Van'ın Saray ilçesine bağlı Kurucan (Qurcen) Mahallesi’nde yaşayan 28 yaşındaki İrfan Bağatur, 12 Ekim’de İran askerlerinin sınırda açtığı ateş sonucu sağ bacağından vurularak yaralandı. Van Yüzüncü Yıl Dursun Odabaşı Tıp Merkezi Hastanesi’ne kaldırılan Bağatur’un tedavisi devam ediyor. Baba Kemal Bağatur, oğlunun hayati tehlikesinin olmadığı belirtti. 

‘YARDIMA GİDENLERE DE ATEŞ AÇILDI’

Oğlunun kaybolan hayvanlarını aramak için sınır hattına gittiğini kaydeden Bağatur, İran askerlerinin keyfi bir şekilde açtığı ateş sonucu yaralandığını söyledi. Köylerinin sınırda olduğunu ve her gün hayvanlarını bu sınırda otlattıklarını ifade eden Bağatur, olayın yaşandığı gün de hayvanlarından ikisinin kaybolduğunu ve İrfan’ın onları bulmak için atıyla sınıra gittiğini vurguladı. Sınırı geçmemesine rağmen İran askerlerinin hiç bir uyarıda bulunmadan ateş açtığını dile getiren baba Bağatur, “Açılan ateş sonucu oğlum bacağından yaralanıp atından düşüyor. Yaralı bacağıyla kendini bir taşın arkasına atarak kurtulmaya çalışıyor. Telefonu ile köyü arıyor ve kendisini kurtarmalarını söylüyor. İran askerleri gelip başında saatlerce bekliyor. Biz de hemen atla 2 kişiyi o bölgeye gönderdik. Giden iki kişiye de yine İran askerleri ateş açtı” dedi. 

AMBULANS GELMEDİ

İran askerlerinin yaralı haldeki oğlunu almalarına izin vermemesi üzerine Türkiye tarafında bulunan sınır karakolunu arayıp yardım istediklerini ifade eden Bağatur, “Bunun üzerine askerler ve birkaç köylü gidip oğlumu oradan aldılar. Ambulans bekledik ama gelmedi, oğlumu köy muhtarının aracı ile hastane götürdük” diye belirtti. 

‘SINIRDA KANUNLARA UYULMUYOR’

Oğlunun 10 gün sonra ameliyata alınacağını belirten Bağatur, sınır hatlarının artık ölüm yerlerine dönüştüğünü söyledi. Sınırda yaşananların “hukuk dışı” bir hal aldığını kaydeden Bağatur, şöyle dedi: “Meralarda, tarlalarda İran askerleri acımasızca insanları vuruyorlar. Sorgusuz sualsiz vuruyorlar. Ölen her kimse sahipsiz kalıyor. Gerek Türkiye gerekse İran tarafı kanunlara uymuyor. İnsanları öldürmek hakları değil. Ölümün olduğu yerde huzur olmaz. Kanun ve nizam olmalıdır. İnsanlar yakalanmalarına dua ediyorlar. Bir can gittiğinde artık hiçbir şeyin önemi kalmıyor.” (Van/MA)