Tüm dünyaya yayılması ile 2020 yılına damgasını vurup, ekonomik ve sosyal dengeleri altüst eden koronavirüs (Kovid-19) salgınından en çok etkilenenlerin başında kültür ve sanat alanı geldi. Önlem olarak başvurulan yasaklar ve kısıtlamalarla insanların bir araya geldiği diğer tüm ortamlar gibi kültür sanat aktiviteleri, festivaller, konserler, eğlenceler ve sergiler iptal edildi. Fakat bu yasak ve kısıtlamalar, sadece iktidar çeperinin dışında kalanları kapsadı.

Salgını, ideolojik bir hesaplaşmaya dönüştüren iktidar, kendi çeperindekileri bir şekilde yasakların dışında tutup, ekonomik olarak desteklerken, ‘öteki’ olarak addettiklerini boğmayı, nefessiz bırakmayı tercih etti. İktidarın baskıcı, yasakçı, ayrımcı tavrının yanı sıra sınıfsal eşitsizlikler de bu salgın döneminde kendisini iyice açığa vurdu. 

Binlerce işçinin aynı anda hiçbir önlem alınmadan çalıştırıldığı fabrikaların açık olduğu aylarda, İçişleri Bakanlığı genelgeleriyle açık hava konserleri dahil olmak üzere kültür sanat etkinlikleri yasaklandı. Kayıt dışı bir alan olduğu için tam sayı bilinmemekle birlikte, sendikaların paylaştığı verilere göre; binlerce kültür sanat emekçisi aileleri ile birlikte bu süreçten olumsuz etkilendi. Devlet Tiyatroları ile Devlet Opera ve Balesi'nde çalışan 150 sanat emekçisinin, "güvenlik soruşturması" gerekçe gösterilerek "sarı zarflarla" işlerine son verildi. İşten çıkarılanların sayısı pandemiyle birlikte arttı. 

Mezopotamya Ajansı'ndan Zemo Ağgöz Kültür ve sanat faaliyetlerini vuran pandemi yasaklarını derledi.

ÖZEL TİYATROLAR KAPANDI

Devletten destek alamayan birçok özel tiyatro kapandı. Ankara Sanat Tiyatrosu (AST) Ihlamur Sokak'taki 58 yıllık tarihi salonunu 6 Aralık’ta boşaltmak zorunda kaldı. Kadıköy’de 10 yıldır faaliyet sürdüren Öykü Sahne, destek alamayıp birikmiş kira borcunu ödeyemeyince kapandı. Yine ekonomik nedenlerle Kadıköy’de 12 yıldır faaliyet yürüten Küçük Salon ve Toy Sahne kapanırken, İstanbul’un köklü alternatif sahnelerinden biri olan Kumbaracı50 gibi birçok sahne ise kapanma tehlikesiyle karşı karşıya.

KÜLTÜR TURİZM BAKANLIĞI PROJESİ

İşsizlikle yüz yüze kalan müzisyenler, iktidara seslerini duyurmak için İstanbul, Ankara ve İzmir’de “Susma” eylemleri gerçekleştirdi. Müzisyenlerin kendilerine destek verilmesi çağrıları karşısında Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 4 Aralık’ta tepkilere yol açan bir proje başlattı. Ersoy’un “müjde” olarak sunup, bir kereye mahsus olmak üzere verileceğini açıkladığı bin TL’lik desteği alabilmek için sanatçılar sahneye ilk çıktığı günü bir fotoğrafla anlatacaktı. 

Ancak aralarında Pınar Aydınlar, Erdal Erzincan, Mazlum Çimen ve Ceylan Ertem’in de yer aldığı sanatçılar, bu projeye yönelik tepkilerini sosyal medya hesapları üzerinden “Dilenci değiliz” diyerek gösterdi. 

‘MUZIR KURULU’ YASAKLARI

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu tarafından bu yıl feminist öğretiler içeren 3 çocuk kitabı “muzır” ilan edildi. Bu eserler; Heinz Janisch tarafından kaleme alınıp, Helga Bansch tarafından resimlenen ve Dürrin Tunç tarafından Türkçeye çevrilen “Bazı günler”, Christine Nöstlinger tarafından kaleme alınıp, Suzan Geridönmez tarafından Türkçeye çevrilen “Evde ve uzakta” ile Francesca Cavallo ve Elena Favilli tarafından yazılıp, Deniz Öztok tarafından Türkçeye çevrilen “Asi kızlara uykudan önce hikayeler 2” isimli kitaplar oldu. 

