Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Genel Merkezi’ne dün gece saatlerinde binada kimse olmadan ve yetkililere haber verilmeden polis baskını yapılmasına dair bina önünde basın açıklaması düzenlendi. Açıklamaya, HDK Eşsözcüsü İdil Uğurlu, Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Ayşe Acar Başaran, Züleyha Gülüm, Hüda Kaya, Dilşat Canbaz, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, HDP İstanbul İl Eş Başkanları Elif Bulut ve Erdal Avcı ile çok sayıda kişi katıldı. 

Açıklamada “Gözaltılar, baskılar, tutuklamalar mücadelemizi engellemeyecek” pankartı açılırken sık sık “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Yaşasın devrimci dayanışma”, “Zindanlar yıkılsın tutsaklara özgürlük” sloganları atıldı. 

‘GASP EDERCESİNE KAPILAR KIRILDI’

Açıklamada ilk olarak söz alan HDK Eşsözcüsü İdil Uğurlu, gece saatlerinde kapılarının kırılarak içeri girilip her yerin dağıtıldığını ve dijital materyallere el konulduğunu söyledi. Uğurlu, “Bizimle muhataplık kurulmadan adeta gasp edercesine binamızın kapıları kırılmış. Bize hiçbir şekilde haber verilmedi. Arkadaşlarımızın evleri de aynı şekilde haksız ve hukuksuz bir şekilde basılarak gözaltına aldılar. Birkaç gün önce yargı reformundan söz ettiler. Bunların her yargı reformu bize ya gözaltı ya tutuklama ya da kapılarımızın kırılması şeklinde geri dönüyor. Buradan herkese duyuru yapmak istiyorum; baskılar bizi yıldırmadı, yıldırmayacak. Bir arkadaşımızı gözaltına alırlar biz bin arkadaşımızla alanlarda oluruz.” dedi. 

‘MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK’

Her şeye rağmen mücadele etmeye devam ettiklerini dile getiren Uğurlu, “HDK ne yapmaya çalışıyor? Tüm ezilenlerin sesi olmaya çalışıyor. Biz burada demokratik bir mücadele yürütüyoruz. Gece yarıları kapılarımızı evlerimize girecek hiçbir şey yapmıyoruz. Fakat bizi düşmanlaştırmak için iktidar elinden geleni yapıyor. Tüm baskılara rağmen alanlarda olmaya ve çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Bunlar bizi mücadelemizden alıkoymayacak. Bu topraklarda özgürlük mücadelesi ve hak arayışı devam etti ve devam edecek. Ta ki bu topraklara özgürlüğü, adaleti, eşitliği ve adaleti getirinceye kadar. Tüm topluma çağrımızdır. Bu baskılara karşı ses çıkarın. HDK ve özgürlük mücadelesi verenlerin yanında olun. Çünkü bugün ses çıkarmazsanız yarın sizlerin de kapıları kırılacaktır. Ve son sözü biz söyleyeceğiz. Mutlaka kazanacağız” diye belirtti. 

‘HUKUK AYAKLAR ALTINA ALINMIŞTIR’

Ardından söz alan HDP Milletvekili Ayşe Acar Başaran, “Halklara karşı en büyük suçu işleyen iktidarın kendisidir. Toplumsal örgütlenmenin önündeki en büyük barikattır AKP. Kenan Evren anayasasını bile uygulamayan bir iktidardır AKP-MHP iktidarı. Artık bu ülke uzun bir süredir hukuk devleti olmaktan çıkmıştır. Bu ülke uzun bir süredir kanunlarla, yasalarla yönetilememektedir. Ferman verilir, HDK’nin kapısı kırılır, milletvekilleri tutuklanır, belediyeler işgal edilir. Bu ülkede anayasa da, hukuk da ayaklar altına alınmıştır. En temel anayasal haklar yok sayılıyor. İktidar bunun karşısında mücadele eden HDK ve bileşenlerine saldırarak bütün bu suçları örtbas etmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı. 

‘GELİN ESASLI REFORMU BİZ YAPALIM’

İktidarı yeni yargı reformu söylemlerini hatırlatan Başaran, şöyle devam etti: “Hiçbir yargı reformu sizi kurtaramayacaktır. En büyük reform yok sayılanların reformu olacak. 5 yıldır yürütülen bu siyaset bir nebze de olsa başarılı olmadı. Bizi her alanda hedef gösterdiniz. Ama başaramadınız. 31 Mart bunun en büyük göstergesiydi, kaybettiniz. 24 Haziran bunun en büyük sonucuydu. Bugün reform söylemleriyle kaybettiğinizi bir kez daha gösteriyorsunuz. Bize saldırdığınız müddetçe biz güçlendik, büyüdük. Çünkü haklıyız ve hak mücadelesi yürütüyoruz. Bu topraklarda bizlerin ortaya koyduğu siyaset barış siyaseti ve özgürlük kazanacak. Buradan bütün demokratik kamuoyuna sesleniyoruz. Gelin bu faşist rejim karşısında hep beraber mücadele edelim. Hep beraber yaşanılır bir ülke kuralım. Gelin esaslı bir reformu biz yapalım. Bizim bu gücümüz var. Biz bu faşist rejimi düşürene kadar mücadeleye devam edeceğiz. Gözaltındaki arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılması ve bu çetevari uygulamaların son bulmasını tavsiye ediyoruz. Çünkü bugün yargılanmayacaklarını düşünüyorlar ama bunlardan elbette bir gün yargılanacaklar. Bu suçlarından hiçbir zaman kurtulamayacaklar.”