HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, Diyarbakır’daki 8 Mart mitinginden PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride ilişkin, “Kararlı duruşumuzla tecrit kırılacak ve İmralı’nın kapısı açılacak” mesajı verdi.

Dicle Amed Kadın Platformu (DAKAP) öncülüğünde Diyarbakır’ın İstasyon Meydanı’nda “Dem dema azadiya jinan e” (Kadın özgürlük zamanı) şiarıyla düzenlenen miting, tüm coşkusuyla devam ediyor. Binlerce kadın, mitingde sahne alan Koma Sorjiyan’ın seslendirdiği birbirinden güzel parçalar eşliğinde doyasıya halay çekip, 8 Mart’ı kutlamayı sürdürüyor.

YOKSULLUK NAFAKASI TARTIŞMASI

Coşkunun bir an olsun dinmediği miting, konuşmalarla devam etti. Alandaki kitleye seslenen Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) MYK üyesi Döne Gevher Koyun, kadınların bir haftadır tüm engellemelere rağmen erkek-devlet şiddetine karşı renkleriyle alanlarda olduklarını belirtti. 

İktidarın kadınlara yönelik politikalarını eleştirip, İstanbul Sözleşmesi’nin bir gecede feshedildiğini anımsatan Koyun, “Sözleşmeyi bir gecede feshedenler şimdi yoksulluk nafakasını kaldırmayı tartışıyor. Yoksulluğun bu kadar derinleştiği bir süreçte bunun tartışılmasını kabul etmiyoruz. Direneceğimizi tekrardan söylüyoruz” dedi.  

‘KORKMUYORUZ’

Savaşların hız kesmeden devam ettiğine dikkati çeken Koyun, savaşlardan en çok kadınların zarar gördüklerinin altını çizdi. Koyun, “Kadınlar ayrımcılığı, şiddete, tacize ve tecavüze uğruyor. Mürtecileştiriliyoruz. OHAL bitti ancak buna rağmen KHK’ler devam ediyor. KHK’lerle işten çıkarılıyoruz. Arkadaşlarımızı işten çıkarılıyor. Korkmuyoruz. Özgür bir şekilde örgütlenmemize devam edeceğimizi bir kez daha dile getiriyoruz” diye konuştu.  

‘HER GÜNÜ 8 MART YAPACAĞIZ’

Konuşması zaman zaman alandan yükselen “Direne diren kazanacağız” sloganı ile kesilen Koyun, “makbul kadın” yaratma çabasına giren AKP iktidarına izin vermeyeceklerini söyledi. Yarın da Urfa’da Adalet Nöbeti’nin birinci yılını dolduran Emine Şenyaşar’ın yanında olacaklarını söyleyen Koyun, sözlerini “Tüm kadınları, kadın örgütlüğünü büyütmeye davet ediyoruz. Kadın yoksulluğuna savaşa, işyerlerindeki tacize karşı isyanımızı birleştiriyoruz. Alanlarda olmaya her günü 8 Mart yapmaya söz veriyoruz” diyerek noktaladı.

İMRALI TECRİDİ TOPLUMA YAYILDI

HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran ise yaptığı konuşmada PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkat çekip, tepki gösterdi. Tecridin tüm topluma yayıldığını belirten Başaran, İstasyon Meydanı’nda karşılaştıkları tabloyu “tecrit hali” olarak nitelendirdi. Başaran, “Duruşumuzu tecrit altına almaya çalışıyorlar. Tecrit yönetim biçimi haline gelmiş. Bu tecritle zindanlarda tutulan binlerce arkadaşımızı yok etmeye çalışıyorlar. Her zaman söylüyoruz; bu coğrafyada bir sorun var ve bunun çözüm adresi de bellidir. Çaresi İmralı kapılarının açılmasıdır. Barış isteyen kadınlar olarak yaşamımız üzerindeki tecrit kaldırılıncaya kadar mücadele edeceğiz. Bizim mücadelemizle, duruşumuzla tecrit kırılacak ve İmralı kapıları açılacak” diye konuştu.  

AYSEL TUĞLUK’TAN MESAJ  

Siyasi tutuklular üzerinde de ağırlaştırılmış bir tecridin olduğunu kaydeden Başaran, geçmiş dönemlerde cezaevlerinde yaşamını yitiren tutukluları anımsatarak, şunları söyledi: “Bu iktidar, düşman hukukuyla bu arkadaşlarımızın özgür olmasını engelledi. Bugün de Aysel Tuğluk arkadaşımız ağır bir hastalıkla karşı karşıya. Gün geçtikçe hafızasını yitiriyor. AKP-MHP iktidarı, Aysel Tuğluk arkadaşımızı ‘cezaevinde kalamaz’ raporuna rağmen rehin tutuyor. Bugün de arkadaşlarımız Tuğluk’la görüştü. Aysel arkadaşımızın sıcak selamları var. Biz Aysel Tuğluk’un hafızasıyız. Tuğluk kadın özgürlük mücadelesi ve Kürt sorununun çözümü için yaşamını ortaya koydu. Bugün de bu düşmanlıkla karşı karşıya. Bugün de arkadaşlarımızın geri adım atmasını bekliyorlar. Aysel Tuğluk şahsında tüm tutuklu kadınlara selamlarımızı gönderiyoruz. Arkadaşlarımızın tümü özgürlüğüne kavuşana kadar mücadelemiz sürecek.” 

‘İTAAT ETMEYİZ’

Kendi yaşamları için karar almak isteyen ve geleceklerini belirlemek isteyen tüm kadınların devlet-erkek şiddetine maruz kaldığını kaydeden Başaran, 2002’den bu yana en az 49 kadının erkek şiddeti sonucu yaşamı yitirdiğini söyledi. Başaran, şöyle devam etti: “Bu şiddet her gün artıyor ve politiktir. AKP-MHP, siyasetiyle her gün kadının yaşamını daraltıyor. ‘Makul kadın’ istiyorlar. ‘Aile içinde kalın, devlete ve erkeğe itaat edin. Eğer mücadele ederseniz sizi hapse atarız’ diyorlar. Her gün bu siyasetle kadının yaşamını daraltmaya çalışıyorlar. Ancak bugün Siirt’te, Dersim’de, İstanbul’da, Ankara’da, Şırnak’ta kadınlar alanlarda. Bu yüzyıl kadınların özgürlük yılı olacak. Ne devlete ne de erkeğe itaat etmeyiz. Bir adım geri atmayız. Bu duruşunuz bu baskılara karşı en büyük cevaptır. 