CUMHURBAŞKANLIĞI’NA YASAK YOK

Türkiye’nin genelinde tüm etkinlikler yasaklanırken, AKP mitingleri yapılmaya, Cumhurbaşkanı Senfoni Orkestrası (CSO) konser vermeye devam etti. 80 kişilik Antalya Opera ve Balesi topluluğu itirazlara rağmen 15 Mayıs’ta Cumhurbaşkanlığı’nın “7 Tepeden 7 Kıtaya” projesi kapsamında bir konser gerçekleştirdi. Aynı program kapsamında 8 Haziran’da başlayan ve bir ay süren “İstanbul Yeditepe Konserleri”nde de Ajda Pekkan gibi iktidara yakın isimler sahne aldı. İzlenme sayıları 300’lü rakamlarda kalan bu etkinlikler için sadece Ajda Pekkan konserine 30 milyon TL harcandığı ortaya çıktı. CSO’nun yeni konser salonunun açılışı ise, 3 Aralık’ta Ankara’da binlerce kişinin katılımıyla yapıldı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın izni ile hükümete yakın şarkıcılar konser vermeye devam etti. 

KÜLTÜR SANAT ALANINA AYRILAN BÜTÇE 

Kendisine yakın isimlerin sahne aldığı konserlere milyonlar harcayan iktidar, pandemi nedeniyle zor durumda kalan kültür sanat emekçilerini ise görmezden geldi. Nitekim 2021 yılında bütçeden kültür sanat alanına ayrılan pay 6 milyar 826 milyon 518 bin TL oldu. 

İŞSİZSİZLİK YÜZÜNDEN YAŞAMINA SON VERDİ 

Kültür sanat alanında Mart ayından bu yana devam eden kısıtlamalardan etkilenen, çalışamayan, çalışırken yasaklardan kaynaklı mağduriyet yaşayıp ekonomik ve manevi yıkım yaşayan yüz binlerce müzisyen, ne kısa çalışma ödeneği ne de işsizlik maaşı alabildi. Bu nedenle birçok müzisyen enstrümanlarını satmak zorunda kaldı, sosyal güvencesi olmayan kimi müzisyenler çalıştıkları şehirleri terk ederek memleketlerinin yolunu tuttu. Kadın müzisyenler ise, taciz ve mobbingle birlikte diğer birçok sorunu bu süreçte katlanarak yaşadı. Salgın kısıtlamalarının vurduğu eğlence sektöründe çalışan binlerce müzisyenin işsiz kalıp, devlet desteğinden yoksun bırakılmasının faturası ağır oldu. Bağlama sanatçısı-müzisyen Duran Ay, 10 ay boyunca işsiz kalması üzerine 16 Aralık’ta İstanbul'da yaşamına son verdi. Ay’ın ölümü üzerine sosyal medyadan sesini yükselten sanatçılar, “Duran Ay’ı kim öldürdü?” diye sordu.

YAŞAMINI YİTİREN SANATÇILAR

2020, aynı zamanda yıllardır kültür sanat alanında emek veren birçok sanatçıyı da yitirdiğimiz bir yıl oldu. Grammy ödüllü müzisyen John Prine, Ellis Marsalis Jr., Joe Diffie, yazar ve çevirmen Nevzat Erkmen, Fernando Solanas, Kim-ki Duk ve Marksist yazar Leo Panitch koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdi.

Krzysztof Penderecki, devrimci rahip Ernesto Cardenal, Kürt ses sanatçısı Seid Yusuf, Seyitxanê Boyaxçî,  Kirk Douglas, Hamid Ceryat, Kürt sanatçı Seîd Gabarî, Mohammad Reza Shajarian, Hikmet Karagöz, Celal Melekşa, Timur Selçuk, Mehmet Çetin, Haydun Boysan, Devrim Parscan, Birol Ünel, Ayşegül Atik, Levent Ünsal, Ümit Demirdelen, Cavit Murtezaoğlu, Seyfi Dursunoğlu, Engin Nurşani bu yıl için de yaşamını yitiren isimlerden bazıları. 

