Türkiye destekli paramiliter gruplar ile Rusya destekli Suriye rejim güçleri arasında büyük bir krize neden olan ve iç savaşta kilit bir öneme sahip olan İdlib, Türkiye’nin bazı gözlem noktalarını çekmesiyle yeninden tartışmaların odağına oturdu. Her iki gücün de kent etrafı ve kırsalına askeri sevkiyatları devam ederken, Türkiye İdlib'in etrafında bulundurduğu 13 askeri gözlem noktasından biri olan Morek kasabasındaki 9 numaralı gözlem noktasından geri çekildi. Askeri güçler ve teçhizatlar ise Zaviye bölgesine kaydırırken, farklı gözlem noktalarının da boşaltılacağı ifade ediliyor. Çekilmeye paralel olarak TSK ve paramiliter güçlerin Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi kontrolündeki Eyn İsa kentine yönelik kapsamlı saldırıları ise dikkat çekti.

Ortadoğu Uzmanı Hamide Yiğit, Türkiye’nin Morek’teki askeri gözlem noktasını geri çekmesini ve buna paralel yaşanan gelişmeleri Mezopotamya Ajansı'na değerlendirdi. 

GERİ ÇEKİLME OLMAZ DENİLMİŞTİ

Son 3 haftadan beri İdlib’de çatışmaların giderek yoğunlaştığını belirten Yiğit, çatışmaların yoğunlaşmasının Rusya’nın Türkiye’ye verilen sürenin sonuna gelindiği izlenimini ortaya çıkardığını ifade etti. Çatışmaların yoğunlaştığı bir dönemde Türkiye garantörlüğünde olan M-4 karayolunun açılmasına yönelik operasyonun yaklaşmakta olduğunu belirten Yiğit, “Türkiye bu süre içerisinde çok fazla askeri sevkiyat yaparak konumunu fazlasıyla güçlendirdi. Bir de onun yanı sıra Suriye ordusunun kuşatmasında olan 13 tane gözlem noktası vardı. Morek’te bulunan 9 numaralı gözlem noktasının kuşatma altına alınması bir kırılma noktası oldu. Türkiye özellikle bunun için asla geri çekilme olmaz diyordu. Ama sessiz sedasız ve gayet hızlı bir geri çekilme gerçekleşti. Taşınma Cebel Zaviye tarafında yani İdlib’in güneyine doğru gerçekleşti. Buna dönük Türkiye’den her hangi bir açıklamanın yapılmamış olması tabi ki daha çok merak uyandırıyor. Geriye kalan gözlem noktalarının tamamının çekileceğini söyleyenler de var, 4 tanesinin çekileceğini söyleyenler de var. Ama daha kuzeyde olanları çekmeyeceği söyleniyor” diye konuştu.

‘OPERASYON POZİSYONU ALINDI’

Yiğit, gözlem noktasının geri çekilmesiyle ilgili çok farklı görüşlerin öne sürüldüğünü dile getirerek, “M-4 karayoluna yönelik operasyonun yaklaştığı biliniyor. Türkiye konumunu güçlendirmek için atıl durumundaki gözlem noktalarını çekiyor. Ya bir savunma pozisyonu alıştır ya da bir operasyona hazırlanıştır. Onun dışında çekilmeyecek denilen gözlem noktaları M-5 karayolunun doğusunda kalıyor ki, orada bir sıkıntı yok. Belli ki M-4 karayolu üzerinde yaklaşmakta olan kriz ile alakalı bir çekilme söz konusu. 13 gözlem noktasının atıl durumda kalmasını ya da çatışma durumunda rehine kalmalarını istemediği için çekiliyor diye düşünülüyor” dedi.

MİNBİÇ VE TEL RIFAT PAZARLIĞI 

Rus heyetinin, Eylül ayında gerçekleştirdiği Türkiye ziyaretinde birinci koşul olarak Moskova Mutabakatı çerçevesinde M-4 karayolunun çevresinin boşaltılmasını istediğini hatırlatan Yiğit, “Ayrıca Türkiye’den oradaki askeri varlığını azaltmasını istemişti. Fakat resmi bir açıklama yapılmadığı için bir sonuç çıkıp çıkmadığını bilmiyoruz. Yani Türkiye kabul etmedi diye biliniyor. Türkiye karşılık olarak Tel Rıfat ve Minbiç’in kendilerine teslim edilmesini istedi. Rusya tarafı bunu kabul etmedi. Ama son hareketlilik gösteriyor ki Türkiye görüşmede Rusya’nın talep ettiği şeylerin bir ayağını tamamlıyor. Rusların istediği şey gerçekleşiyor şu anda. Kaldı ki bu Moskova ek protokolüne imza atan Türkiye’nin taahhüdüdür” diye anlattı.

