Suriye’nin Şam kentinden 2013 yılında ailesiyle birlikte Mardin’e göç eden ve Mart ayında gözaltına alınarak, önce Antep ardından Van Geri Gönderme Merkezi’ne (GGM) gönderilen Ali El Sülo, 6 aylık “idari gözetim” süresinin sona ermesine rağmen serbest bırakılmıyor. Ocak 2021’de çağrıldığı Mardin İl Göç İdaresi’nde Mardin İl Müdürü Sefa Kenar ile kendilerini istihbarat olarak tanıtan kişilerin “ajanlık” dayatmasına maruz kalan Sülo, şikayetçi oldu. Başlatılan soruşturmada Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “takipsizlik” kararı vermesinden kısa süre sonra evine baskın yapılan Sülo, sanal medyadaki eski tarihli paylaşımları ile “YPG propagandası” yaptığı iddiasıyla gözaltına alınarak, GGM’ye gönderildi. 6 aylık “idari gözetim” süresi dolan Sülo’nun serbest bırakılması için avukatlarının yaptığı başvuru Van 2’nci Sulh Ceza Hakimliği tarafından “DAİŞ üyesi olduğu” iddiasıyla reddedildi. 

SORUŞTURMA YOK KARAR VAR

Sülo’nun avukatları, DAİŞ üyesi olduğu belirtilen Ebu Yusuf adlı kişi ile müvekkillerinin alakası olmadığını, hakkında DAİŞ'le irtibatı olduğu yönünde herhangi bir soruşturmanın da olmadığını belirterek, Sülo’nun serbest bırakılmasını istedi. Ancak mahkeme yine aynı gerekçeyle talebi reddetti. Gerekçede “İtiraz edenin 2015 yılında DEAŞ terör örgütüne katıldığını, kod isminin Ebu Yusuf olduğunu beyan ettiği, bu sebeple şüpheli hakkında adli soruşturma yürütüldüğü bu anlamda muterizin kamu düzeni ve güvenliği açısından tehdit oluşturduğunun dosya kapsamından anlaşıldığı” ifadeleri yer aldı.

KARARIN GEREKÇESİ

Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuşan avukat Kenan Anğay, müvekkili Sülo’nun “ajanlık” dayatması hakkında suç duyurusuna “takipsizlik” kararı verilmesi üzerine gözaltı işlemi ve sınır dışı edilme karar alındığını söyledi. “Kamu sağlığı, kamu güvenliği açısından tehdit oluşturan kişiler” kategorisine alınan Sülo’nun yargılandığı davada hakkında, “Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması” yönünde karar verildiğini kaydeden Anğay, Sülo hakkında yeniden 6 aylık “idari gözetim” kararı alındığını belirtti. Anğay alınan kararın gerekçesinin “Kendi ülkesi hakkında bilgi vermeme, işbirliğine yanaşmama ve kaçma şüphesi” olarak gösterildiğini söyledi. Sülo’nun ülkesiyle ilgili bilgilerin açık olduğunu kaydeden Anğay, işbirliğine yanaşmama cümlesi ile neyin kastedildiğine anlam veremediklerini ifade etti.

BİLGİLER BAŞKASINA AİT

Sülo hakkındaki “idari gözetim” kararının kaldırılması yönünde yaptıkları itirazların bu güne kadar matbu gerekçelerle reddedildiğini kaydeden Anğay, yaptıkları son 2 itirazın reddedilme gerekçesini şöyle anlattı: “Var olan mahkemelerin itiraz mercilerinin olaya olan yaklaşımlarını ve umursamazlıklarını açık bir şekilde ifade etmektedir. Öncelikle Van 2’nci Sulh Ceza Hakimliğine ret gerekçesinde şu husus dikkatimizi çekti; müvekkille ilgili olmayan başka bir kişiye ait olan bilgiler müvekkilin itiraz kararının reddedilmesi gerekçesinde yer aldı. Müvekkil sanki DAİŞ terör örgütü üyesiymiş gibi, ismi Ebu Yusuf'muş gibi ve Suriye’den Türkiye’ye kaçak şekilde geçerken yakalanmış gibi hususlar belirtilmiş. Mahkemeler bazen iş yoğunluğundan kaynaklı maddi hatalar yapabilir. Bu nedenle bunu maddi hata olarak gördük. Ama ne yazık ki yaptığımız ikinci itirazda da yine aynı gerekçe. Aynı cümleler. Aynı kelimeler. Virgülüne kadar.”

TUTUKLU MUAMELESİ YAPILIYOR

Bu olay nedeniyle Hakimler Savcılar Kurulu (HSK) ile Van Adliyesi Adalet Komisyonu’na gerekli şikayetleri yapacaklarını kaydeden Anğay, bu şekilde bir gerekçenin sunulmasının hak ihlali olması nedeniyle de suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Suriye’nin yaşam tehdidi oluşturan şartlarının olması nedeniyle müvekkilinin sınır dışı edilmesinin imkansız olduğunu kaydeden Anğay, müvekkilinin bir tutuklu gibi GGM’de cezaevi koşullarında tutulduğunu dile getirdi. Anğay, mevcut “idari gözetim” kararının bir cezalandırma olduğunu vurguladı. Anğay, müvekkilinin zorla Suriye’ye gönderilmesi yönünde dayatmalar yapıldığını belirterek, bir an önce serbest bırakılmasını istedi.

MA / Ahmet Kanbal