CHP’nin bir yandan değişmeyi istediğini, bir yandan da aklının ya da yüreğinin bir tarafının değişmek istemediği izlenimini verdiğini söyleyen Ağırdır, ana muhalefet partisinin son yıllarda daha çok isimler üzerinden iktidar blokundan oy almak peşinde olduğunu belirtti.

Ağırdır, Binali Yıldırım’ın İstanbul’a adaylığıyla ilgili olarak da şunları söyledi: “AK Parti’nin, Tayyip Erdoğan’ın 1994’te başlattığı yürüyüşten kalan son yoldaşı Yıldırım’ı da mevziye sürmüş olması, risk hissedilmesinin bir işaretidir. Yüzde 51/49’luk dengenin tersine dönmesi mümkündür.” Seçmen profilindeki yeni eğilimleri değerlendiren Ağırdır, metropollerde ve gençlerde büyük bir değişim olduğunu vurguladı.

Korku ve lümpenleşme gibi çeşitli faktörler yüzünden bazen yeni eğilimlerin net olarak ortaya çıkmamasına rağmen, “Türkiye toplumunun zihin dünyası – demokrasi, laiklik, cinsiyet eşitliği ve başka alanlarda – evrensel değerlere doğru akıyor” dedi. Uzun süredir toplumsal kutuplaşmanın kültürel fay hatları üzerinden “Türk, Kürt, Sünni, Alevi, muhafazakar, seküler, dindar, az dindar, ateist gibi” ilerlediğini, ancak bunun olumlu bir enerji ortaya koyamadığını dile getiren Ağırdır, Ağustos ayından bu yana “kültürel değil ekonomik, sınıfsal fay hatlarının harekete geçtiğini” belirterek, bu değişikliğin farklı çözümlere yol açabileceğini ifade etti. Ağırdır, bu yeni dinamiğin önümüzdeki dönemde “belki 3, 5 ya da 8 yılda” siyasetin gidişini belirleyeceğini söyledi. Ağırdır, bunun 3 ay sonraki seçimlere ne kadar yansıyacağının belli olmadığını kaydetti. Bir başka yeni eğilimi de “seçmenlerin artık kendi partisine duyduğu aşktan çok öteki partilere karşı hissettiği nefretten besleniyor olması” olarak açıklayan Ağırdır, yerel seçimlerde iktidar ve muhalefet bloklarının kendi içinde oy kaymaları görülme ihtimaline dikkat çekti. 31 Mart’ta AKP’lilerin bir kısmının MHP’ye kayabileceğini veya oy kullanmayabileceğini ifade etti.