Van'ın merkez ilçeleri İpekyolu, Tuşba ve Edremit’te 1 Kasım sabahı düzenlenen ev baskınlarında "PKK/KCK kadın alan yapılanması içerisinde faaliyet yürütme" iddiasıyla aralarında yerine kayyım atanan Saray Belediye Eşbaşkanı Caziye Duman’ın da olduğu 15 kadın siyasetçi gözaltına alınmıştı. 3 günlük gözaltı sürecinin ardından 4 Kasım günü adliyeye sevk edilen kadın siyasetçiler, savcılık sorgusu ardından mahkemeye gönderilmişti.  Mahkeme heyeti, Kebire Budakbeyoğlu Karakaray ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) üyesi Mukaddes Karakoç’un "örgüt üyeliği" iddiasıyla tutuklanmasına, Saray Belediye Eşbaşkanı Caziye Duman'ın da aralarında olduğu 13 kişinin ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar vermişti.

'Gözaltındayken belediyeye kayyım ataması tebliğ ediliyor’

Henüz gözaltındayken yerine kayyım atanan Saray Belediye Eşbaşkanı Caziye, yaşadıklarını şu şekilde aktardı: “Belediyelerimize kayyım atamaları ile AKP iktidarı bir kez daha Kürt halkının iradesini kabul etmediğini, bunu farklı uygulamalarla meşrulaştırmaya çalıştığı bir politika izliyor. Ben de 14 kadın siyasetçi ile birlikte 1 Kasım sabahı evime düzenlenen baskınla gözaltına alındım. Gözaltına alınmamın hiçbir gerekçesi yoktu. Bu operasyon, halk iradesini pasifize etme operasyonuydu. Gözaltında da bizi kabul etmeme ve irademizi teslim almaya dönük bir yaklaşımları vardı. Her şeyi kendi kanunlarına göre uygulamaya geçtikten sonra saat 23.00’da bana gözaltındayken belediyeye kayyım ataması tebliğ ediliyor. 2016 yılında HDP Van İl Eşbaşkanlığı döneminde gözaltına alınarak tutuklandığım dosyayı gerekçe göstererek görevden uzaklaştırma kararı veriliyor. Fakat şöyle bir gerçeklik var; bazen stranlarda söyleniyor ya, ‘Ben yaşadığım sürece bu devletin adaletine inanmayacağım.’ Bu yine tekrardan kendini açığa vuruyor.” 

'Haksızlığın mahkemelerde yargılanacağı günler gelecek'

Görevinden uzaklaştırılmasına gerekçe olarak gösterilen dosyanın henüz bir karara bağlanmadığını hatırlatan Caziye, “Ben o dosyadan beraat alırsam o zaman siz bu halka nasıl hesap vereceksiniz?” diye sordu. Bir dosyadan yargılanabileceğini, aynı zamanda binlerce kişinin iradesi olduğunu kaydeden Caziye, “Madem kayyım atamasını 2016 yılındaki bir dosyaya bağlıyorsunuz, o zaman neden adaylık sürecinde başvurum kabul edildi?” diye tepki gösterdi. Caziye, “Bu günler geçer ama tarih yazar. Bugün kayyım atamalarını meşru görenler halka hesap verecekler. Ben gözaltı sürecinde iliklerimde ve saç tellerimde binlerin yanımda olduğunu ve benimle yürüdüğünü hissederek büyük bir gururla savunma yaptım. Haksızlığın mahkemelerde yargılanacağı günler mutlaka gelecektir” ifadelerini kullandı. 

'Hak savunucuları olarak tarihe geçeceğiz'

Yargının belirli uygulamalarla yönetildiğini kaydeden Caziye, “Nasıl ki 90’lı yıllarda inkar ve imha politikalarını yaşamışsak şu anda tarihin tekerrür ettiğini ve bu sistemin tekrar uygulamaya geçildiğini tekrar görüyor ve tekrar yaşıyoruz. Elbette ki verdikleri kararlar tarihe kara leke olarak geçecektir. Fakat bizler ise onurlu ve davasında taviz vermeyen hak savunucuları olarak tarihe geçeceğiz” diye belirtti. 

'Kayyım halka nasıl bir hizmet yapabilir?'

“Bundan sonraki süreçte halkımızın yanında yer alarak mücadelemizi daha da büyüteceğiz” diyen Caziye, devamında şunları dile getirdi: “Belediyeye gelen halk daha samimi ve verilen bir oyun kendine ait olduğunu hissederek o kapıdan içeri giriyordu. Talepleri olduğu zaman seçilmiş kişinin onun talebine saygı duyacağını bilerek bir talepte bulunurdu. Daha önce de yaşanan kayım sürecinde halk ‘bizim kendi hür irademizle seçtiklerimiz bizi can kulağıyla dinlerken, bizler kayyıma taleplerimizi söyleyemiyorduk’ diyorlardı. Bizlerde bunu bilerek halk belediyeciliğini esas alarak halkımıza yaklaşıyorduk. Bugün yerimize atanan kayyım halka nasıl bir hizmet yapabilir? Ya da iradesini gasp ettiği halkın ondan nasıl bir talebi olabilir? Kayyım atanmadan önceki halk yoğunluğunu şimdi belediyede görebilirler mi? Hayır göremezler, bu mümkün değil.” 

'Halkımızla birlikteyiz'

Caziye, “Biz halkımızın iradesini direnişimizde ve mücadelemizde hissederek bizim bir toplum olduğumuzu ve büyük bir irade olduğumuzu, birlikte yürüdüğümüz o yollarda ve sokaklarda halkımızı yalnız bırakmayacağımızın sözünü yineliyoruz. O makam odalarında olmayabiliriz, o koltuklarda oturmayabiliriz, ama bizler her daim halkımızla yan yana ve halkımızla birlikteyiz” diye konuştu.