Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 4 Mayıs 2018’de, “Yeni sistemde koalisyona fırsat olmayacak. Seçilen cumhurbaşkanı tamamen kendi iradesiyle oluşturacağı hükümeti vasıtasıyla ülkeyi bir dahaki seçimlere kadar idare edecektir” demişti, ancak artık tam anlamıyla bir koalisyon yönetimi var. Politika yazarları, bizzat Erdoğan tarafından kurulan yüzde 50+1’lik seçim sisteminin oyları gitgide düşen AKP’yi MHP’ye mahkûm ettiği görüşünde.

DW’ye konuşan iktisatçı Cüneyt Akman, ekonomideki krizin tamamen ‘tek adam’ yönetimine bağlı olduğunu belirterek, “’Ekonomi, demokrasi olmadan yürümez’ diye bir şey yok. Ekonomi, kanun ve kurallar olduğu sürece demokrasisiz de yürür. Türkiye’nin temel sorunu demokrasinin olmayışı değil, devlet olmanın temel özelliklerini yitirmiş olması. Türkiye, mafya liderleriyle çalışan, işbirliği yapan, hiçbir kurumun olmadığı, yargının işlemediği, güvenin kalmadığı bir yapıya dönüştü. Böyle devlet olmaz, böyle toplum olmaz. En önemlisi, böyle ekonomi olmaz” dedi.

ERDOĞAN KAYBEDİYOR

Akman, “Erdoğan, çok kısa vadede vaatlerle iki adım ileri, bir adım geri giderek ülkeyi yönetebilir. Ancak kısa vadede Bahçeli ile anlaşmak zorunda, başka çaresi yok. Uzun vadede ise Avrupa ile de anlaşmak zorunda. Buna, ‘fakir otoriter rejimler trajedisi’ diyebiliriz. Petrolünüz yoksa, boyuna müjdesini verdiğiniz gazlar gerçekten gaz değilse, yapacak bir şeyiniz yok. Parasız diktatörlük buraya kadar” diye konuştu.

Bir dönem ANAR’ın başkanlığını da yürüten İbrahim Uslu ise, Erdoğan’ın oyunun yüzde 45’nin altına indiğini ifade ederek, pandemi sürecine rağmen MHP ile kaybedebileceğini dile getirdi. Uslu, “MHP yanında olmasına rağmen Sayın Erdoğan’ın oyu 45’in altına inmişti. 50’yi rahat rahat geçemiyor. Pandemi sürecine rağmen. MHP ile birlikte bile kaybedebileceğini biliyor.” dedi.