Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin tezkerenin Meclis Genel Kurulu’nun dünkü oturumunda görüşülmesi sırasında basın locasında oturan AKP eski Bitlis Milletvekili Abdürrahim Aksoy, durumu “Yaşasın özgürlükçü demokrasi. Yaşasın demokratik Türkiye. Kahrolsun otokrasi” diye bağırarak protesto etmişti.

Aksoy, katıldığı dünkü oturumdaki izlenimleri ve gerçekleştirdiği protestonun nedeni ile birlikte HDP’ye açılan kapatma davasını Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.

Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürüldüğü oturumda yaklaşık 15 vekilin söz alarak konuştuğunu ve yaşanan anti-demokratik uygulamalara dair tek bir söz edilmediğini belirten Aksoy, “Konuşan herkes kendi şehrinin park sorunlarından, şehrinin alt yapılarından bahsetti ancak kimse bu antidemokratik duruma tepki göstermedi” dedi.

Aksoy, bunun üzerine ayağa kalkıp tepkisini gösterdiğini söyledi. 

‘SİMGESEL MESAJ İÇERİYORDU’

Aksoy, Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesine dair kararın MHP Meclis Başkanvekili Celal Adan tarafından okunmasına ilişkin ise şunları söyledi: “Muhakkak ki simgesel bir mesaj içeriyordu. Bunu her şekilde yorumlamak mümkün. Zaten AKP ile MHP belli bir amaç doğrultusunda ülkeyi antidemokratik uygulamalar sürdürme noktasında ittifak etmiş iki siyasi partidir. Bu siyasi partilerde gerek Kürtlerin gelişimine gerekse demokrasinin gelişimine karşı duruş sergileyen bir tavır içindeler. Muhtemelen ki MHP’li bir Meclis Başkanvekilinin başkanlığında Kürtleri inciterek, tutum sergilemiş olabilirler. Çünkü bunlar o kadar akıldan uzak tavırlar içine girdiler ki, bunların her türlü davranışlarında olumsuz anlam çıkartmak mümkündür.”

‘KÜRTLERİ YOK ETMEK DÜŞÜNCESİNDE BİR SİYASAL İKTİDAR VAR’

Kendisinin de bir dönem yer aldığı AKP’nin ülkeyi “keyfi ve kuralsız” bir şekilde yönettiğini ifade eden söyleyen Aksoy, AKP’nin Kürtlere yaklaşımını ise “Kürtleri yok etmek ve imha etmek düşüncesine varmış bir siyasal iktidar olarak görüyorum” şeklinde yorumladı. 

Aksoy, “Hiçbir demokratik ve insani değerler onun için önemli değil. Şu anda yaptığı bunlardır. İktidarda kalmak uğruna; Kürtleri de feda eder, insanı değerleri de feda ederler. Zaten son yıllardaki tüm demeçleri ve uygulamalarında gördüğüm bu çelişkiler mevcuttur. Dün bir şey söyler, bugün tersi bir şey söyler. Dün iyi bir şey yapar, sonraki gün kötü bir şey yapar. Bugün birini dost edinir, yarın onu atar, tamamen zıttı birini dost edinir. Bu kadar tutarsız, bu kadar çelişkili, bu kadar ilkesiz bir yönetim tarzını sürdürüyor. Dolayısıyla bu yönetim tarzı içinde, bu anlayış içerisinde Türkiye halklarına, Türkiye’deki farklılıklara, Türkiye’deki aydınlara kesinlikle rahat ve huzur bırakmayacak bir yönetim tarzına dönüşmüştür” diye konuştu.

‘KÜRTLER DİRENİYOR’

Parti kapatmalarının ise hiçbir şekilde çözüm olamayacağını vurgulayan Aksoy, devamında şunları söyledi: “Parti kapatmak asla çözüm değildir - ki çözüm olmadığı zaten 1994’ten beri ortadadır. Hele Kürtlerin partisini kapatmak hiç çözüm değildir. Çünkü Kürtlerin siyasi hareketi sosyolojik bir tabana dayanır. Kürtler, inkârcı ve asimilasyoncu bir uygulama altındadırlar. Kürtler bunu kabul etmemektedir. Bu asimilasyona ve bu yok edişe karşı direniyorlar. Her gelen yeni nesilde de bu tepki ve direnişi daha da artırmaktadır. Dolayısıyla parti kapatmak Kürt meselesinin yok olmasına sebebiyet vermez. Partisini kapatmak, Kürt mücadelesinin sonu anlamına gelmez. Dolayısıyla bir çözüm değildir. Tek çözüm Türkiye’de var olan milletlerin varlığını tanımaktır. Bunların demokratik ve doğuştan haklarını kabulle mümkündür. Dünya örnekleri de çoktur. Siyasi partilerini kapatmak, Kürtleri yok etmek anlamına gelmez.”

MA / Selman Güzelyüz