Dünya genelinde etkisini sürdüren Koronavirüs (Kovid-19) salgınına ilişkin tedbirler, havaların soğumasıyla birlikte daha fazla konuşulmaya başlandı. Bu anlamda Türkiye’de de yeni tedbirlerin alınması yönünde kimi çağrılar yapılırken, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 3 Kasım’da yaptığı açıklamada kimi iş yerlerinin saat 22.00’dan sonra kapatılmasına ilişkin tedbirler öne çıktı.

Yaz aylarında günlük vaka sayısının 300’ü aştığı ve Tabip Odası tarafından hayatını kaybedenlerin sayısının en az 152 olarak açıklandığı Mardin’de, her yerde olduğu gibi vaka sayısında yeniden bir yükselme gözlemlenmeye başlandı. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Mardin Şube Eşbaşkanı Dr. Özgür Bilek, kentteki son durumu ve hükümetin açıkladığı son tedbirlere dair Mezopotamya Ajansı'na konuştu.

VAKA SAYISI İKİ KATINA ÇIKTI

Ülke genelinde olduğu gibi Mardin’de de vaka sayılarının yükselme eğiliminde olduğunu belirten Bilek, “Zaten yazın düşmesini, kışın yükselmesini bekliyorduk. Şaşırtıcı bir durum değil bizim için ancak halkımızın özellikle son zamanlardaki düşüşten sonra bir rehavete kapılma durumu oldu. Artık Kovid-19 yokmuş gibi bir anlayış benimsendi. Kovid-19 hastalığı var, gerçekliğimizdir, aramızdadır ve maalesef aramızda sevdiklerimizi almaya devam ediyor. Bu yüzden bizim bu zamanda dikkat etmemiz olası vaka yükselişini biraz azaltacaktır” dedi. 

Salgının başladığı günden bu yana yetkili kurumların veri paylaşımının olmadığını bu nedenle sağlık çalışanları üzerinden topladıkları verilerle konuştuklarını dile getiren Bilek, “Şu anki rakamlar günlük 120-140 arası olduğu gibi bir fikrimiz var. Zaten yaz döneminde belki yetmişleri seksenleri gördü. Ama şu an tekrardan hemen hemen iki katına çıkıp tekrardan o ilk başladığı dönemlerdeki 200-300 rakamlarını görme ihtimalimiz de var. Sağlıkçı arkadaşlarımızda enfekte oranı eskisi gibi yoğun değil ama gerçekten hastalık devam ettikçe enfekte olmaları kaçınılmaz bir durum oluyor” diye belirtti. 

ZORLU GÜNLER BEKLENİYOR

Havaların soğumasıyla birlikte toplumu zor günlerin beklediğinin altını çizen Bilek, kış mevsiminin getirdiği bazı hastalıklarla solunum yolu enfeksiyonunda bir artış beklediklerini söyledi. Bu nedenle kapalı alanlarda olmaktan kaynaklı maske el hijyeni ile fiziksel mesafenin korunmasının mümkün olmadığını ekleyen Bilek, “Havalandırmayı sağlamamız mümkün değil. Eskisi gibi camı açıp havalandırmıyoruz. Önerimiz şu yönde; mümkün olunca kapalı alana girmeyelim. Acil işiniz yoksa kapalı alanda vakit geçirmeyelim. Havalandırma olmadığı için fiziksel mesafenin anlamı kalmıyor. Öksüren bir hastanın bulaştırdığı virüsü siz yanında olmasanız bile o kapalı alanın havasızlığında size bulaşma ihtimali çok artıyor. Halkın önlem alma konusunda bizim yöremizden kaynaklı bırakamadığımız bazı alışkanlıklarımız var. Özelikle düğünlerimiz,  taziyelerimiz. Kesinlikle düğün, nişan, doğum günü gibi ertelenebilecek her şeyi ertelemelerini tavsiye ediyoruz. Kapalı alanda yapılacak bir taziye bizim sonraki taziyelerimizin habercisi” uyarısında bulundu.

‘GİDİŞAT İKİ YILI GÖSTERİYOR’

Hükümetin açıkladığı önlemlerin yeterli olmadığını ifade eden Bilek, şöyle dedi: “Bu virüs saat 22.00’a kadar bulaşmıyor da 22.00’dan sonra mı bulaşacak. Saat 22.00’dan önce önlem alınması lazım. Yetkililerin sağlık örgütleri ve meslek odalarıyla oturup pandemiyle mücadele nasıl yürütülmeli, ne tarz önlemler alınmalı herkesin katılımını sağlayacak bir politika benimsenmeli. Sadece kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerle ‘ben bu önlemi aldım’ demeyle maalesef çare olmuyor. Bir yılımızı doldurmak üzereyiz. Bu gidişat Türkiye’de 2 yıl daha bu şekilde yaşamamızı gösteriyor. Fabrikada işçi fiziksel mesafesini koruyamıyor. Gerekirse çalışma saatlerini 6-5 saate kadar düşürüp aynı maaş ile ekmeğini kazanmasını sağlamalıyız.” 

YÖNETEMEME HALİ 

Okulların açılmasıyla birlikte tehlikenin daha yaygın hale geldiğini belirten Bilek, Mardin’de günde 5 ila 6 öğretmenin salgına yakalandığını dile getirerek, şu uyarılarda bulundu: “Önlemlerin kesinlikle artırılması ve bu konuda emekçi arkadaşlarımızla konuşup sorunların tespiti yönünden bir oluşuma gitmeleri lazım. Sadece yöneticilerin fikri alındığı zaman yönetici tabi her şeyi yaptığını beyan edecektir. Pandemiyi yönetememe hali olduğunu zaten biliyoruz. Yönetememenin de izlenilen politikanın sonucu olduğunun da farkındayız. Çünkü taraflarla görüşmeden taraflarla halkın katılımını sağlamadan bu hizmeti sunan sağlık emekçilerini katmadan her taraftan görüş almadan pandemiyle mücadele etmek mümkün değildir. Şuan için yapılan şeyler sağlık sisteminin çökmemesi adına ikinci basamak dediğimiz tedaviyi rahat tutup belki de herkesin geçirme durumu beklemeleri var ama biz şunu diyoruz; doğru politikayla pandemiyle mücadele yürütülürse sizin sağlık sistemin çökmemesi için ekstra bir önlem almaya gerek yok. Vaka sayıları rekora doğru koşuyor ve Türkiye’nin ikinci piki ya da üçüncü piki kabul etiğimiz dalganın nerede duracağına dair bir fikrimiz yok. Gerçekten hastanelerimiz yetersiz kalacaktır. Sağlık çalışanlarımız yetersiz kalacaktır ve ölüm sıklığı daha çok olacaktır.”

MA / Ahmet Kanbal