Bilim insanları, yapılan testlerin sonuçlarının yüzde 99’undan fazlasının olumlu ve dakik netice verdiği, ancak Şarku’l Avsat’ın BBC’den aktardığı habere göre yanlış yönlendirmediğinden emin olunmasının önemli olacağı belirtildi.

Journal of Oncology’deki bilim ekibi, “Doktorlar şu anda gönüllü hastalar üzerinde deney yapıyorlar. Ancak laboratuvar deneylerinin etkisini kanıtlamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç var. Tecrübe edilen veriler, kanserin başlangıcı yerine gelişmiş hastalıkları tespit etmenin daha iyi olduğuna işaret ediyor” ifadelerine yer verdi.

Yapılan laboratuvar testi, tümörlerden kan dolaşımına sızan genetik kodun (Hücresiz Nükleik Asit) bazı kısımlarındaki kimyasal değişiklikleri uyarmayı araştırıyor.

Dana-Farber Kanser Enstitüsü ve Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden araştırmacılar, Francis Crick Enstitüsü ve Londra Üniversitesi Akademisi’nden İngiliz meslektaşlarıyla işbirliği içinde, bazıları kanserli olmak üzere 4 bini aşkın hastaya ait numuneyi test etti. Test edilen kanserli numunelere bağırsak, akciğer ve yumurtalık gibi 50’den fazla kanser türü dâhil edildi ve yapılan test, bunların yüzde 96’sında kanserin türü kesin bir şekilde ortaya çıkardı.

Baş araştırmacılardan Doç. Dr. Geoffrey R. Oxnard, “Çoklu kanser tarama testi olarak bu kan testi, nüfus ölçeğinde kullanılmak için gerekli tüm özelliklere sahip gibi görünüyor.” ifadelerine yer vererek, “herkes testin ne zaman kullanıma hazır hale geleceğini soruyor” ifadelerini kullandı. Oxnard, “Binlerce hastada uygulanan bu başarılı klinik test sonuçlarına dayanarak, testin klinik olarak şimdilik sınırlı bir alanda kullanımına başlandığını” belirtti.

Oxnard, “Ancak bu kan testi rutin olarak kullanılmadan önce, testin performansını tam olarak anlamak için klinik çalışmaların sonuçlarını görmemiz gerekebilir” şeklinde eklemede bulundu.