KÜRTÇE YASAKLARI

Kürtçeye yönelik baskı geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da artarak devam etti. Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi Meclis kayıtlarına “bilinmeyen dil” olarak geçen Kürtçe yapılan birçok tiyatro oyununun sahnelenmesi engellendi. Mezopotamya Kültür Merkezi’nin (MKM), 18 yıldır kültür-sanat faaliyetlerini sürdürdüğü Beyoğlu’ndaki binası, 20 Ağustos’ta zorla boşaltıldı. Beyoğlu Kaymakamlığı’na devredilen bina, AKP’li Beyoğlu Belediyesi’ne verildi. MKM faaliyetlerine devam etti ancak yasaklamalar bitmedi. 

13 Ekim’de MKM bünyesinde faaliyetlerini yürüten Teatra Jiyana Nû (Yeni Yaşam Tiyatrosu), Nobel ödüllü yazar Dario Fo'nun oyunu “Bêrû” (Yüzsüz), İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) bünyesindeki Şehir Tiyatroları’nda sahnelenmesine saatler kala Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı tarafından “kamu düzenini bozduğu” gerekçesiyle yasaklandı. İstanbul Valiliği tarafından oyun hakkında “terör propagandası” iddiasıyla soruşturma başlatıldı. Aynı oyunun Urfa’da sahnelenmesi de 13 Kasım’da alınan valilik kararıyla yasaklandı. 

Kürtçeye yönelik sansür ve yasaklamalar sadece iktidardan doğru gelmedi. İBB’nin düzenlediği “Sokakta Sanat Var” etkinliğinde Kürtçe şarkı ve grup ismine izin verilmedi. Yine İBB’ye bağlı İstanbul Kültür A.Ş bünyesindeki İstanbul Kitapçısı’nda birçok Kürt yayınevinin kitaplarının “hassasiyet” gerekçesiyle yer verilmedi.

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) birçok belediyesine 2020 yılı içinde kayyımlar atandı. Kayyımların ilk işi Kürtçe tabelaları kaldırmak, sokaklara verilen Kürtçe isimleri değiştirmek oldu. Van’ın Muradiye Belediyesi’ne atanan kayyımın ilk işi, kadın ve kültür kurumlarını kapatmak oldu. Kayyımlar Van Çaldıran’da Kürtçe yön levhalarını söktürdü, Batman’da Kürt dil bilimci Zana Farqînî’nin işine son verip, yaya geçitlerindeki iki dilli ikonlarından Kürtçeyi sildi, Siirt’te belediyeye ait Celaled Alî Bedîrxan Kütüphanesi’ni yıktırdı, Kars’ta ise belediyenin Kürtçe sosyal medya hesabını sildirdi. 

SANSÜR VE YASAKLAR BİR ARAYA GETİRDİ 

Kürtçeye yönelik tahammülsüzlükle başvurulan yasak, sansür ve engellemelere karşı yıl içerisinde ciddi bir direniş gösterip, alternatif çalışmalar da yürütüldü.

Diyarbakır’da Kürt dili ve kültürünün korunup, geliştirilmesi amacıyla bu alanda çalışma yürüten 300’ü aşkın ismin katılımıyla düzenlenen çalıştay sonrasında Kürt Dili ve Kültürü Ağı, 13 Ocak’ta kuruldu. Kurulan ağ, dijital medya üzerinden her hafta farklı konularda canlı yayınlar yapmaya başladı.  Kürt Dil ve Kültür Ağı çatısı altında çalışmalarını yürütme kararı alan aydınlar, yıl içerisinde dil ve kültür alanında birçok etkinlik düzenledi. Ağ, Şubat ayında Kürtçeyi yaygınlaştırmak amacıyla “#herrojkurdi” kampanyası başlattı. Kürt tiyatro grupları, Kürt Dil ve Kültür Ağı’nın Diyarbakır’daki çalıştayda yayınladığı manifestosunu yaşamlarında esas alacaklarını açıkladı. Pademi nedeniyle online kutlanan 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı vesilesiyle Kürt Dil ve Kültür Ağı, 13-17 Mayıs tarihleri arasında birçok program organize etti. 

Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER) de söz konusu güne ilişkin “Bir gün değil, her gün Kürtçe, Kürt Dil Bayramı kutlu olsun” sloganıyla kampanya başlattı. Kampanya kapsamında sosyal medya hesaplarında “Kürtçe alfabe”, “Kürt edebiyatı” ve “Okuma ve yazma” konularında online eğitimler verildi. 

Diyarbakır’da da bir grup Kürt yazar, dayanışmaya arttırmak, edebiyat ve dilin geliştirilmesi amacıyla 21 Ocak’ta Kürt Edebiyatçılar Derneği’ni kurdu.

Pandemi süresince Kürtçe dil öğrenimi için çalışmalar aralıksız sürdü. Mezopotamya Vakfı, Kürt Araştırmaları Derneği gibi bir çok sivil toplum örgütü Kürtçenin bir çok lehçesinde online kurslar açtı. Kurslara katılım sayısında önceki yıllara göre artış yaşandı.

Kürt sanatçılar, Kürt ulusal birliğin gerçekleşmesine katkıda bulunmak için İsveç'in başkenti Stockholm'deki Solnahallen'de konser düzenledi. 24 Ocak’ta düzenlenen konserde Şivan Perver, Xelil Xemgin, Mihemed Taha Akreyi, Nasir Rezazi, Narin Feqe, Nejmeddin Xulami, Hesen Şerif, Ayfer Düzdaş, Diyar Dersimi, Kejal Ademi, Hoshyar Hama Farag ve Marîwan Safadin gibi bir çok isim sahne aldı.

KÜRTÇE MAKALE SAYISI 30 BİNİ AŞTI

Bu yıl içerisinde dünyanın önde gelen bazı şirketleri ve kuruluşların Kürtçeye olan ilgisi de arttı. Dünyanın en büyük ücretsiz çevrimiçi ansiklopedisi olan Wikipedia’nın Kürtçe kategorisinde bulunan makalelerin sayısı 30 bini aştı. Wikimedia Vakfı tarafından 14 Temmuz’da Twitter üzerinden paylaşılan mesajda, “Bu ay Kürtçe Wikipedia’da 30 bin makaleyi aştık. Tebrikler, harika iş çıkardınız” ifadeleri kullanıldı. İnternet arama motoru Google'ın Kürtçeyi çeviri bölümüne katmasının ardından Amerikan yazılım ve bilişim şirketi Microsoft da 22 Ağustos’ta çeviri dilleri arasına Kürtçeyi ekledi.

SANATÇILARA AÇILAN DAVALAR

Pandemi koşuları, sanatçılara açılan davaların önüne ise geçemedi. Bu yıl birçok yönetmene hapis cezaları verildi, sanatçıların eserleri yasaklandı ve davalar açıldı. Van Newrozu’nda söyledikleri “Zindana Diyarbekir” ve “Serhildan Jiyane” şarkılarından dolayı yargılanan Grup Munzur üyelerine 21 Ocak’ta 10 ay hapis cezası verildi. Cizre’deki sokağa çıkma yasakları sırasında katledilen Mehmet Tunç ve kardeşi Orhan Tunç’un yaşamını anlatan yasaklı “Mehmet Tunç ve Bêkes” adlı kitabı yazan Mahmut Alınak’a Şubat ayında dava açıldı. 17 Şubat’ta tutuklanan Alınak, 13 Mayıs’ta tahliye edildi. Sanatçı Ferhat Tunç hakkında Deniz Gezmiş, İbrahim Kaypakkaya ve Mahir Çayan’ın resimlerinin bulunduğu “Marşlar ve Ağıtlar” isimli albüm kapağı nedeniyle 8 Eylül’de dava açıldı. Kuzey Doğu Suriye’de DAİŞ’e karşı verilen mücadeleyi konu alan “Roza-İki Nehrin Ülkesi” belgeselinin yönetmeni Kutbettin Cebe’ye 4 Kasım’da 2 yıl 4 ay hapis cezası verildi.  