RUSYA'NIN 3 DOSYASI 

Kimi Rus uzmanların "Türkiye’nin çekilmesi yaklaşmakta olan İdlib operasyonuna yönelik hazırlık ihtiyacından kaynaklanıyor" dediğini kaydeden Yiğit, "En fazla üzerinde durulan görüş şu: Türkiye eninde sonunda Rusya’nın Mart ayında çizdiği nihai sınırlara çekilecektir. Şu an Rusya’ya bir mesaj vermek için çekiliyor. Rusya Suriye, Libya ve son olarak Karabağ dosyaları ile Türkiye’nin karşısında çıkacak. Türkiye, bu 3 dosyayla gelinmemesi için Rusya’ya rahatlatıcı bir mesaj da veriliyor olabilir” diye ifade etti. 

‘EL KAİDE HEDEFTE’

Gerçekleşecek olası operasyonun sınırlı olabileceğini ve M-4 karayolunun güneyinde kalan grupların hedefte olduğunu vurgulayan Yiğit, “Bu operasyon M-4 karayolunu güvenli hale getirmek için gerçekleşir. Dolayısıyla güneyde kalan cihatçı gruplar birinci hedeftir. Cebel Zaviye’de kalan Türkiye yanlısı gruplar da var ve sürekli Suriye ordusu ile çatışma halindeler. Bu çatışmalar hiç dinmedi. Daha da kritik olanı, İdlib’in daha da güneyde Cisr eş Şuğur’un Kuzey kırsalında olan çoğunluğunu Çinli, Uygurlu El Kaide mensubu cihatçı unsurlar. Şu ana kadar çatışmalara dahil olmadılar ama ateşkesin kapsamı dışındalar ve birinci hedefteler. Türkiye’nin onlar için bir garantörlüğü söz konusu değil. Geçen hafta ve bu hafta Rus savaş uçakları yoğun bir biçimde Uygurlu cihatçıları hedef aldı. Cebel Zaviye dışında Uygur ve El Kaidecilerin hedefte olduğu belli oldu” diye belirtti.

ERDOĞAN’A MESAJ

Yiğit, Çin ve Uygurlu El Kaide unsurlarının olası bir operasyonda Hatay dışında gidebilecekleri hiçbir yer olmadığına işaret ederek, “Türkiye, belki Cebel Zaviye’deki cihatçı gruplara garantör olur ve İdlib’in daha da derinliklerine çekebilir ama Türkistan İslam Partili Uygurlu cihatçıların gidecek hiçbir yerleri yok. Ya çatışarak ölecekler ya da Türkiye sınırına dayanacaklar. Ama çatışarak ölme diye bir şey yok. O çok kaba bir tabir olur çünkü bunlar aileleriyle birlikte geldiler. Savaşçıdan çok daha fazla çocuk ve kadın var orada. Türkiye kapıları açılacak mı, açılmayacak mı o belirsizlik var. Kaldı ki şunun da altını çizmek gerekir, Morek gözlem noktasından çekilme başladığında ilk tepkiyi bunlar verdi. Doğrudan Erdoğan’ın ismini telaffuz ederek tehdit ettiler. Yani kendilerinin kurban edildiklerini düşünerek öfkelerini dile getirdiler. Gerek Erdoğan’a gerek Rusya’ya ve rejime karşı sonuna kadar savaşacakları mesajını verdiler” diye konuştu.

EYN İSA’YA SALDIRI

İdlib’teki hareketliğe paralel olarak Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi kontrolündeki Eyn İsa kentine yönelik gerçekleşen saldırıların dikkat çekici olduğunun altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin dış politikası sürekli kavgaya ve çatışmaya dönük bir politikadır ama aynı zamanda iç politika da gözetilerek yürütülüyor. Sıcak bir çatışma yoksa başka bir alanda başka bir cepheye çatışma taşıyan bir politika izleniyor. İdlib durulduğunda Libya cephesini açtı. Libya bir sürece evirildiğinde Kafkasya cephesi açıldı. Orası da bir noktaya kadar geldiğinde Doğu Akdeniz ciddi savaş söylemleriyle ısıtıldı. Dolayısıyla İdlib, Rusya ve Suriye ordusu tarafından ısıtılsa da, Türkiye’nin ateşi başka bir yere taşıma ihtimali var. O yer de Fırat’ın doğusu olarak görülüyor. Eyn İsa’daki çatışmalar Rusya’ya bir mesaj vermek ve İdlib’den taviz koparmak amacıyla yapılmış olabilir. Ama Türkiye, Suriye, Libya ve Karabağ dosyaları nedeniyle Rusya’dan taviz koparacak durumda değil.”

MA / İdris Sayılğan