Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne Eylül 2016’da kayyım olarak atanan Vali Mustafa Yaman döneminde yaşanan yolsuzluk, rüşvet, ihaleye fesat karıştırma, zimmet ve dolandırıcılık gibi birçok suçla ilgili yürütülen soruşturmaya sonucunda 7’si tutuklu 14 sanık hakkında açılan dava yargılamasına başlandı. Mardin 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk duruşması dün görülen görülmeye başlayan davanın tutuklu sanıkları arasında Vali Yaman’ın yeğeni olarak nam salan Yunus Emre Akça, dönemi belediye yöneticilerinden Berkehan Aslan, Mehmet Derviş Düzgören, belediye müdür yapılan ve cinsel saldırı suçundan daha önce 11 yıl hapis cezası alan polis memuru Ercan Uysaler ile iş insanları Adnan Yüksel, Ahmet Acay ve Turaç Altaş bulunuyor.

Vali Yaman’ın “kara kutusu” olarak bilinen dönemin Özel Kalem Müdürü ve halen AKP Konya Milletvekili Halil Etyemez'in danışmanı olan Cengiz Ergül, Yaman’ın danışmanı olan Bülent Erdolu, dönemin Kent AŞ. Genel Müdürü ve DEDAŞ Mardin İl Müdür Mehmet Bulut, Kırsal Yollar Daire Başkanı Sinan Yıldırım, belediyenin araç kiralama işlerini yaptığı Şeyhmus Demir, Mali Müşavir Erdoğan Girgin, MİT saha çalışanı olduğu iddia edilen Songül Kılıç ise davada tutuksuz olarak yargılanıyor. 

“Kayyım Dönemi Ana Dosya” olarak adlandırılan dava yargılaması, 4. Ağır Ceza Mahkemesi salonunun küçük gelmesi nedeniyle 3. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda görülmeye başlandı.

Tutuklu sanıklardan bir kısmı duruşma salonunda hazır edilirken, diğerleri tutuklu bulundukları cezaevlerinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden duruşmaya katıldı. Mahkeme salonuna gel tutuksuz sanıklardan bazıları bulundukları kentlerden yine SEGBİS aracılığıyla duruşmaya bağlandı. 3 gün boyunca devam edecek duruşmalara sınırlı sayıda izleyici alındı. 

Ardından Songül Kılıç’ın ifadesi ile devam edilirken, mahkeme duruşmaya ara verdi. 

Yargılamayı takip etmek isteyen tek gazeteci olan muhabirimiz Ahmet Kanbal, duruşma salonuna alınmadı. Kanbal’ın duruma itiraz etmesi üzerine mahkeme “koronavirüs” gerekçesini öne sürdü.

KAYYIM DANIŞMANI DURUŞMAYA KATILMADI

Yargılamaya dair edinilen bilgilere göre, kimlik tespiti yapılmasıyla başlayan duruşmada mahkeme başkanı, mazeretsiz duruşmaya katılmayan tutuksuz sanık Bülent Erdolu’nun sonraki oturumlarına katılmaması halinde hakkında yakalama kararı çıkarılacağı ihtarında bulundu.

‘DEVLETTEN TAKDİRNAME ALDIM’

Duruşmada ilk olarak döneminde Kent AŞ. Genel Müdürü ve DEDAŞ Mardin İl Müdürü olan Mehmet Bulut’un savunması alındı. Kent AŞ. Genel Müdürlüğü görevine kendi isteği ile gelmediğini dile getiren Bulut, “Kayyım Mustafa Yaman'ın talimatı ile görevlendirildim. Kent AŞ.’de görevde olduğum süre içinde huzur hakkı olarak tek kuruş almadım. HDP’nin gelmesi ile beraber bütün arkadaşlar maaşlarını almaya başladı. Biz kamu görevi olarak bakıyorduk, o nedenle kayyum döneminde para almıyorduk. Devletin bir kuruşu boğazımdan geçmemiştir” savunmasında bulundu. 

Bulut, haklarındaki bilirkişi raporunu ise, raporu hazırlayan kişilerin Kızıltepeli olmasından ötürü kabul etmediğini ifade etti.

