Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri de kadına yönelik şiddet. Ülkede neredeyse her gün en az bir kadın, erkek tarafından katlediliyor. Kadına yönelik işlenen suçlara karşı devreye giren cezasızlık politikaları ise var olan kadın katliamlarının artmasında büyük rol oynuyor. Hayatın her yerinde var olan kadınlar alanlarda haklarını savunurken baskı, gözaltı ve tutuklamalara maruz kalıyor, büyük mücadelelerle elde edilen kazanımları da gasp ediliyor. Kadınları koruyan yasalar uygulanmazken, Türkiye'nin de taraf olduğu fakat uygulama noktasında pasif kaldığı İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması bile gündeme getiriliyor.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü yaklaşırken, 21 Temmuz’da Muğla'nın Ula ilçesinde Cemal Metin Avcı tarafından katledilen 26 yaşında ki Pınar Gültekin’in annesi Şefika Gültekin Jinnews'e konuştu. 

Anne Şefika konuşmasına şu sözlerle başladı: “Pınardan sonra onlarca kadın katledildi. Eğer bugün devlet katilleri yargılasaydı, bu kadar kadın katledilmezdi. Adaletten beklentim yok ama kızımı katleden erkeğe en ağır cezanın verilmesini umut ediyorum.”

'PINAR GÜÇLÜ VE CESUR BİR KADINDI'

Pınar Gültekin’den “Cesur ve güçlü bir kadındı” diye söz eden annesi Anne Gültekin, kızının canice katledildiğini dile getirdi. Cezasızlık politikalarının erkekleri cesaretlendirdiğini söyleyen Anne Gültekin, faillerin “iyi hal indirimi” alarak en az cezalarla yargılandığının altını çizdi. Anne Gültekin, “Eğer adalet olsaydı katledilen her kadının faili gerekli cezayı alırdı. Kadınlara eşit haklar tanınırdı. Musa Orhan gencecik bir kadının intihar etmesine sebep oldu. Ama dışarıda serbestçe dolaşıyor. Musa Orhan en ağır cezayı almalıydı. Pınar’dan sonra onlarca kadın katledildi. Eğer failler yargılansaydı bu kadar kadın katliamı yaşanmazdı. Kadının bir karınca kadar kıymeti yok” dedi.

'FAİLLER DEĞİL KADINLAR KORUNMALI'

Ülkede kadın haklarını koruyan, savunan kişilerin cezalandırıldığını, faillerin ise korunduğunu söyleyen Anne Gültekin, kadınları koruyacak güçlü yasaların uygulanması gerektiğinin altını çizdi. Anne Gültekin, “Yüzlerce güvenlik görevlisi kızımı katleden katili Süpermen gibi korudu zarar gelmesin diye ama kadınları bu şekilde korumuyorlar. Tepki verenlere müdahale ettiler. Adalet bu değil, böyle olmamalı. Sokakta haklarını savunan kadınlara müdahale ediyorlar. Bu kadınlar hırsızlık yapmıyor, suç işlemiyor. Bu devlet kadını korumalı. Bu yasalar değişmezse kadın katliamlarının önünü kesemezler. Binlerce katil cezasız kaldı. Kadın erkek eşitliği yok. Kadınlar gezmesin, okumasın, istediği gibi giyinmesin, saçını açmasın. Biz kadınlar her yerdeyiz. Biz kadınlar köle değiliz.  Kadının özgür olması gerekiyor. Eğer bugün ülkede kadınlar özgür olsaydı Türkiye değişecekti, daha rahat bir ülke olacaktı. Eğer bugün kadın ve erkek eşitliği sağlanamaz ise Türkiye asla özgür bir ülke olmaz” diye konuştu.   

'EĞER AĞIR CEZA VERİLMEZSE TÜRKİYE'DE ADALET BİTMİŞ DEMEKTİR'

Pınar’ı katleden Cemal Metin Avcı’nın yargılandığı davanın ilk duruşmasından söz eden Anne Gültekin, “O salonda adalet gördüm desem yalan olur. 4 saat boyunca katili konuşturdular. Eğer adalet olsaydı onu konuşturmazlardı. Her şey ortadaydı. Böyle canice bir katliam yapandan ne bekliyorlar? Doğruları söylemesini mi? Neyi araştırıyorlar? Katilin delilleri ortadan kaldırıp temize çıkmasını mı?  Neyin şahidini bekliyorlar? Neye şahitlik edecekler? Kızımı canice katletti. Bu davanın uzatılmasını istemiyorum. O katliamdan söz edince canım titriyor, acıyor. Bir adalet beklemiyorum ama umut ediyorum. Savcıya ‘Kızın varsa beni anlarsın. Ben bu davayı vicdanına bırakıyorum. Eğer vicdanın varsa en ağır cezayı verirsin’ dedim. Büyük bir ceza verilmesini istiyorum. Eğer büyük bir ceza verilmezse kimse Türkiye'nin adaletine güvenmez. O zaman Türkiye'de adalet bitmiş demektir.”

'HER KADINI KATLEDEN TAKIM ELBİSE GİYİP HAKİM KARŞISINA ÇIKIYOR'

Kadınları katletmenin hiçbir gerekçesi olamayacağını vurgulayan Anne Gültekin, Türkiye’nin en büyük sorunlarından birinin de artan kadın katliamları olduğunu belirtti. “Türkiye’de adalet yok” diyen Anne Gültekin, “Böyle katliam yapanlara nasıl savunma hakkı verilir? Avukatlar nasıl savunur? Benim canımı en çok o yaktı. Pınar’ı katleden erkek tıraş olmuş takım elbise giymiş mahkemeye gelmiş. Bu kadar kirli, cani, pis ki savcı giydiği kıyafete göre mi karar verecek? Takım giyinmiş, tıraş olmuş temizlenmiş, sanki bir şey olmamış gibi savcının karşısına çıkıyor. İçim soğumuyor. Devlet verdiğim vergilerle içerde kızımın katilini besliyor. Bu, onların en büyük sorunu. Her kadını katleden takım elbise giyip hakim karşısına çıkıyor. Eğer böyle olmasaydı bu şekilde olmazdı zaten. Her seferin de indirim veriliyor, birkaç ay yatıp çıkıyorlar. Bu mu Türkiye’nin adaleti?” diye sordu.

'KADIN HAKLARI İÇİN MÜCADELE ETMEK HEPİMİZİN BORCU'

Kadın haklarının savunulması için çağrıda bulunan Anne Gültekin, kadınların, gençlerin, her kesimin kadın haklarını savunmak için ayaklanması gerektiğini söyledi. “Kadın katliamlarına karşı çıkmayan herkes bu katliamların ortağıdır” diyen Anne Gültekin, “Devlete karşı haklarını savunsun, kadınların haklarını savunmak için ayağa kalksın. Adalet, vicdan diye bir şey kalmamış. Bu günden sonra kadını korumak için her türlü yasa çıkarılmalı. Faillere ömür boyu ağırlaştırılmış müebbet verilmeli. Bir tek canlının öldürülmesini istemiyoruz. Yeter artık! Kadın hakları için mücadele etmek hepimizin borcu. Kadınlar ayaklansın eğer ayaklanmazlarsa, kendi haklarını savunmazlarsa erkekler korumaz, hakkını savunmaz. Ne devlet koruyor ne erkek. Bundan dolayı kadının kendini savunması ve koruması gerekiyor. Kızımı katleden erkeğin en ağır cezayı alması için sonuna kadar mücadele edeceğim. Vicdanı olan herkes, bütün Türkiye bunlardan rahatsız olmalı mücadele vermeli” ifadelerine yer verdi.