ÖZEL SAVAŞ UYGULAMALARI

Bir diğer taraftan devlet özel savaş politikalarıyla Kürt kadınına saldırıyor. Batman’da İpek Er, bir uzman çavuş tarafından tecavüze maruz kaldı. Er, en son katledildi. Garibe Gezer mücadele eden bir kadındı. Cezaevinde tecavüze maruz kaldı ve katledildi. Gülistan Doku yıllardır kayıp. Dersim gibi her yeri MOBESE’lerle kaplı olan yerde bulunamıyor. Her gün polis ve uzman çavuşlarla genç Kürt kadınları üzerinden özel savaş yürütülüyor. Kürdistan’da kadınlar üzerindeki tecavüz özel savaş uygulaması olarak yürütülüyor. Bununla Kürtlerin özgürlük mücadelesini yok etmek istiyorlar. Ancak tüm bunlara karşı örgütleneceğiz ve bu kirli politikaları yok edeceğiz. 

DİRENDİK VE BEDEL ÖDEDİK

Kadınlar şiddet, taciz, tecavüzle karşı karşıya. AKP-MHP ne yapıyor? Kadınların kazanımlarını hedefliyor. 20 yıllık iktidarlığı döneminde her zaman kadın kazanımlarını hedef aldı. Eşbaşkanlığı suç olarak kabul ediyor. İstanbul Sözleşmesi, tek adamla Erdoğan’ın bir mührüyle feshedildi. Bugün de nafaka tartışması yürütülüyor. Bu kazanımları AKP-MHP’de vermedi. Direndik ve büyük bedeller ödedik. Binlerce kadın arkadaşımız bundan kaynaklı tutuklandı ve şiddete maruz kaldı.”

Erdoğan’a “Siz gideceksiniz” diye seslenen Başaran, “Asla bu kazanımlarımızı bırakmayacağız. Kadınların mücadelesi onların Saraylarını yıkacak. Özgür ve eşit bir sistem kuracağız” diye kaydetti.   

Başaran, siyasi partiler arasındaki ittifak tartışmalarına da değinerek, “Bugün ittifakları kuruluyor. Hepsi bir masa etrafında toplanıyor. Kadınlar ve gençler adına karar alacağız diyorlar. Ama masada kadın yok, kadınların sorunları yok. 8 Mart’tan haykırıyoruz: Kadınların ittifakıyla çözüm olacak. Kadınlar özgür ve eşit bir yaşam kuracak” ifadelerini kullandı. 

SEMRA GÜZEL’E DESTEK

Başaran, son olarak dokunulmazlığı kaldırılan Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel’e dair şunları söyledi: “Semra Güzel bu kentin iradesiydi ve kadınların iradesiydi. Bu ittifak, kadın düşmanı politikalarıyla bugün irademizi elimizden almak istiyor. Semra Güzel bu halkın ve kentin iradesidir” diye konuştu. 

Binlerce kadın, Başaran’ın bu sözleri üzerine “Semra Güzel irademizdir” sloganları attı. 

Başaran’ın konuşmasının ardından sanatçı Ayfer Düzdaş sahne aldı. Miting, şarkılarla devam ediyor. 

BATMAN

8 Mart Kadın Parkı’nda yapılan mitingde konuşan siyasetçi kadınlar, çözümün ve ülkenin kaostan çıkmanın yolunun İmralı’dan geçtiğini belirtti. 

Batmanlı kadınlar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kentte düzenlenen mitingde buluştu. Özgür Kadın Hareketi (TJA) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi tarafından 8 Mart Kadın Parkı’nda düzenlenen ve saat 12.00’de başlayan miting için kadınlar saatler öncesinden alana gelmeye başladı. Rengarenk yöresel elbiseleriyle miting alanına gelenler arasında Batman Barış Anneleri Meclisi, HDP ve DBP örgütleri, İnsan Hakları Derneği (İHD) Şubesi, KESK bileşenleri, Tutuklu Aileleri İle Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) gibi sivil toplum örgütlerinin kadın yöneticileri ve üyeleri de yer aldı. 

Miting alanındaki kadınların sayısı artarken, sahneye bu yıl ki kutlamaların sloganı olan “Dem Dema Azadiya Jinan e (Zaman, Kadın Özgürlük Zamanı)” pankartı asıldı.

TAŞINAN MESAJLAR

Yine sarı, kırmızı, yeşil, mor ve beyaz renkli flamalarla donatılan miting alanına gelen kadınlar mesajları taşıdıkları pankart, döviz ve lolipoplarla verdi. Bunlar arasında “Bijî berxwedana jina (Yaşasın Kadın Direnişi)”, “Yeter artık, zaman özgürlük zamanı”, “Gülistan Doku’ya ne oldu?”, “Hasta tutsaklara özgürlük” mesajları yer aldı. Ellerinde üzerinde “Jin jiyan azadî” yazılı bayrakları sallayan kadınlar sık sık, “Jin jiyan azadi” ve “Hasta tutsaklar onurumuzdur” sloganlarını attı.

Yerine kayyım atanan Batman Belediyesi Eşbaşkanı Songül Korkmaz, bir gecede İstanbul Sözleşmesi’ni fesheden zihniyete karşı bugün alanda olduklarını söyledi. Korkmaz, “Her alanda elde ettiğimiz kazanımlarımızı elimizden alınmaya çalışıyor. Eşbaşkanlık sistemimiz her alanda kriminalize edilmeye çalışılıyor. Ne sözleşmeden ne eşbaşkanlık sistemimizden ne de diğer kazanımlarımızdan vazgeçmeyeceğiz” dedi. 