KÜLTÜREL TAHRİBATLAR 

Pandemiyi fırsata çeviren iktidar, kültürel alanları tahrip etmekten de geri durmadı. Kitle örgütlerinin tüm çabalarına rağmen iktidarı yapımından vazgeçiremedikleri Ilısu Barajı, 12 bin yıllık tarihi Hasankeyf kentini sular altında bıraktı. Hasankeyf ile birlikte Batman'da yüzlerce yerleşim yerini sular altında bırakan barajın ilk tribün açılışı 19 Mayıs’ta yapıldı. Dersim’in Ovacık ilçesinde, kent halkı için kutsal kabul edilip aynı zamanda doğal sit alanı olan Munzur Gözeleri alınan kararla Haziran ayında yapılaşmaya açıldı. 1453 yılında camiye, 1935 yılında müzeye dönüştürülen Hristiyan dünyasının yapısı ve mimarisi açısından en büyük kiliselerinden olan Ayasofya, 24 Temmuz’da tekrar cami olarak ibadete açıldı. 

DAYANIŞMA BÜYÜDÜ 

Tüm bu olumsuzlar içinde 2020 aynı zamanda kültür sanat emekçileri kurdukları ağlar ve projelerle dayanışmayı güçlendirdikleri bir yıl oldu. Pandemi sürecinde kapanmak zorunda kalan ve devletin kültür sanata yönelik yeterli bir maddi destek politikası açıklamamasıyla iyice zor duruma düşen özel tiyatrolar, bir araya gelerek sorunlarına çözüm aradı. 2 bin tiyatro emekçisinin imzasıyla 2 Mayıs’ta başlatılan “Tiyatromuz Yaşasın Kampanyası”, 30 bin imzayı aştı. Çalışmalarına ara vermek zorunda kalan müzisyenlere maddi destek sağlamayı amaçlayan İstanbul Kültür Sanat Vakfı, haziran ayında ‘Müzisyen Destek Fonu’ kampanyası başlattı. Bazı müzisyenler, “Olta” isimli dayanışma albümünde buluştu. Dayanışma ağını kuran müzisyenler, yayınladıkları albümlerin gelirlerini müzisyenlere ve sahne çalışanlarına aktardı. Anadolu Müzik Kültürleri Derneği de, salgın nedeniyle ekonomik zorluk yaşayan müzisyenler için 28 Aralık’ta (bugün) dayanışma gecesi düzenleyecek. Çevrimiçi konserin tüm geliri zor durumda olan müzik üreticilerine bırakılacak. 

BALKONDA KONSER

Yıl içinde gösterilen dayanışma ve birliktelik mesajları, pandemi nedeniyle evlerinden çıkamayan yurttaşlara da ulaştı. Pandeminin ilk aylarında İtalya, İspanya, Almanya, Irak, Çin, ABD, Bahreyn ve Türkiye gibi dünyanın birçok ülkesinde müzisyen ve ses sanatçıları evlerinin balkon ve çatılarından müzik aletlerini çalıp, şarkılar seslendirdi. 

FİLMLER ERİŞİME AÇILDI

Küresel düzeyde pek çok kültür kurumu, arşivlerini dijital ortamda izleyiciye açması, müzisyenlerin sosyal medya kanallarında verdiği konserler gibi girişimlerle birlikte bu yılın umut ve birliktelik duygusunun artmasına vesile olan olaylardan biri oldu. Dünyanın en önemli belgesel festivallerinden Amsterdam Belgesel Film Festivali (IDFA) festival tarihinden 300 filmi erişime açtı. Türkiye’den de birçok sinemacı filmlerini dijital ortamda izleyiciye açtı.  

FESTİVAL VE KONSERLER ONLİNE YAPILDI

Berlin Filarmoni Orkestrası koronavirüsü nedeniyle iptal ettiği konserlerini internetten canlı yayınlandı. 15. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali, 1-7 Mayıs tarihlerinde online olarak düzenlendi. Şubadap Çocuk Grubu online konserler düzenledi. Viyana Devlet Operası, opera ve bale gösterilerini ücretsiz olarak erişime açtı. Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali, online yayın ile programda yer alan bazı filmleri izleyicilerle buluşturdu. Uçan Süpürge Vakfı’nın düzenlediği Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, 7 Mayıs’ta online olarak düzenlendi.  