Bulut, “Bulunduğum konum itibariyle bütün çiftçilerle sorun yaşamaktayım. O nedenle bilirkişi raporunu kabul etmiyorum. Sorunlar yaşıyorum, kiramı ödeyemiyorum yaşananlardan dolayı. Büyük bir mağduriyet yaşıyorum. Operasyonun ilk  döneminde tutuklanmamızı örgütün bütün medyası bayram havasında yazdı. Hakaretler eşliğinde haberler yapıldı. Mağdurum ben. O dönemde devletin tüm kurumlarından, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden, belediyelerden, valilerden takdirname plaket alan biri olarak şimdi burada yargılanmak çok zorumuza gitmektedir” ifadelerini kullandı. 

BELEDİYE KASASI SINIR ÖTESİ OPERASYONLARA HARCANDI!

Mahkemenin, belediyenin peyzaj işlerinin yaptırıldığı bir firmaya 389 bin TL’lik ödeme yapılmasını sorduğu Bulut, “O dönemdeki vali ve kayyım Mustafa Yaman'ın talimatı ile 30 ay boyunca muhtelif işler yaptık. Sınır  ötesi operasyonlara verilen peyzaj işleri, oturma grupları ve banklar yaptırılmıştır” yanıtı verdi.

Yine kayyım Yaman’ın talimatıyla Mili Savunma Bakanlığı ve TSK'nin bazı işlerini belediye bütçesinden yaptırdıklarını söyleyen Bulut, 2019 yerel seçimlerinden kısa bir süre önce iş yaptırılan şirketlere ödeme yapılmasını da "HDP geleceği için ödemeleri yaptık. HDP'nin geleceği kesinleşince herkesin ödemesini yapalım dedik" diyerek savundu.

Mahkeme başkanının yapılan bazı işlerle ilgili "ilkokul öğrencisine bile verseniz bu işin böyle olmayacağını bilir" diyerek, ihalenin başka firmaya verilmesi durumunda daha ucuz yapılabileceğine dikkat çekmesi üzerine Bulut, kendisini şu sözlerle savundu: “Elimizde sürekli aynı firmaların bulunmasının nedeni sınır ötesinde şu lazım, sınır ötesinde araç lazım. Biz söyleyince hemen yapılıyordu." 

USULSÜZ PARA ÇIKIŞLARI ‘DEVLET BÜYÜKLERİ’ İÇİN KULLANILDI

Bulut’a belediye hesaplarında tespit edilen usulsüz para çıkışları da soruldu. Bulut, paraları çektiklerini ancak yerine geri koyduklarını öne sürerek, müfettişlerin olayı karmaşık hale getirdiğini iddia etti. Hesaptan çekilen paralar için "devlet büyükleri geldiğinde kullanıyorduk" diyen Bulut, belediye hesabından çekilen parayı daha sonra valiliğin kendilerine geri verdiğini, kendilerinin de parayı geri yerine koyduklarını ileri sürdü.

'SEÇİM ZAMANI YA DEVLET OLACAKSIN YA ÖRGÜT'

Araç kiralaması yapılan firmaya yapılan kimi ödemeleri ise hatırlamadığını öne süren Bulut, seçim döneminde yapılan harcamalar ile yine kimi bakanlara ve AKP’li yöneticilere alınan hediyelere dair ise şu savunmayı yaptı: “Seçim öncesi bir sürü yollar yapıldı, işler yapıldı. Mustafa Yaman'ın talimatı ile yaptık. Her şey güllük gülistanlıktı. İş bitince suçlu olduk. Usul hatası yapmış olabiliriz ama biz çalıştık. Burada seçim zamanı ya devlet olacaksın ya örgüt. Biz Vali beyi devlet olarak gördük. Söylediği her şeyi yaptık. Biz böyle gördük.” 

Bulut, lokantalara kesilen yüksek miktarlı faturaların Kent AŞ. tarafından ödenmesini de kayyım tarafından kurulan 4 ayrı spor kulübünün oyuncularının yediği yemeklerin bedeli olarak açıkladı. 

MİT BÖLGE BAŞKANI BİLMECECİ

Duruşmada Bulut’a MİT saha çalışanı olduğu iddia edilen Songül Kılıç'ın kim olduğu ve kendisine neden ödeme yapıldığı da soruldu. Savcılıkta bu konuda ifade verdiğini dile getiren Bulut, mahkemede bunları tekrar edemeyeceğini söylemekle yetinde.

Mahkemenin Bulut’a MİT eski Bölge Başkanı Okan Başaran’ı nereden tanıdığını sorduğu sırada araya giren avukatı, "MİT kanunu buna engel" uyarısında bulundu. Bulut, “Songül Kılıç’a ödemeler yaptım ama para iade edildi” dedi. 