NADA İTTİFAKINDAN MEKTUP

DBP PM üyesi Nurten Üzümcü de Ortadoğu ve Kuzey Afrika Demokratik Kadın İttifakı’nın (NADA) kadınların gönderdiği mektubu okudu. Mektupta şu ifadeler yer aldı: “NADA ittifakı adına bu yılki 2022 kadınlar gününü kutluyor ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitiren tüm kadınları anıyoruz. İttifak olarak kadınlara yönelik ağır ihlallerde yoğunluk yaşandığına tanıklık ediyoruz. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da bununla kararlılıkla mücadele edeceğimizi belirtiyoruz. Türkiye’de iktidarın kadınların yaşamına kast eden, kazanılmış haklarını gasp etmeye yönelik saldırılarının yanı sıra; Kürt kadınlarına özel saldırı dalgasının tırmanmasına ve maruz bırakıldıkları zorla tutuklamalara ve sistematik şiddete rağmen kadın dernekleri ve ağları tarafından ardı ardına başlatılan kampanyalar son bir yıldır azalmıyor, artıyor. Taliban’ın örtük olarak meşrulaştırılmasına ve Afganistan’da işlediği insanlığa, kadınlara karşı suçlara rağmen Afgan kadınlarının direnişi büyüyor.  Suriye’de birçok şehir Türkiye işgali, çeşitli hava topçu, savaş ve hava saldırılarına rağmen kadınlar haklılıkla, yaşamı ilmek ilmek dokuyarak mücadele ediyor. Kadınların ortak ezilmişliğine inancımızla yola çıkarak bu yıl başlattığımız, ‘Kadın birliği ile etkin eşitliği, gerçek demokrasiyi ve sosyal adaleti sağlayacağız’ sloganımızla mücadele etmeye başladığımızı ve bağlılığımızı ilan ediyoruz. 

Yaşasın Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki kadınların birliği, örgütlü mücadelesi. Jin jiyan azadi.”

ÖZGÜRLÜK ZAMANI 

Kadınların 8 Mart’ını kutlayarak konuşmasına başlayan Feleknas Uca, tarihi günlerin yaşandığını belirtti. Kürt kadınlarının yıllardır mücadele yürüttüğünü kaydeden Uca, bunun sonucunda da “jin jiyan azadi” sloganının meydana geldiğini ve bu sloganın tüm dünya kadınlarına ilham olduğunu ifade etti. Uca, “Dünyadaki tüm kadınlar mücadele azmini Kürt kadınlarından alıyor. Yüzyıllar önce kalkıp kadınların özgürleşmesine izin vermeyeceklerini ve kadınları hapsedeceklerini söylediler. Fakat şu an bakıyoruz ki kadınlar hem özgür hem de meydanda yerini alıyor. Burada bulunan her kadının her annenin yüreği yanıyor. Buna rağmen asla zulme karşı boyun eğmedi ve mücadelesine devam ederek baş eğmeyeceğini söylüyor. Bunca yıldır devam eden mücadelede tek bir hedefimiz vardı; kadını ve toplumu özgürleştirmektir. Bunun için de annelerimizin rolü büyüktür ve bu annelerimiz sadece toplumu değil aynı zamanda sistemi de değiştirecek. Bu duruşunuz vakti az kalanları da paketleyip gönderecektir. Zaman kadın özgürlük zamanıdır” dedi. 

ÇÖZÜM İMRALI’DA 

Uca, “Cezaevinde Garibe Gezer şahsında tutsak olan eşbaşkanlarımıza, milletvekillerimize, yoldaşlarımıza ve İmralı’ya selam gönderiyoruz. Silahların susması ve barışın gelmesi için İmralı’nın kapılarının açılması gerekir. Kürt sorununun tek çözümü tekrar görüşmelerin sağlanmasıdır. Sayın Öcalan son görüşmesinde ‘bir haftada Kürt sorununu çözerim’ dedi. Fakat devlet ne yaptı? Kürtlere karşı topyekun savaş ilan etti. Amerika’ya ya da başka yere gitmene gerek yok İmralı’ya git orda tüm sorunların çözüm adresi orasıdır” diyerek konuşmasını sonlandırdı. 

Uca’nın konuşmasının ardından sanatçı Özlem Bağlayan sahne aldı. 

‘YAN YANA OLACAĞIZ’

DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, dünyanın her yerinde kadınların isyan, zılgıt ve halaylarıyla özgürlüğe yürümek için alanları doldurduklarını kaydetti. Aydeniz, kadınların bir haftadır sokak sokak, mahalle mahalle tecride, öldürmeye, tecavüze, tacize, yoksullaştırmaya ve yok sayılmaya karşı her alanı kadın rengine dönüştürdüğüne dikkat çekti. Aydeniz, “Kadınlar bu renklerinden asla vazgeçmeyeceğini söylüyor. Selam olsun direnen kadınlara. Dünyada, Ortadoğu, Türkiye ve Kürdistan’da kadına dönük yok sayılma politikaları uygulanıyor. Ekonomik krizin en çok yükünü kadınlar çekiyor. Bunun faturasını da kadınlara ödetmeyi düşünüyorlar. Nedeni de yönetmeyi bilmeyen erkek devlet zihniyetidir. Kadınlar asla yalnız olmayacak her yerde kadınlarla dayanışma içerisinde olup yan yana olacağız” sözlerine yer verdi.

‘KAZANIMLARIMIZA SALDIRIYORLAR’

“Nerede bir kadın kazanımı varsa oraya saldırıyorlar” diyen Aydeniz, “Kadınlar bin bir mücadele ile bütün kazanımlarını bedeller ödeyerek elde ettiler. Bu kazanımları için bugün her yerde alanları doldurdular. Faşist iktidarlar da kazanımları yok etmekle meşguller. Eşbakanlık sistemine saldırıp, İstanbul Sözleşmesi’ni feshediyorlar. Nafakayı ortadan kaldırmak istiyorlar. Buradan Batmanlı kadınlarla birlikte diyoruz ki asla vazgeçmeyeceğiz. Kazanımlarımızı bırakmayacağız. Kürt kadınlarının eşbaşkanlık sistemi Türk ve dünya kadınlarına armağanıdır. İktidar bir yandan da asimilasyon politikaları devreye koyuyor fakat buna karşı anneler başta olmak üzere Kürt kadınları asla vazgeçmedi. Anadilimiz kırmızı çizgimizdir diyoruz. Nasıl ki analar ve kadınlarımız bugüne kadar dilimizi getirdiyse bundan sonra da böyle devam edecektir” şeklinde konuştu. 