SANAL MÜZELER 

Arkas Sanat Merkezi, Pablo Picasso’nun eserlerinden oluşan sergisi de dahil 20 sergiyi sanal turla erişime açtı. Pera Müzesi ve İstanbul Araştırmaları Enstitüsü sergilerini sanal olarak erişime açtı. Berlin Flarmoni Orkestrası, konserini internet üzerinden ücretsiz yayınladı. Frida Kahlo'nun doğduğu Mexico City'deki evi, online ziyaretçilere açıldı. Anadolu Medeniyetler Müzesi, Göbeklitepe Müzesi ve Uluslararası Uzay İstasyonu Müzesi de sanal turla erişime açılan müzelerden oldu. 

APÊ MUSA 100 YAŞINDA

Alman-Kürt Kültür Enstitüsü, Erivan Radyosu arşivini Youtube kanalı başta olmak üzere tüm dijital platformlarda yayınlamaya başladı. 900 eseri ilk defa toplu şekilde sözleriyle beraber yayınlayan Enstitü, Kürt sanatçılara kanallarına üye olması çağrısında bulundu. Erivan Radyosu’nun 900 şarkılık Kürtçe ile bu şarkıların notalarının ve sözlerinin yer aldığı dört ciltlik bir kitap, Alman-Kürt Kültür Enstitüsü tarafından basıldı. 

Geride bıraktığımız bir yıl içinde birçok yeni kitap ve albüm severleriyle buluştu. Selahattin Demirtaş’ın “Seher” ve “Devran” adlı öykü çalışmalarının ardından bu kez “Leylan” adlı ilk romanı, 22 Ocak’ta okuyucuyla buluştu. Figen Yüksekdağ’ın kaleme aldığı “Yıkılacak Duvarlar” adlı kitap, 1 Eylül’de raflardaki yerini aldı. Aram Yayınları, Musa Anter’in (Apê Musa) 100’üncü yaş dönümüne özel bir kitap hazırladı. Kitapta birçok aydın, yazar, gazeteci Anter ile olan anılarını kaleme aldı. 

TARİHİ MEKANLARDA KONSER 

Tarihten bugüne ulaşmış Kurmancî, Zazakî ve Soranî lehçelerinde 10 farklı müzik eserinin seslendirildiği ve 16 Ekimde başlayan ‘Geçmişin Sesi Amida Konserleri’, Silvan Hasuni Mağaraları, Zerzevan Kalesi ve inanç ile kültür değerleriyle bilinen Eğil’de konser verildi. Konserlerin tamamı Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’nın (DSO) sosyal medya hesaplarından izlenildi. Sur’da ilan edilen sokağa çıkma yasakları sırasında kapatılan Keçi Burcu, 5 yıl aradan sonra 14 Eylül’de ziyarete açıldı. 

2020 ÖDÜLLERİ

Kürt sanatçı ve gazeteci Zehra Doğan, Artissima’nın İtalyan sanatçı Carol Rama’nın ruhunu ve karakterini yansıtan kadın sanatçılara verdiği ödüle layık görüldü. Yönetmenliğini Rojava Sinema Kolektifi’nden Ersin Çelik’in yaptığı “Jibo Azadiyê” filmi, İspanya’nın Valensiye kentinde düzenlenen 35. La Monstra De Valencia festivalinden Bronz Palmiye ödülü kazandı. 2020 Oscar Ödüllerine 6 dalda aday olan Güney Koreli yönetmen Bong Joon Ho'nun "Parazit" (Parasite) filmi; en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi uluslararası film ve en iyi orijinal senaryo olmak üzere 4 dalda ödül aldı. Film, İngilizce dışındaki bir dilde en iyi film ödülünü kazanan ilk yapım olarak Akademi Ödülleri tarihine geçti. Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri ve Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri sahiplerine verildi. 

MA / Zemo Ağgöz