Batman'da 4 Eylül 1993 yılında öldürülen Demokrasi Partisi (DEP) Milletvekili Mehmet Sincar cinayetinin tek tutuksuz sanığı Hizbullah üyesi Cihan Yıldız hakkında yeniden görülen davanın 3'üncü duruşması Diyarbakır 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Sanık Yıldız duruşmaya katılmazken, avukatı hazır bulundu. 

 

Sincar ailesini temsilen çok sayıda avukat duruşmaya katıldı. Sincar'ın eşi Cihan Sincar, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, milletvekilleri Pero Dündar, Feleknas Uca ve Semra Güzel, HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Zeyyat Ceylan ile çok sayıda sivil toplum örgütü temsilsici duruşmayı izledi. 

 

SAVCIDAN EK SÜRE TALEBİ

 

İzinli olan mahkeme heyetini yerine farklı bir heyet ve savcı duruşmaya baktı. Geçici heyet, sınırlı bir zamanların olduğunu, zaman aşımına dair savunma yapılmasını istedi. Heyet, daha önceki savunmalardan farklı ifadeler varsa onları dinlemek istediğini kaydetti. Savcı, geçici olarak dosyana baktığını ve dosyayı inceleyemediğini belirtti. Savcı, dosyayı incelemek için süre talebinde bulundu. 

 

Duruşmada söz verilen Mehmet Sincar'ın eşi Cihan Sincar, asıl mahkeme heyeti olmadığı için bir şey belirtmeyeceklerini, karar duruşmasında beyanlarını aktaracaklarını söyledi. 

 

EREN: TUTANAK YOK

 

Sincar ailesi avukatlarından Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, mahkeme heyeti değişikliğine işaret ederek, dosyanın mütalaa için 6-7 ay önce tebliğ edildiğini vurguladı. Eren, "Dosyanın savcıya gönderildiğine dair bir tutanak bile yok. Dosyanın savcılığına sunulduğuna dair hala da bir tutanak yok. Savcının hala mütalaayı hazırlayıp hazırlamadığını, dosyanın mütalaa için gönderilip gönderilmediğini de bilmiyoruz" dedi. 

 

Eren, heyetin dosyaya yeni atandığını ve dosyanın zaman aşımına uğramaya yakın olduğu nereden bildiğini sordu. Bir an önce davanın karara bağlanmasını isteyen Eren, "Adaletin sağlanmasını istiyoruz. Cihan Yıldız'ın neye ilişkin adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine dair bir gerekçe yok. Yeniden yargılanmasına ne gerekçe sunuldu, dava dosyasında bu yok. Dava dosyası askeri mahkemede bile görülmedi. Ama 'askeri mahkemede oldu' denilerek hak ihlali yaşandığı gibi bir gerekçe sunuldu. Yargılama askeri yapılmadı" diye konuştu. 

 

Eren, zaman aşımı süresinin dikkate alınarak bir sonraki duruşma tarihinin erken bir tarih olmasını talep etti. 

 

SADECE TETİKÇİ YARGILANIYOR

 

Avukat Büşra Kaya, 7-8 yıldır süren yargılamada kesin bir hüküm olmamasına rağmen sadece tetikçinin yargılandığını, cinayetin arkasında kim olduğunun ve faillerinin ortaya çıkarılmadığını aktardı. Kaya, "Bu cinayet münferit bir cinayet değil 90'lı yıllarda işlenen bir cinayet olduğunu ve politik bir cinayet olduğunun bilinmesi gerekir. Bunların arkasındaki organizasyonu ortaya çıkaracak Susurluk Raporu var. Bu rapor Cumhurbaşkanına sunuldu. Bu dosyada gerçek faillere ulaşılmadı. Milli İstihbarat Teşkilatı bir ve iki raporlarında da cinayetin işlenişine ait çok sayıda belge ve bilgi var" diye kaydetti. 

 

MEHMET AĞAR'A İŞARET ETTİ

 

Mehmet Ağar'ın 1993-95 yılları arası Emniyet Genel Müdürlüğü yaptığını anımsatan Kaya, "Ankara'da JİTEM'den yargılanması devam ediyor. Bu cinayetle hiçbir ilgisinin olmadığını söylemek mümkün değil. Yine o dönem valisinin de bilgisinin olmadığını söylemek mümkün değil. Bu dosyada sadece tetikçi yargılanmakta. Karara bağlansa bile adalet sağlanmayacak. Kovuşturmanın genişletilmesi, MİT raporlarının, Susurluk Raporunun dosyaya eklenmesini istiyoruz. Savcılık o dönemin sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunmalı, yine aynı şekilde mahkeme o dönemin sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunmalı" dedi. 