‘SİYASİ TUTUKLULAR YALNIZ DEĞİL’

Aydeniz, konuşmasının devamında şunları belirtti: “İktidar bir yandan da kendini cezaevleri üzerinden var etmeye çalışılıyor. Cezaevleri ölüm evlerine döndü. Siyasi tutsaklar insanlık dışı muamelelerle karşı karşıya kalıyor. Bu işkenceye ve baskıya en çok kadın tutsaklar maruz bırakılıyor. Buradan Garibe Gezer’e selam olsun diyoruz. Siyasi rehineler nasıl ki cezaevlerinde direniyorsa bizler de her yerde cezaevinin sesi olacağız. Başta Aysel Tuğluk olmak üzere bütün hasta tutsaklar serbest bırakılmalıdır. ATK grubu raporların altına ölümlere imza atıyor. Siyasi tutsaklar yalnız değil ve her yerde mücadelemizi devam ettireceğiz.

ÇÖZÜMÜN ADRESİ ÖCALAN’DIR

İmralı’da başlayan ve her alana yayılan bir tecrit söz konusudur. Bu tecrit Kürt sorununun çözümsüzlüğünün derinleşmesinden kaynaklanıyor. En çok tecride karşı kadınlar mücadele ediyor ve edecektir. Dünyada yaşanan kaosa bir çözüm sunuluyor; bu çözüm ve paradigmanın adresi Sayın Abdullah Öcalan’dır. Özgürlük koşulları oluşturana kadar Kürtler ve kadınlar sesini yükseltecektir. Tecrit demek daha çok gözyaşı, savaş ve tehdittir. Kadınlar olarak her yerde mücadele etmeye devam edeceğiz.

MÜCADELEDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ

Kürt halkının iradesi yok sayılmaya çalışılıyor. Semra Güzel’in vekilliğini düşürerek bizi demokratik siyasetin dışında tutmak istiyorlar. Ama biz demokratik siyasetten vazgeçmeyeceğiz. Kürt halkının gaspına ‘evet’ diyenlerle birlik olmaz diyoruz. Semra Güzel Kürtlerin ve Kürt kadınlarının iradesidir. İktidardan muhalefete biz kimseye mecbur değiliz ne statükoya ne de iktidara. Bizim yolumuz 3’üncü yoldur. Kürt kadınları demokratik ittifakta üçüncü yol siyasetinin öncüsü olarak mücadele edecektir. Kadınlar mücadeleden vazgeçmedikçe erkek egemen devlet sistemine yer yok diyoruz. Kadınlar olarak birlik mücadelesini her yerde yükseltmeye devam edeceğiz. Sarayların yıkılması kadınların eliyle olacak. 8 Mart’ta alanları dolduran kadınlar faşizmi yerle bir edene kadar mücadelesinden vazgeçmeyecektir. Bunu Batman’dan bir kere daha söylüyoruz.”

Miting çekilen halayların ardından son buldu.

MARDİN

Nusaybin'de “Bijî Serok Apo” sloganlarının yükseldiği 8 Mart şölende konuşan HDP’li Dilan Dirayet Taşdemir, “Sayın Öcalan üzerindeki tecridi kıracağız” dedi.  

Mardin Nusaybin ilçesinde kadınlar 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla şölen düzenledi. Newroz alanında düzenlenen şölene, kadınlar ulusal kıyafetleri ile katıldı. Alana giren kadınlar, ellerinde "Jin jiyan azadî" yazılı flamalar ile "Uzayda ve her yerdeyiz. Erkek egemenliğini yeneceğiz", "Dem dema xwedî derketina nîrxane", "Hakikate yürüyen kadınlar sizin baskı ve işkencelerinize boyun eğmeyecek" ve "Bijî 8'ê Adarê, dem dema azadîya jinan e" dövizler taşıdı. 

“Bijî berxwedana zindanan", "Bijî Serok Apo", "Bi can bi xwin em bi tere ne ey Serok" sloganlarıyla şölene katılan kadınlar, zılgıtlar eşliğinde halaya durdu. Saygı duruşuyla başlayan şölende, "Şehid namirin" sloganları atıldı. 

SAVAŞ POLİTİKALARINA TEPKİ 

Barış Anneleri Meclisi Nusaybin Sözcüsü Perihan Altuğ, konuşmasında cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ile AKP iktidarının savaş politikalarına dikkat çekerek, "Biz anneler barış istiyoruz. Tutsakların özgürlüğünü istiyoruz. Bunun için de mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi. 

KÜRT KADINLARI HER YERDE 

HDP'li Dilan Dirayet Taşdemir, 8 Mart'ın Dünya Kadınlar Günü ilan edilmesine kadar yaşanan süreci anlatırken, Newyork'ta kadınların yaktığı meşaleyi bugün Kürt kadınlarının alevlendirdiğini söyledi. Kürt kadınlarının mücadelesinin bugün dünyanın tamamına örnek olduğunu ifade eden Taşdemir, Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınların kadın merkezli yeni bir sistemi hayata geçirmek için mücadele ettiklerini dile getirerek, "Rojava kadınları bugün DAİŞ karanlığını yırtarak, kadın yaşamını inşa ediyor. Selam olsun onlara. Doğu'da kadınlar İran rejimine, Güney'de rejime karşı, burada erkek devlete karşı mücadele veriyor. Kürt kadınları her yerde erkek egemen rejime karşı mücadele veriyor. Hepsine selam olsun. Kürt kadınları güçlerini direnen kadınlardan, Garibe Gezer'den Deniz Poyraz'dan alıyor. Kürt kadınları direniyor. Her yerde direniyor" ifadelerini kullandı. 

‘SEMRA GÜZEL KADINLARIN GERÇEKLİĞİDİR’

Cezaevlerinde de kadınların mücadele ettiklerini dile getiren Taşdemir, mahkeme salonlarında kadınların demokrasi, barış, özgürlük, Kürtlere ve Kürdistan'a statü istediklerini ifade etti. Semra Güzel’in dokunulmazlığının kaldırılmasına değinen Taşdemir, "Semra Güzel Kürt kadınlarının gerçekliğidir. Hepimizin gerçekliğidir" şeklinde konuştu.