Bulut’un soruşturma aşamasındaki ifadesinde Songül Başaran ile ilgili “MİT Başkanı Okan Başaran tarafından saha elemanı olduğunun söylemesi ve Okan beyin rica etmesi üzerine ödeme yaptım” dediği öğrenildi.

Savunması alınan Songül Kılıç ise, Okan Başaran ile Mehmet Bulut’u iş insanı olarak tanıdığını iddia ederek, davaya konu olan olaylarla hiçbir ilgisinin bulunmadığını öne sürdü.

Kılıç, “Hesaplarıma gönderilen para şahıslardan gelmiştir. İhtiyaç sahibi olduğumu bilirler. O nedenle göndermiş olabilirler. Çocuğum için burs talep ettim ve kabul ettiler. Tahmini 7 ay düzenli bir şekilde ödeme geldi. Paranın Mehmet Bulut’tan geldiğini biliyorum ama hesabıma M.K. isminden geldi ama ben tanımıyorum. Mehmet beyin ne iş yaptığını da bilmiyordum” ifadelerini kullandı. 

Kılıç verdiği ifadesinde Mehmet Bulut ile, Bulut’un sevgilisi aracılığı ile tanıştığını iddia ederken, Bulut ise tanışmalarının MİT eski Bölge Başkanı Okan Başaran aracılığıyla olduğunu söyledi. 

AVUKAT SANIKLARI ‘TAPINAK ŞÖVALYELERİNE’ BENZETTİ

Bulut’un avukatı ise, yaptığı savunmada dava sanıklarını “Tapınak Şövalyelerine” benzetti. Avukat, “Asıl yargılanması gereken kişi Vali Mustafa Yaman. Kendisini salonda göremedik. Bütün yetkileri ve emirleri veren, ancak hiçbir yerde imzası olmayan Mustafa Yaman fail olmazsa, buradaki kimse fail olamaz. Şahsın kendisi bu iddialardan aklanmış ise, buradaki insanlar da aklanmıştır” sözlerini sarf etti.

KAYYIMIN YEĞENİ MA VE MUHABİRİNİ HEDEF ALDI

Verilen öğle arasının ardından duruşla tutuklu sanıklardan Turaç Altaş ile Yunus Emre Akça’nın savunmaları ile devam etti. 

Savunmasında iktidarın belediyelere kayyım atanma gerekçelerine yer veren Akça, torpil ile belediyeye girmediğini dile getirip, şunları söyledi: "Mardin'in ihtiyacı vardı. Çünkü kimse kayyım ile çalışmıyordu. Vali bizi aldı. Kayyım belediyesinde çalışanların çoğu ordu ya da emniyet çıkışlıdır." 

Kayyım ataması sonrası işten çıkarılan kişileri “PKK üyesi olmakla” suçlayan Akça, savunmasının büyük bir bölümünü hakkında Mezopotamya Ajansı’nda çıkan haberlere ayırdı. Bu haberlerle hedef alındığını öne süren Akça, suç duyurusunda bulunmasına rağmen sonuç alamadığını ifade etti.

‘DEVLET İÇİN YAPTIK’

Savunmasının devamında hakkında ifade veren kişilerin tümünün “PKK ile ilişkisi” olduğunu iddia eden Akça, kendisinin devlet için çalıştığını, dün Vali Yaman’la aynı fotoğraf karesine girmek için yarışanların ise mahkemede olmadığını dile getirdi. Akça, bu dava kapsamında yargılananların “devlet için çalıştığını” ifade etti.

Fiili olarak belediyede olmadığını için ihalelere dair bilgisi olmadığını söyleyen Akça, yine kayyım Yaman'dan talimat almadığını, sadece görevli olduğunu öne sürdü. İhaleleri usulüne göre yapmamış olabileceklerini, ancak "devlet için yaptıklarını" savunmasına sarılan Akça, mahkeme heyetinin kayyım Yaman'ın neden kendisini seçtiği yönündeki sorusuna "milliyetçi ve devletçi kimliği" ile alakalı olduğunu ifade etti.

Yapılan sorgusunda kendisine kayyım Yaman'ın kimlerden para aldığının sorulduğunu, ancak bunu bilmediğini söylediğini dile getiren Akça, hemen akabinde ise 20 yıl da hapis alsa bir şey söyleyemeyeceğini ifade etti. Akça, savunmasında etkin pişmanlıktan yararlanmayı kabul etmediğini de söyledi.

Davanın ilk duruşmasının ikinci bölümü bugün görülmeye devam ediyor.