 

TETİKÇİNİN TUTUKLANMASINI İSTEDİ

 

Avukat Serhat Eren ise, Sincar cinayetinde Meclis'in iradesini ortaya koyamadığına işaret ederek, "Bir komisyon kuruldu ama cinayetler aydınlatılmadı. Mahkeme de raporları talep etmemize rağmen raporları getirmeyerek, bu cinayetlerin faili meçhul kalmasına yol açtı. İddia makamının 7 aydır dosyaya sunduğu mütalaa yok. En azında mahkeme heyeti tarafından uygun bir süre verilsin. Mahkemenin Cihan Yıldız'ın tutuklanması yönünde karar vermesini talep ediyoruz" şeklinde konuştu.

 

'İŞKENCE ALTINDA İFADE' İDDİASI  

 

Ardından söz verilen sanık avukatı da dosyaya yönelik etkin bir soruşturma yürütülmediğini, mağdur avukatlarının dile getirdiği raporları kendilerinin mahkemeden talep ettiğini, ele geçirildiği belirtilen Hizbullah'ın arşivini istediklerini kaydetti. Tüm bunlara rağmen taleplerine olumsuz yanıt verildiğini söyleyen avukat, müvekkili hakkında ifade verenlerin işkence altında ifade verdiğini ve müvekkilinin hiçbir zaman bu yönde bir ikrarı ya da itirafı olmadığını iddia etti. 

 

TUTUKLAMAYA RET 

 

Mahkeme heyeti, Mehmet Ağar ve dönemin yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunma talebine ilişkin hüküm kurmazken, sanık Yıldız'ın tutuklanma talebini reddetti.

 

BİR SONRAKİ DURUŞMA

 

Mahkeme, cinayetin arkasındaki diğer failler yönünden 4 Eylül 2023’de zaman aşımına girecek olan dava duruşmasını 14 Şubat 2022 tarihine erteledi.

 

DURUŞMA SONRASI AÇIKLAMA

 

Duruşma sonrası adliye binası önünde açıklama yapıldı. HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, bugün failleri ortaya çıkarılamayan bir davayı takip ettiklerini söyledi. Beştaş, Sincar’ın başka bir faili meçhul cinayeti incelemek için gittiği yerde katledildiğini belirterek, "Şu anda Mehmet Sincar davasından, katledilmesinden, suikastından tutuklu tek bir kişi yoktur. Bu dava, tutuksuz bir şekilde bir tek fail gösterilerek bugüne kadar getirildi. Bu gösterilen fail de tutuksuz bir şekilde yargılanıyor. Bu parlamento 28 yıldır kendi üyesinin katledilmesinin arkasındaki güçleri, faillerini, derin devlet ilişkilerini, kontgerilla bağlantılarını ve nasıl örgütlenerek öldürüldüğünü ortaya çıkarmak için kılını kıpırdatmıyor. DEP milletvekili olmasaydı, Kürt milletvekili olmasaydı, dünyanın herhangi bir yerinde ya da Türkiye’de ne olurdu acaba?" ifadelerini kullandı. 

 

KÜRDE ADALET YOK

 

Birçok kez adliye binasında dava duruşması takip ettiklerini söyleyen Beştaş, “Bu adliyelerden adalet çıkmıyor. Bu adliyelerden Kürde adalet yok. Kürt halkının haklarını, yaşamını, özgürlüğünü, dilini, kimliğini savunan ve Kürt kimliğini kabul eden bunun arkasında duranlar için adalet çıkmıyor. Bu herhangi bir mahkeme kararı değildir. Bu bir mahkemenin normal şartlarda yaptığı bir yargılama değildir" dedi. Yapılan iki duruşmada da savcının mütalaa için süre istediğini anımsatan Beştaş, “Mehmet Sincar sizin iktidarda olmadığınız dönemde katledildi. O günkü iktidarda Mehmet Sincar’ın katillerini koruyordu. Fakat sizin 1993’te iktidardaki ve siyasi atmosferdeki siyasi arka planından bir farkınız yoktur. O zaman katledildi siz şimdi katilleri tıpkı o zamandaki gibi korumaya devam ediyorsunuz" diye konuştu. 

 

YARGIYA ÇAĞRI

 

Beştaş, yargı makamlarına da şu çağrıyı yaptı: “Bu anlaşmalardan sakın ola ki medet ummayın. Bu iktidar değişecek ve HDP olarak gelecek dönemde yönetimde olacağız. Bunu iddia etmiyoruz, bunu biliyoruz. Bunların hesabını Türkiye demokrasi güçleriyle, Türkiye halklarıyla birlikte soracağız ve peşini bırakmayacağız. Bu iktidar sizi kurtaramaz. Lütfen sadece önünüzdeki kanunlara ve önünüzdeki sözleşmelere bakın, vicdanınızı dinleyin. Bugün akladığınız katiller yarın öbür gün ne rüyalarınızdan nede hayatınızdan çıkamayacak."

 

GAZETECİLERE ENGEL

 

Açıklamanın ardından gazetecilerin aldıkları özel röportajların polisler tarafından kayıt altına alınması tepkiyle karşılandı. Gazetecilerin tepkisi üzerine devreye giren bir polis amiri, arkadaşlarının acemi olduğunu, bunu bilmediklerini ve gazetecilerin isterlerse suç duyurusunda bulunabileceğini söyledi