‘İMRALI SİSTEMİNİ ORTADAN KALDIRIN’

AKP ve MHP iktidarının savaş politikalarına ısrar ettiğini dile getiren Taşdemir, savaştan en fazla kadınların etkilendiğini söyledi. Taşdemir, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugün bizi silmek isteyenler kendileri siliniyorlar. Bugün hepsi mafya ve çete oldu. Çeteler her yerde ülkeyi ellerine almışlar. Krizi hepimizi yaşamımızda görüyoruz. Bu krizin sebebi nedir? Sebebi bu hırsızlardır, bu çetelerdir."

Taşdemir, Kürt sorununda çözüme işaret ederek, "Bugün yolu nedir? Kürtlerin iradesini kabul edeceksiniz. Kürtlerin dilini, kimliğini kabul edeceksiniz. Kayyım politikalarına son vereceksiniz. Sayın Öcalan üzerindeki tecridi kıracağız. Sayın Öcalan'ı tuttuğunuz İmralı'yı ortadan kaldıracağız. Bunlar olmadıkça ülke düzelmez. Kürt kadınlarının dinlemeden sorunları çözemezsiniz" dedi. 

DERSİM

Erkek egemen sistemin şiddet politikalarına itirazın yükseldiği Dersim’de gerçekleştirilen 8 Mart mitinginde Birleşik Kürt Kadın Platformu’nun paylaşılan mesajında, “Kürt kadınlarının 8 Mart çığlığı birliği sağlayacak” denildi.

Dersim’de 8 Mart kutlaması için Seyit Rıza Meydanı’nı dolduran kadınlar, erkek egemen zihniyetin hemcinslerine hedef alan politikalarına karşı hep birlikte ses çıkarıp, itiraz etti. Coşkulu bir kutlamaya ev sahipliği meydanı dolduran kadınlar, vermek istedikleri mesajları taşıdıkları pankart ve dövizlerin yanı sıra attıkları sloganlarla, çektikleri zılgıtlarla gösterdi. Bir yandan attıkları “Jin, jiyan, azadî”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” ve “Yaşasın kadın mücadelesi” sloganları ile tepkilerini gösteren kadınlar, bir yandan da davul zurna eşliğinde çektikleri halaylarla doya sıya eğlendi.

Miting, Dersim Kadın Platformu’ndan Fatma Argın Taşkale’nin açılış konuşması ile başladı. Erkek egemenliğine, eşitsizliğe, şiddete, savaşa, emek sömürüsüne ve yoksulluğa karşı kadınlar olarak bir kez daha alanlarda olduklarını dile getiren Taşkale, 8 Mart’ın kadın mücadelesinin sembolü olduğunu belirtti.

‘GEÇİT VERMEYECEĞİZ’

Emperyalistlerin egemenlik ve paylaşım kavgası ile şovenizmi kabul etmediklerini ifade ederek sözlerine devam eden Taşkale, “Savaşların yol açtığı göç yollarında kadınların ve çocukların, yoksul halkın nelere maruz kaldığının en yakından tanıkları olarak savaşa karşıyız. Mültecilerin Ege Denizi’nde, Yunanistan ve Türkiye sınırlarında, yaşam alanlarında uğradığı katliamların tanıklarıyız. Mülteci kadınlara yönelik cinsel, fiziksel, psikolojik saldırılara geçit vermeyeceğiz. Halklara yönelen savaşa ve silahlara karşı mücadelemizi büyüteceğimizi bir kez daha haykırıyoruz” dedi.

TUTUKLU KADINLARA ÖZGÜRLÜK

Binlerce yıldır kadın emeğini ve bedeninin sömürüldüğünü dikkat çeken Taşkale, şunları ekledi: “Binlerce yıldır erkek egemenliğinin sömürüsüne karşı mücadele ediyoruz. Mücadelemiz erkek egemen düzenin baskı, şiddet, yıldırma politikaları ile engellenmeye çalışılmaktadır. Bu politikalarla tutsak ediliyor, katlediliyor, özgürlüğümüz ve yaşam hakkımız elimizden alınıyor. Cezaevlerindeki hukuksuz uygulamalar ve baskılar artarak devam ediyor. Kandıra cezaevinde şüpheli şekilde hayatını kaybeden Garibe Gezer bunlardan sadece biri. Bu süreçte birçok hasta tutsak hapishanelerde yaşamını yitirdi. ATK tarafından verilen ‘cezaevinde kalabilir’ raporlarıyla yüzlerce hasta tutsak hâlâ hapishanelerde tutulmaktadır. Bu nedenden dolayı, tek başına hayatını idame edemeyen ve birçok hastalığı bulunan Aysel Tuğluk’a özgürlük talebimizi bir kez daha yineliyoruz. Aysel Tuğluk ve tüm hasta tutsaklar için özgürlük istiyoruz.” 

GÜLİSTAN DOKU NEREDE?

Taşkale, iki yıldan uzun süredir kendisinden haber alınamayan Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku’yu da hatırlattı. Taşkale, “İlk günden beri adil ve şeffaf bir soruşturma yürütülmediğini söyledik. Bugün söylediklerimizin ne kadar doğru olduğunu hep birlikte görüyoruz. İlk günden beri sorduk sormaya devam edeceğiz. Buradan hep birlikte Bedriye annenin sesi olalım ve soralım; Gülistan Doku Nerede?” diye sordu.

CEZAEVİNDEKİ KADIN SİYASETÇİLER

Sonrasında konuşan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) MYK üyesi Berivan Sincar ise Sebahat Tuncel, Gültan Kışanak, Aysel Tuğluk ve cezaevlerindeki diğer siyasi kadın tutukluları selamlayarak sözlerine başladı. Sincar, cezaevindeki kadınların erkek egemen devletine karşı biat etmeden dört duvar arasında mücadele etmeye devam ettiğini kaydetti. 

Sincar, “Biz de buradan seslerimizi onlara ulaştırmaya çalışıyoruz. Yine bir adalet söylemi dile geliyor ama ne yazık ki, gördüğümüzde adalete ilişkin tanımını en fazla yerle bir eden bir süreci yaşıyoruz. Bugün Dersim’de Gülistan Doku örneğinde olduğu gibi. Aslında Dersim coğrafyası yaşanan bu baskı ve zulmü yıllardan beridir biliyor. Nasıl ki Dersimin kayıp kızları hikayesiyle Dersim’in direnişçi kadınlarını teslim alma ve iradelerini kırmaya dönük yaklaşımlar yapıldıysa, bugün de üniversitelerimizde ve sokaklarımızda genç kadınlarımıza dönük özel savaş sisteminin çok yoğun bir şekilde işletildiği gerçeğini görebiliyoruz” ifadelerini kullandı.

