AKP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrası AKP Sözcüsü Ömer Çelik açıklamalarda bulundu.

Gündeme ilişkin konulara değinen Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle:

*Adalet, özgürlük için bütün dünyada 'Nefes alamıyorum' sloganları yükseldi. Her türlü ırk din karşısında bu ayrımcılığa karşı olmaktır. Amerikan halkının başlattığı gösterilerde eşitlik talebinin Amerikan demokrasi açısından doğru buluyoruz. Hem bu ırklığı yapanların mahkum edilmesi gerekiyor. 19. yy mücadelesinde kölelik karşıtları bunu kazansa da bu devam ediyor. Bu değişimin olması gerekiyordu ama maalesef ırkçı yükseliş siyasi olarak istismar etmekle büyümesine yol açıldı.

*Korona süreci sonrasında çeşitli provokasyonlar gördük. Maalesef Türkiye'de de camilere, kiliselere, Hrant Dink Vakfı'na saldırılar gördük. Bunları reddediyoruz. Emniyet teşkilatımız bu provakotörleri çok kısa sürede yakalamıştır. Polis teşkilatımızı bu başarısından tebrik ediyoruz. Kamuya yansısın ya da yansımasın çok daha fazlasını engelliyorlar.

*Türkiye'de provokasyon mevsimi kapalıdır. Türkiye bunları tanımıştır, adını koymuştur. Bu provokasyonlar hiçbir şekilde geçit vermeyeceğiz. Türkiye'de herkes birinci sınıf vatandaştır. İkinci sınıf vatandaş yoktur. Bu topraklar isteyenin kafasına göre operasyon çekeceği dönemleri kapatmıştır.

*Bir zamanlar büyük bir çöküntünün, vatandaşla duvar olarak tanınan sağlık sistemimizin AK Parti döneminde ne kadar yukarıya taşındığını gösteriyor. Dünyada bunun örnek alınması gerektiğiyle ilgili açık beyanlar ortadayken bazı muhalefet partilerinin ağlama duvarına çevirmesi kendi bilecekleri iştir.

*Ortaya konulan siyasi argümanların hepsi çürütülmüştür. En çok saldırdıkları konulardan bir tanesi 4-5 tane köşe yazarının ekonomi ile ilgili sözlerini alıp, alt alta koyup CHP beyanatı gibi okuyorlar. Özellikle Hazine ve Maliye Bakanımız Berat Bey üzerinden sürekli aile konusu gündeme getiriyorlar. Kim aile kavramını kullanıyorsa yaptığı ahlaksızlıktır. Aile konusu siyaset dışı tutulmalıdır. Siyasi akılla mücadele etmek gerekir.

*Atılan adımların tutarı 260 milyar liraya ulaşmıştır. 5 buçuk milyon aileye bin liralık destek yapılmıştır. 4 buçuk milyonu aşkın vatandaşımıza kısa çalışma ödeneği verilmiştir.

*Libya’da Sarrac hükümeti yeni başarılara imza atmıştır. Biz de desteklemekteyiz. Provokasyonların katliam girişimlerinin önlenmesi için Türkiye büyük bir misyon üstlenmiştir. Uluslararası toplumun meşru olanı desteklemesi, gayri meşru olana karşı çıkması gerekir. Türkiye’nin oradaki pozisyonu BM ile uyumlu olduğu kadar NATO tarafından da teyit edilmiştir.

*Aşağıdaki demokratik çoğunluğun yukarıya çıktıkça daraldığını uzun zamandır görüyoruz. Meslek örgütlerinin tabanlarındaki demokratik gücün çeşitliliğin yönetimlere nasıl yansıyabileceğini arkadaşlarımız tartışıyorlar. Yönetimlerin zaman zaman bir siyasi kamp gibi davranma karşısındaki rahatsızlıklar düzenlemeyi gündeme getirmiştir. Tartışmaya devam ediyoruz.”