’ diyordu ya. O yüzden şaşırmıyorum. Beşer şaşarız deriz ya değil. Mesela kinini hiç unutmuyor. İzan kaybı mı bilemiyorum. ‘Bizden önce mum ve gaz lambası yoktu’ derse bu milletten utanmamaktadır.  Geçmişe kara çalma devrin bitti Erdoğan. Etrafı kötüleme devrin de bitti. Senin oturup yeni zarf açman lazım.

DEVLET ELİYLE DEVLETİ SOYMANIN TİPİK ÖRNEĞİ

Akkuyu Nükleer Santrali ile övünmüş beyefendi. Rusya Akkuyu’ya gelecek. Tehlikeli bir santral yapacak. Türkiye’ye elektrik satacak. Nasıl? Şu an vatandaşların faturaya vergiler dahil bir kilovatsaate ödedikleri para 1 lira 12 kuruş. Bu Erdoğan bu Rusya’ya kaç liradan alım garantisi vermiş biliyor musun? Vergiler hariç 1 lira 83 kuruş. Şimdi vatandaşa bir ton vergiyle beraber kendi topraklarımıza Ruslar gelip 20 milyara santral yapacak 1 lira 83 kuruştan alacağız. Bunun akılla mantıkla izah edilecek hali yok. 32 milyar garanti vermişiz. Bu ne? Devlet eliyle devletin soyulmasının yeni tipik örneği. Çok örnek var.

MİLLET İNİM İNİM İNLİYOR

Beyefendi diyor ki ‘akıl dışı, ahlak dışı, bel altı yöntemlerle yürütülen muhalefet tarzı bizi en çok üzen husus’ demiş. Vay anasını. Ahlak dışı, akıl dışı, bel altı yöntemlerle yürütülen muhalefet... Tabii biz. Şimdi örnek çoğaltırız da ben iki akıl dışı örnek vereyim iki de ahlak dışı örnek vereyim bir de bel altı örnek vereyim. Akıldışılık şudur. ‘Emevi Camisi’nde namaz kılacağım’ deyip, üç ay sonra Türkiye’ye beş milyon Suriyeli’yi doldurmaktır. Akıl dışı uygulama arıyorsan bu uygulamana bakacaksın. Bir akıl dışılık daha söyleyeyim. Bir kehanet üretti beyefendi. ‘Faiz sebep enflasyon sonuç’ dedi. Kuru, enflasyonu, faizi patlattı. Milleti inim inim eziliyor. Bu akıl dışılığın çok somut örneğidir. Ahlak dışılığa örnek, çok. Mesele Erdoğan, kamu personeli seçme sınavında alanında birinci olan gencimizi mülakatta elemek ahlak dışılıktır. Türkiye’de birinci çocuk sen bunu mülakatta yandaş değil diye eliyorsan bundan daha ahlak dışı bir şey olamaz. Başka bir ahlak dışılık söyleyeyim.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANI’MIZ ‘SİYASETÇİLERDEN GELEN TALEPLERİ ATIN’ DESİN

Öncelikle şunu söyleyeyim Diyanet İşleri Başkanlığı’mızı, müftülerimize Allah kolaylık versin. Mübarek gündeyiz. Onlara bir şey söyleyeyim. AK Parti’den korkmayın, Allah’tan korkun. (Elindeki belgeyi göstererek) Bir milletvekilimiz diyor ki ‘mülakata girecek çocuk bunu halledin’ diyor. Allah’tan kork. Manisa Müftümüze denilmiş ki ‘imam alacaksan bunu işi al.’ İmam imam… Çok ayıp. Bunların (belgelerin) hepsini bassan bizim grubun toneri biterdi. Bu kime yazılmış? Van Müftüsüne. Yazan milletvekili. ‘Buna mülakatta yardım et’ diyor. Bu kime yazılmış? Bu da Van Müftüsüne. Allah kolaylık versin. Bu da yine başka bir milletvekili. ‘Hemşerilerimin mülakatlarında yardımlarınızı bekler başarılarınızı dilerim.’ Torpil ricayla olur zaten. İmamlık için müezzinlik için gerekli standartlar bellidir. Bir müftü hak yemez diye biliyoruz biz. O müftü bey öbür çocuğu işe alıyorsa ne olur? Hani Demirel’in bir lafı vardır ‘camiye siyaset girerse ibadet kalmaz’ diye. Diyanet işleri Başkanlığı’mızdan bir şey rica ediyorum. Müftülüklere yazı yazsın. ‘Siyasetçilerden size geleni yırtın atın’ desin. Ne olarak? Din görevlisi olarak ya! Hiçbiri makul değil. Allah ile aldatmanın AK Parti’nin fıtratında olduğunu hep söyleyegeldim. Ama tablo maalesef bu.

BU BEL ALTI TACİZİ EMRİ SARAY’DAN VERİLMİŞ

Bel altı bir şey söyleyeyim. MOBESE ile belediye başkanı izlemek. ‘Bel altılık’ diyor ya. Aynaya bakmış kendini muhalefet zannetmiş herhalde. Ben bu işleri Süleyman Soylu yaptı sanmıştım, yanılmışım. Ak Parti’nin genel görüşmeyi reddetmesinden anlaşılıyor ki bu bel altı tacizi emri Saray’dan verilmiş.

FETÖ YÖNTEMLERİ DEVAM EDİYOR

Akıl dışılık, ahlak dışılık ve bel altı yöntemler, FETÖ ile beraber icat ettiğiniz bir şeydir. Bugün Türkiye’de bu akıl dışılık, ahlak dışılık ve bel altı kavramlarını Türkiye’nin başına bela eden senin FETÖ ile ortak olduğun dönemdir. Güya FETÖ bitti ama FETÖ yöntemleri devam ediyor.

KAVALA’YA ÖZEL KİNİ İLE ERDOĞAN’IN TALİMATI İLE TUTULAN BİR REHİN

Avrupa Konseyi, Osman Kavala ile ilgili ihlal sürecini resmen başlattı, AİHM’den görüş istedi. Beyefendi, ‘bizim mahkemelerimizi tanımayanları ben hiç tanımam’ diyor. Osman Kavala ile ilgili verilmiş mahkeme kararı var mı? Bir tane var. Beraat kararı. Beraat ediyor başka uyduruk soruşturma ile tekrar tutuklanıyor. 4 yıldır içeride yatıyor adamcağız. 4 yılda bitmeyen dava olur mu? Kavala bir tutuklu değil. Kavala bir rehin. Kavala’ya olan özel kini ile Erdoğan’ın talimatı ile tutulan bir rehin. Kavala şu an hüküm giymiş olmalıdır ki giyemez ya da dışarıda olması lazım. Peki Erdoğan ‘ben AİHM’i tanımam’ diyorsun. Sen AİHM’e niye gittin? Kaç defa gittin? 1999-2002 arasında tam üç defa başvurdun. Birinde adil yargılama talebinde bulundun, birinde milletvekili adayı yapılmadığın için koşa koşa AİHM’e gittin. Sana gelince hem cam kenarı hem hostes koltuğu muhalefete gelince otobüsün bagajı. Sen AİHM’e gittin. Haklıydın orada, bak Erdoğan hakkını yemiyorum. Sen Anayasa’yı açtın, 90.maddesini okudun. Koşa koşa AİHM’e gitti. Osman Kavala da doğal olarak gitti. ‘Benim mahkememin kararını tanımayanı ben tanımam.’ Burada da çelişiyor adam. Burada da çelişiyor.”