ADALET NÖBETLERİ

Kadınların adalet arayışının her geçen gün daha da arttığına dikkat çeken Sincar, sözlerini söyle sürdürdü: “Emine Şenyaşar adalet nöbetinin birinci yılını Urfa Adliyesi önünde sürdürüyor. Gözlerimizin önünde yaşanan bir vahşet korunması gereken bir ortamda ailesi katledildi. Ama adaleti dağa, taşa, toprakta arıyor. Fakat bunu vermekle yükümlü olan sistem ne yazık ki buna yanıt olamıyor. Yine hepimizin geçtiği yılda tanık olduğu siyasal çalışmalar içerisinde yer alan Deniz Poyraz’ın katledilmesi olayı ve Konya katliamı. Yine bakacak olursak, cezaevinde hasta kadın tutsaklar olmak üzere hasta tutuklulara karşı uygulanan her türlü yönelim ne yazık ki bunlara karşı sürdürülen adalet nöbetleri var. Belki de bu süreçte en çok hepimizin söylediği adalet ve hak arayışlarına karşılık biliyoruz ki, duymamazlıktan ve görmemezlikten gelinen bir yaklaşımla karşı karşıya kalınmakta. Bütün bunlara karşı bizler mücadelemizin temel dinamikleri arasında yer alıyoruz.” 

'MEYDANLARDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ'

Salgınla birlikte kapitalist modernite ve ulus devletlerin çözümsüz ve yetersiz olduğunun açığa çıktığının altını çizen Sincar, konuşmasını “Yaşanan sorunlara karşı elbette ki direniş kültürünün ve mücadelemizin ortaya koymuş olduğu kurtuluş noktaları vardır. Bugün her türlü yönelime karşılık bizler, alanlarda olmaya devam ediyoruz. Nasıl ki her yıl yeni yılı karşılıyorsa her 8 Mart’a meydanlarda yılın direnişinin belirlendiği yılın sloganları oluyor. Bugünler yine Newroz’a kadar olan süreç direnişlerimizin ve zılgıtlarımızın coşkuyla ortaya konduğu günler dönüyor. Bugün Kürdistan’ın birçok kentinde savaşa, kadın kırımı ve şiddete karşı meydanlardayız ve meydanlarda olmaya devam edeceğiz” diyerek sonlandırdı.

BİRLEŞİK KÜRT KADIN PLATFORMU'NDAN MESAJ

Birleşik Kürt Kadın Platformu tarafından gönderilen mesaj da miting alnında okundu. Mesajda şu ifadeler yer aldı: “Kadın Birliği Platformu olarak, 8 Mart Kadınlar Günü’nü, Kürt kadınlarının ruhuyla Kürdistan’ın her tarafından karşılıyoruz. Rojava’dan Doğu Kürdistan’a, Kuzey’den Güney Kürdistan’a kadar bütün Kürt kadınlarının 8 Mart çığlığı, Kürt kadınlarının birliğini sağlayacak. Bütün halklar kendi tarihlerini dilleri ve kültürleriyle inşa eder. Birlik temellerini dil, kültür ve tarihleri ile yaparlar. Bütün Kürt kadınlarına çağrımızdır; Her birimiz dilimizin neferi, kültürümüzü yaşatanlarız. Umut ediyoruz ki, 8 Mart Kürt kadınlarının birlik günü olur. Bu bağlamda başta Kürt kadınları olmak üzere bütün dünya kadınlarının 8 Martını kutluyoruz. Yaşasın Kürt Kadın Birliği.”

Okunan mesajın ardından Dersim Belediyesi Korosu’nun sahne aldığı miting, seslendirilen şarkılar, çekilen halayların ardından kadınların alkışlarıyla sona erdi.

ŞIRNAK

Silopi'de büyük bir coşkuyla kutlanan 8 Mart mitinginde konuşan HDP'li Meral Danış Beştaş, özgürlüğe tecrit uygulandığını belirterek, “Savaş onları zenginleştiriyor” dedi. 

Şırnak’ın Silopi ilçesinde, Özgür Kadın Hareketi (TJA) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi’nin “Dem, dema azadîya jinan e” şiarıyla düzenlediği miting, Newroz Alanı’nda başladı. Mitinge, HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Şırnak Milletvekili Nuran İmir, Barış Anneleri Meclisi üyeleri ve yüzlerce kadın katıldı. Yöresel kıyafetlerle mitinge akın eden kadınlar, “Dem, dema azadîya jinan e” pankartı açarak, sık sık “Jin jiyan azadî”, "Bê Serok jiyan nabe", "Bijî berxwedana zindanan", “Bijî berxwedana jinan” sloganlarıyla PKK Lideri Abdullah Öcalan’a özgürlük talebini haykırdı. 

Mitingde kadınları selamlayan HDP Milletvekili Nuran İmir, kadınların kararlılığının karşısında hiçbir gücün duramayacağını ifade ederek, "Kürt halkının birliği kurulmadan özgürlük gelmez. Bütün koşullara ve şartlara rağmen Kürt ulusal birliği sağlanmalıdır. Kürt kadınları olarak bu konuda üzerimize düşeni yapmaya hazırız. AKP-MHP iktidarı Kürt kadınlarının şahsında Kürt halkına düşmanlık ediyor. Aslında mücadelemizin ve varlığımızın düşmanlığını yapıyorlar. Bu düşman politikaları hiçbir zaman sonuç almadı ve bundan sonra da sonuç alamayacaktır. Kürt kadınları barış için mücadele ediyor ve etmeye devam edecektir" dedi.

