Antep Demokratik Kadın Platformu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü düzenledikleri kitlesel yürüyüşle kutladı. Kırkayak Parkı’nda bir araya gelen kadınlar, "İstanbul Sözleşmesi’ni değil cinayetleri engelle",  "Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz, özgürlüğümüz bizimdir" ile "Kadınlar eşitsizliğe, yoksulluğa, şiddete, işsizliğe karşı" pankartlarının yanı sıra "Jin jiyan Azadî", "Çıplak arama işkencedir", "Gülistan Doku nerede?" ve "Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz" dövizleri eşliğinde Yeşilsu Parkı’na doğru yürüyüşe geçti.

Yürüyüş sırasında katledilen kadınları hatırlatan kadınlar, sık sık "Jin jiyan azadi", "Bir kişi saha eksilmeyeceğiz", "Kadın cinayetleri politiktir", "Yaşasın kadın birliği" ve "İstanbul Sözleşmesi’ni uygula" sloganları attı. Sloganlar eşliğinde parka ulaşan kadınlar, burada zılgıtlar eşliğinde halay çekti. Daha sonra adınlar adına hazırlanan ortak metni Gül Fidan Özpolat okudu. 

300 KADIN KATLEDİLDİ 

Katledilen kadınları anarak konuşmasına başlayan Özpolat, pandemi sürecinin en ağır yükünü kadınların çektiğini belirterek, eşitsizliğin derinleştiğine dikkat çekti. Kadınların muhafazakar-feodal kültürün baskısıyla eve kapanmaya zorlandığını belirten Özpolat, şöyle dedi: "Kadınların istihdam ve sosyal yaşama katılım oranlarında son yıllarda görülen düşüş bunu en açık biçimde gösterdi. Tüm bunlarla beraber 2020 yılında Türkiye’de en az 300 kadın katledildi, 171 kadının ölümü ise şüpheli olarak kayıtlara geçti. Antep’te son bir yılda Duygu Delen, Sezay Koçak ve Feyza Nur Sağlam gibi birçok kadın intihar süsü verilerek katledilirken, ülke genelinde ise kadınlar, en yakınlarındaki erkekler tarafından fiziksel, psikolojik, cinsel şiddete maruz kaldı, her gün en az 4 kadın katledildi. 

CEZASIZLIK

Her gün vahşice işlenen bir cinayet haberi alıyoruz, hükümet ise bu gerçeklik tablosuyla dalga geçer gibi ‘salgın döneminde kadına yönelik şiddet azaldı’ diyor. Devlet kadınları korumak adına etkili bir adım atmazken, eskimiş müjdelerle adeta göz boyamaya çalışıyor. Cezasızlık, korumasızlık ve hukuksuzluk nedeniyle kadına yönelen şiddet konusundaki istatistikler, dünya genelindeki bir insan hakları felaketini ortaya koymaktadır. Kadınların insanlık dışı yöntemlerle, vahşice, toplumun, devletin gözü önünde öldürülmesi ve kadına yönelik şiddetin faillerinin, yargı ile ‘tahrik’ adı altında indirimlerle serbest bırakılması, şiddeti ve kadın cinayetlerini körüklemektedir." 

TALEPLER

Özpolat, daha sonra kadınların taleplerini ise şu şekilde sıraladı: 

* Kadınlar ve LGBTİ+ lara yönelik her türlü ayrımcılığı ve şiddeti önleyen yasal düzenlemeler acilen yapılmalı, İstanbul Sözleşmesi’nin tartışılmasına son verilmeli, 6284 sayılı yasa etkin bir şekilde uygulanmalı,

* Çalışma hayatında kadına yönelik her türlü ayrımcılık terk edilmeli, esnek çalışma biçimlerine, cinsiyetçi iş bölümüne, ücret eşitsizliğine son verilmeli güvenceli, düzenli işler yaratılmalı,

* Yetki ve karar mekanizmalarında eşit temsiliyetin hayata geçmesi sağlanmalı,

* Bir sağlık ve sosyal hak olarak kürtaj hakkının kullanımını engelleyen fiili uygulamalardan vazgeçilmeli, güvenli ve parasız kürtaj olanakları sağlanmalı,

* Kadınlar regl döneminde en az iki gün ücretli izinli olmalı,

* Kadın istihdamın önündeki engellerden olan çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımı kamusal hizmet olarak sunulmalı, ev işlerini kadının üstünden alacak sosyal politikalar uygulanmalı,

* Kapatılan kamu kreşlerinin yanı sıra tam zamanlı, ücretsiz, nitelikli ve anadilinde hizmet veren kamu ve mahalle kreşleri açılmalı,

* ILO 190 sayılı sözleşme uygulanmalı,

* Kadını eğitimden, istihdamdan, yaşamdan koparan, çocuk yaşta evliliklerin hızla artmasına yol açan 4+4+4 eğitim sistemi hemen iptal edilmeli,

* 8 Mart kadınlar için ücretli izin günü sayılmalı, 

* Gözaltında çıplak arama işkencesine son verilmeli, yapılan bu insan hakları ihlalleri için derhal cezai işlemler başlatılmalıdır." 

Etkinlik daha sonra çekilen halaylarla son buldu.