Yargıtay, Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırılarında kullandığı Suriye Milli Ordusu (SMO) 11 Ekim 2019 tarihinde Serêkaniyê’de alıkoyarak Türkiye’ye teslim ettiği Ahmet Şahin, Afif Mehmet ve Abdullatif Ahmed Halaf hakkında verilen "ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezalarını bozdu. Üç kişi, SMO’nun teslim ederken düzenledikleri tutanak üzerinden Urfa 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı. Mahkeme, 6 Kasım 2020 tarihinde TCK'nin 302’nci maddesinden “devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma, örgüt üyesi olma, kasten öldürme” iddiasıyla üç kişiye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. 

Karara gerekçe olarak ise SMO’nun düzenlemiş olduğu tutanak gösterilmişti. Verilen kararın ardından Ahmet Şahin'in avukatı Cemo Tüysüz, kararı Antep Bölge Adliye Mahkemesi 18’inci Ceza Dairesi’ne istinaf için taşıdı. Diğer tutuklular Afif Mehmet ve Abdullatif Ahmed Halaf için ise Urfa 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi üst mahkemeye resen istinaf başvurusunda bulundu. Antep Bölge Adliye Mahkemesi, 21 Ocak 2021 tarihinde 3 kişi hakkında verilen kararı onayladı. Kararın onaylanmasından sonra Şahin’in avukatı Cemo Tüysüz, Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi'ne temyiz başvurusunda bulundu. 

KARAR KANUNA AYKIRI 

Yargıtay, her 3 kişi hakkında da verilen “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezalarını bozdu. Yargıtay, 3 kişi hakkında verilen karara delil olarak SMO’nun tuttuğu tutanaklarda kişilerin çatışmaya girdiğinin tespit edilemediğini belirtti. Yargıtay’ın kararında, “Sanık Ahmet Şahin'in silahlı olarak YPG içerisinde bulunması, sanığın yakalanma şekli, sanığın PKK/KCK'nin Suriye'deki uzantısı olan PYD/YPG'nin içerisinde yer aldığı, örgüt tarafından verilen talimatlar doğrultusunda hareket ettiği, yakalanma şekli ve yakalandığı yer göz önüne alınarak yazılı şekilde karar verilmiş ise de; sanığın savunması, mahkemede dinlenen tek tanık beyanı, sanığın Barış Pınarı harekatı kapsamında Resulayn bölgesinde çatışmalar devam ettiği esnada kaçamayacağını düşünerek silahını uzak noktaya atıp ellerini havaya kaldırıp teslim olduğuna dair 11.10.2019 tarihli tutanak içeriği ve kriminal uzmanlık raporuna göre; sanığın herhangi silahlı çatışmaya girdiğinin tespit edilememesi karşısında; sanığın eylemlerinin dosyada yer alan deliller nazara alındığında örgüte üyelik suçunu oluşturacağı gözetilmeden suçun vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebeplerden dolayı CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca bozulmasına karar verilmiştir” denildi. 

Yargıtay, 3 kişinin tahliye edilmesi talebini ise reddetti.

Türkiye’de benzer şekilde tutuklanıp “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezasına çarptırılan yaklaşık 200 kişinin olduğuna dikkati çeken Avukat Cemo Tüysüz, kararı Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi. 

TUTANAKLARDAN CEZA 

Müvekkilinin Serêkaniyê’de SMO tarafından alıkonulduğunu belirten Tüysüz, “SMO tarafından hazırlanan tutanakta müvekkilimin silahının olduğu belirtilmiş. Ancak yapılan kriminal incelemede barut izine rastlanmadı. Çünkü bu kişiler orada yaşayan sivil yurttaşlar. Mahkeme, savunmalarımızda belirtmemize rağmen dikkate almadı ve tutanaklar üzerinden ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. İstinaf ettik ancak onaylandı. Yargıtay, kararı bozdu ve tutanak üzerinden müebbet hapis cezasının verilemeyeceğini belirtti” diye konuştu. 

EMSAL KARAR

Yargıtay’ın vermiş olduğu kararın emsal oluşturduğuna vurgu yapan Tüysüz, “Suriye’den o dönemde yaklaşık olarak 200 kişi getirildi ve haklarında hızlı bir şekilde yargılamalar yapıldı. Yapılan yargılamalarda herkese SMO’nun tutanakları gerekçe gösterilerek ağırlaştırılmış hapis cezaları verildi. Dosyada bulunan iki kişinin müdafisi yoktu. Yargıtay buna rağmen iki kişi hakkında da yeniden yargılanmaları yönünde karar verdi. Bu karar benzer durumda olan herkesin yeniden yargılanması için önemli. Mahkeme bu kararı uygulamak zorunda” dedi.

‘BERAAT VERİLMELİ’  

Dosyaların beraatla sonuçlanması gerektiğinin altını çizen Tüysüz, uluslararası hukuka değinerek, şunları söyledi: “Bu kişilerin Türkiye’ye yönelik bir eylemleri söz konusu değil. Uluslararası hukuka göre nerede olurlarsa o devletin hukukuna göre yargılanmaları gerekir. Bu kişiler Suriye’de alıkonuldu, Suriye’de yargılanabilirler. Türkiye’nin yaptığı yargılamalar uluslararası hukuka aykırıdır, ihlal söz konusu. Çok sayıda insan mağdur durumdadır. Sınırda yaşayan birçok insan alıkonulma tehlikesi ile karşı karşıya.” 

İHD:103 KİŞİ VAR

İnsan Hakları Derneği (İHD) Urfa Şubesi’nin tespitlerine göre, SMO’nun Girê Spî, Serêkaniyê ve diğer bölgelerde alıkoyup Türkiye’ye teslim ettiği, yapılan yargılamalarda müebbet hapis cezasına çarptırılan 103 kişi var. Tutuklanan kişiler alıkonulduktan sonra Urfa 1 ve 2 Nolu T Tipi ile Siverek T Tipi cezaevlerinde tutulurken, bu tutuklular Ağustos 2021’den sonra farklı cezaevlerine sevk edildi. Alıkonularak Türkiye’ye getirilenlerin çoğu, avukat tutamıyor, savunma hakkından yararlanamıyor ve durumlarına ilişkin olarak ailelerine bilgi veremiyor. Aileler ise teslim edilen yakınlarının yaşayıp yaşamadıkları konusunda bilgi edinemiyor. Ailelerinin Suriye'de olmasından dolayı hiç görüşçüleri olmayan bu kişiler, cezaevinde de büyük zorluklarla karşı karşıya kalıyor ve çoğu kez yaşadıkları ihlalleri iletme durumu olmuyor.

Bunlardan birisi de, Girê Spî'nin SMO'nun işkencelerine uğrarken çekilmiş görüntüleri basına yansıyan Dozgin Temo (Çiçek Kobanê). Temo, SMO tutanakları doğrultusunda Urfa 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmıştı ve 23 Mart 2021’de "ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezasına çarptırılmıştı. 

MA / Emrullah Acar