İMRALI TECRİDİ 

Kürt halkının mücadelesini inkar edenlerin amaçlarına ulaşamayacaklarını belirten İmir, "Barış ve özgürlük için, Kürt sorununun demokrasi içerisinde çözümü için Sayın Öcalan'ın uzattığı eli tutmayanlar yenilmeye mahkumdurlar. Kürdistan ve Türkiye'nin tamamında tecrit sistemi yürütülüyor. Öcalan şahsında bütün cezaevlerine de bu tecridi yaymışlar. Ancak tecritte ısrar edenler, demokrasi söylemleri de sarf ediyorlar. Hak, hukuk ve adaletten de bahsediyorlar. Bilsinler ki; halk nezdinde bu söylemlerin hiçbir değeri yoktur. Burada adalet ve demokrasi ancak Sayın Öcalan üzerinde ki tecridin kırılmasıyla tesis edilebilir. Biz kadınlar da hükümetin bu kirli politikalara karşı hiçbir zaman diz çökmedik ve çökmeyeceğiz" diye belirtti.   

'CEZAEVLERİNİ BOŞALTACAĞIZ'

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, iktidarın kadınlara yönelik politikalarına değinerek, "Bu yüzyılda dahi kadınların kendi anadillerinde eğitim görmesi engelleniyor. Bu şekilde Kürt halkını soluksuz bırakacaklarını hesap ediyorlar. Botan'dan bunu düşünenlere sesleniyoruz; vallahi sizleri göndereceğiz, bizler kalacağız. İktidarın bu politikalarına karşı çıktığı için yüzlerce arkadaşımız cezaevine konuldu. Bugün bile Kobanê kumpas davası görülüyor. Bu dava kapsamında Gültan Kışanak, Sabahat Tuncel Ayla Akad Ata, Aysel Tuğluk, Figen Yüksekdağ ve daha yüzlerce arkadaşımızı cezaevlerine atıldı. Cezaevlerinde direnen kadınlara binlerce kez selam olsun. Bizler de hep birlikte cezaevlerinin sesi olacağız ve yakında bütün cezaevlerini boşaltacağız" ifadelerini kullandı. 

'ÖCALAN'IN SESİ HALKA ULAŞTIRILMALI'

Özgürlük ve barış karşıtlarının İmralı’da tecridi derinleştirdiğini dile getiren Beştaş, şunları söyledi: "Sayın Öcalan her konuşmasında bu topluma barışı getireceğini belirtiyor. Bir masa kurulursa bir hafta içerisinde bu sorunu çözeceğini dile getiriyor. Ancak Sayın Öcalan'ın karşısında olanlar ise savaşta ısrar ediyor. Çünkü savaş hem onları zenginleştiriyor hem de iktidarlarını sürdürmelerine neden oluyor. Biz de bu yüzden savaş ve tecridin karşısındayız. Sayın Öcalan üzerinde uygulana tecrit derhal kaldırılmalı ve sesi halka hemen ulaştırılmalıdır. Halk da Öcalan'ın sesini duymak istiyor. Botan'ın sesi de bugün Ankara'ya ulaşmıştır.”

BEŞTAŞ'TAN DELALÊ PARÇASI

Partilerine dönük açılan kapatma davasına da değinen Beştaş, "Partimizi kapattıklarında halkımızın farklı bir yere gideceğini hesap ediyorlar. Şunu iyi bilsinler ki; bu halk kendi yolunu bulur ve yeni bir yol inşa edecektir. Halkımızla birlikte mücadelemiz sürecektir. O yüzden kimse üzülmesin" dedi. Beştaş'ın konuşmasının ardından sahneden "Delalê" parçasını seslendirmesi büyük bir coşkuya vesile oldu. 

KÜRT ULUSAL BİRLİĞİ ÇAĞRISI 

Mitingde, Kürt Kadın Birliği Platformu tarafından gönderilen mesaj okundu. Mesajda, "Kürt kadınları dilimiz, kültürümüz ve tarihimizle başarılıyız. Ve tüm Kürt kadınlarını kendi dillerini konuşmaya ve kendi kültürlerini yaşatmaya çağırıyoruz. Ve farklı fikir, din ve inançlarımıza sahip çıkalım ve Kürt kadın birliği çatısı altında birleşelim. 8 Mart'ın Kürt kadınları ve Kürt halkının birliğine yol açacağı konusunda hemfikiriz. Bu duygularla, özellikle Kürt kadınları ve tüm dünyadaki kadınlar için 8 Mart'ı kutluyoruz" denildi.

NADA: ÖZGÜRLÜK MÜCADELEMİZ KAZANACAK

Ortadoğu ve Kuzey Afrika Demokratik Kadın İttifakı'nın (NADA) gönderdiği mesajda ise, “Küresel kapitalist sistem, içinde bulunduğu yapısal krizden kurtulmak için yaygınlaştırmaya çalıştığı yıkıma ek olarak, birçok ülkede kendi çıkarları uğruna ve bölgedeki ömürlerini uzatmak için işgal ve savaşlara başvurmakta.  Türkiye'de iktidarın kadınların yaşamlarına kast eden, kazanılmış haklarını gasp etmeye yönelik saldırılarının yanı sıra Kürt kadınlarına özel saldırı dalgasının tırmanmasına ve maruz kaldıkları zorla tutuklamalara ve sistematik şiddete rağmen, kadın dernekleri ve ağları tarafından ardı ardına başlatılan kampanyalar son bir yıldır azalmıyor, artıyor. 

Suriye'de birçok şehir ve bölgedeki Türkiye işgaline, çeşitli savaş, topçu ve hava saldırılarına ve özellikle Kuzey ve Doğu Suriye'de direnen kadınları hedef almasına rağmen kadınlar kararlılıkla, yaşamı ilmik ilmik dokuyarak mücadele ediyor. Ataerkil sistemin çeşitli yıkıcı yöntem, araç ve kurumlarıyla bölgelerimizde yaygınlaşmasının, kadınların var olma ve özgürlük mücadelelerini dağıtan, birliğimizi ve enerjimizi tüketen tüm sınırları aşan topyekûn ve birleşik mücadele ihtiyacını bir kez daha hatırlattığını apaçık görüyoruz. Kadınların ortak ezilmişliğine inancımızla yola çıkarak bu yıl başlattığımız "Kadın birliği ile etkin eşitliği, gerçek demokrasiyi ve sosyal adaleti sağlayacağız. Özgürlük mücadelemiz kazanacak" " ifadelerine yer verildi. 

Konuşmaların ardından Xecê, Hediye ve yerel müzik grupları sahne aldı. Rengarenk kıyafetlerle halaya duran Botanlı kadınlar, sloganlarıyla taleplerini dile getirdi. 

SİİRT

Siirtli kadınlar, 8 Mart’ı coşkuyla kutlarken, HDP Sözcüsü Ebru Günay, AKP iktidara Siirt’ten “Barışçıl bir dünya için, demokratik bir Türkiye için Sayın Öcalan üzerindeki tecridi kıracağız" diyerek seslendi.

Bu yıl ki 8 Mart kutlamalarının bölge kentlerindeki adreslerinden biri Siirt oldu. Kentte yaşayan kadınlar 8 Mart’ı etkili olan soğuk hava şartlarında kutladı. Tevgera Jinên Azad (TJA) öncülüğünde “Şimdi Kadın Özgürlük Zamanı” şiarıyla düzenlenen miting Newroz Alanı’nda yapıldı. 

Üzerlerinde yöresel kıyafetleri, ellerinde sarı, yeşil kırmızı flamalarla miting alanına gelen kadınlar, kimlik kontrolü ve üst aramasından geçirildikten sonra içeriye girebildi. Alanda kurulan sahneye Türkçe ve Kürtçe olarak “Hasta tutuklular onurumuzdur”, “Şimdi kadın özgürlük zamanı” ve “Birlikte başaracağız” pankartları asıldı.

Alana giren kadınlar “Jin, jiyan, azadî” sloganı atıp, halay çekerek mitingin başlamasını bekledi. Mitinge Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, görevden alınan Siirt Belediyesi Eşbaşkanı Berivan Helen Işık, HDP İl Eşbaşkanı Belkıs Beştaş Epözdemir’in yanı sıra Barış Anneleri Meclisi üyeleri de katıldı.

Barış ve demokrasi şehitleri anısına saygı duruşunda bulunulmasıyla başlayan mitingin açılış konuşmasını Tertip Komitesi Başkanı Cemile Altan yaptı. Altan, Botan’ın mücadeleci, onurlu, barış ve özgürlük isteyen kadınlarının 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladığını söyleyip, alandakileri selamladı. Kadınlar olarak mücadele edip, çok ağır bedeller ödeyerek bugünlere geldiklerini söyleyen Altan, mücadelelerinin her geçen gün daha da büyüğünü ifade etti.

ÖZDEMİR: KADININ İRADESİNDEN KORKUN

HDP İl Eşbaşkanı Belkıs Beştaş Özdemir ise, konuşmasında şunları söyledi: “Belediyemize kayyım atandı, gözaltına alındık, tutuklandık. Ama kayyımlar bunu iyi bilsin. Nasıl ki diğer sefer onları yıktıysak bir kez daha onları yıkacağız. Kayyımlar sadece kadın iradesine değil, tüm Kürt halkının diline kültürüne karşıdır. Hiçbir zaman bu zihniyeti kabul etmeyecek, her gün mücadelemizi büyüteceğiz. Gün kadın özgürlük günüdür ve kadının iradesinden korkun.”

Ardından Barış Anneleri Meclisi hep birlikte sahneye çıkıp, Kadınlar Günü’nü kutladıkları kadınları “Bijî Serak Apo” sloganı atarak selamladı.

'YÜRÜYÜŞÜMÜZ DAHA YENİ BAŞLIYOR'

Sonrasında konuşmasını yapmak üzere sahneye HDP Sözcüsü Ebru Günay çıktı. Alandakileri selamlayan Günay, sözlerine “Bugün bizim için direniş daha yeni başlıyor. Mücadele ve özgürlük yürüyüşümüz daha yeni başlıyor” diyerek başladı.

Bu yıl ki 8 Mart’ı yoldaşları Garibe Gezer ve Deniz Poyraz’a adadıklarını söyleyen Günay, “Onların direnişi, kararlılığı ve mücadele azmi bizlere her yerde yol gösterecektir. Buradan Garibe Gezer şahsında bütün tutsak kadınlara, Figen Yüksekdağ’a, Gülten Kışanak’a, Sebahat Tuncel’e, Ayla Akat’a selam gönderiyoruz. Aysel Tuğluk’a buradan Siirt’ten selam göndermek istiyorum. Direnen bütün kadınların, tutsak bütün yoldaşlarımızın 8 Martı kutlu olsun. Onlar içeride, bizler dışarda direnmeye devam edeceğiz” dedi.

‘BİRLİKTE DEĞİŞTİREBİLİRİZ’

Sözlerine “Bizler özgürlüğe doğru yürüyen, bizler mücadele eden, bizler direnen kadınlarız” diyerek devam eden Günay, şunları ekledi: “Çünkü biliyoruz ki ancak birlikte değiştirebiliriz. Şimdi kadın özgürlüğü zamanı diyoruz. Kadın özgürlüğü dolu bir yarın için mücadele ediyoruz.  Bizler kazanmalarımızı koruyacağız, bin bir emek ve mücadeleyle kazandığımız haklarımızın hepsini sonuna kadar kullanacağız.” 

Günay, Kürt kadınlarına yönelik yürütülen baskı ve işkence politikaları üzerinde durdu. Bu politikaların yürütülen savaşın sonucu olduğunu çok iyi bildiklerini söyleyen Günay, “Bu savaş da İmralı’da Sayın Öcalan üzerinde yürütülen tecritten kaynaklıdır. Bir kez daha Siirt’ten sesleniyoruz; barışçıl bir dünya için, demokratik bir Türkiye için İmralı’da Sayın Öcalan üzerinde devam eden tecrit kaldırılsın ve bu topraklarda barış özgürlük ve demokrasi konuşulsun” sözleriyle iktidara seslendi.

İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılan AKP’nin kadını “erkeğin kölesi” yapmak istediğini söyleyen Günay, bunu asla kabul etmeyeceklerini vurguladı.

'BARIŞIN ANAHTARI ÖCALAN'

Rusya ve Ukrayna arasında devam eden savaşa işaret eden Günay, “Kürdistan’da her zaman savaş var ve Kürt anası ile kadını bu savaşı çok iyi biliyor. Bu savaşın bitmesi, barışın sağlanmasının anahtarı ise İmralı’da bulunan Sayın Abdullah Öcalan’dadır” dedi.

Günay’ın konuşmasını tamamlamasının ardından miting, sahne alan sanatçı Ruken Demir’in seslendirdiği şarkılarla sona erdi.