Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi (DBB) eski Eşbaşkanı Gültan Kışanak hakkında “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla açılan davanın 11’inci duruşması Malatya 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Kışanak tutuklu bulunduğu Kandıra Cezaevi’nden, Tuncel ise Ankara Sincan Cezaevi’nden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Avukatlar Mehmet Emin Aktar, Mesut Beştaş ve Cihan Aydın Diyarbakır Adliyesi’nden SEGBİS aracılığıyla duruşmaya bağlanırken, avukat Hasan Doğan mahkemede hazır bulundu.  

SARMAŞIK DERNEĞİ 

Duruşmada ilk olarak savunma yapan Kışanak, mahkeme heyetinin Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Sarmaşık Derneği’ne ilişkin sorusunu yanıtladı. Kışanak, “Sarmaşık Derneği’ne ilişkin bana yöneltilen suçlamalar senaryo gibidir. AKP yardım edince sorun olmuyor, ben yapınca 'terörist' oluyorum. Yoksul yoksuldur bunun ayrımı mı var?” diye sordu.

TUNCEL: HUKUK ORTADAN KALKTI

Daha sonra savunma yapan Tuncel, Ankara’da devam eden Kobanê Davası'na işaret ederek, Kürt siyasetçilerine yönelik "kumpas" olduğunu ifade etti. Tuncel, “İşiniz dosyayı Ankara’ya göndermek değil, burada kapatmaktı. Ama Kürt sorunundaki çözümsüzlük devam ettiği için dosya sonuçlanmayıp gönderiliyor. Bu yapılan insan hakları açısından, demokratikleşme açısından utanç vericidir. Devlet, hukuk mekanizmasını ortadan kaldırmıştır. Hukuk gücün ve iktidarın denetiminde bir sistem haline gelmiş" dedi. 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kendilerini hedef aldığına dikkati çeken Tuncel, "Fakat günlerdir Süleyman Soylu ve çete arasındaki ilişkiyi milyonlar izliyor. Türkiye çalkalanıyor. Tek bir savcı kalkıp işlem dahi yapmıyor. Fakat söz konusu Kürtler olunca anında harekete geçiliyor" diye kaydetti.  

HER DURUŞMADA FARKLI 'SUÇ'

Daha sonra avukat savunmaları alındı. Avukat Cihan Aydın, 4 buçuk yıldır yargılama yapıldığına işaret ederek, Ankara'daki başsavcılığın kimi konuşmaları toplayarak, iddianame hazırladığı ifade etti.  Aydın, "Yanınızda oturan kaçıncı Cumhuriyet Başsavcısı bilmiyorum ama konforlu iş yapıyor. Dediği tek şey şu evrak beklensin ve tutukluluk halinin devamına... Savcının görevi bu mudur? Madem öyle araştırın, neden araştırmıyorsunuz? Bu işi neden bu kadar lakayt şekilde yapıyorsunuz? Bu hukuki bir tavır değildir. Bu düşman hukukunun da yapabileceği bir şey değil. Her seferinde önümüze suçlar ve deliller çıkarmayın. Kaç tane dosya ve iddianame birleşti bilmiyorum. Önüne gelen Google’den arama yapıp, konuşmalar bulup suçlama olarak önümüze getiriyor" diye konuştu. 

"Bu, yaptığınız işinize ve giydiğiniz cübbenize ayıptır" diyen Aydın, " Size dört buçuk yıldır o duruşma salonunda demediğimiz laf, vermediğimiz belge kalmadı. AİHM kararıyla konuşuyoruz. Sizin tahliye etme yetkiniz yok ona kanaat getirdik bu kadar baskı altında iken. Her gün İçişleri Bakanlığı, Cumhurbaşkanı, devletin tamamı müvekkillerimize ‘terörist’ damgası yapıştırırken, hepsi ölü taklidi yapıyor” dedi. 

MESLEĞİN ONURU

Mahkemeden bir beklentilerinin kalmadığını kaydeden Aydın, şöyle devam etti: "Artık mahkeme olduğunuz konusunda endişemiz var. İçişleri Bakanı bu kadar kirli işler yaparken kim hesap soruyor, kim sorabildi? Sormaz. Çünkü size güveniyor, çünkü yargı onların. Ankara 22’inci Ağır Ceza’dan da beklentimiz yok. Onlar da atanmış birer memurdur. Yani sayın başkan bizi daha fazla bu yargı mizanseni ile oyalamayın. Öyle bir aşamaya geldiniz ki mevzu bahis Kürtler olunca tam bir cezaevi kurumu şeklinde çalışıyorsunuz. Tahliye etseniz de etmeseniz de siz bilirsiniz. Bu işin kimin başına ne zaman geleceği belli olmuyor. Burada oturan hakimler de benzer tavırlar sergiledi, şimdi görevden alınıp tutuklandılar. Biri gidip diğeri geliyor. Var olan tehlike ülkedeki herkes için geçerlidir. Hiç değilse sizler mesleğinizin onurunu düşünün” ifadelerini kullandı. 

TAHLİYE ÇIKMADI

Mahkeme, kısa bir aranın ardından kararını açıkladı. Mahkeme, Ankara 22’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazılan müzekkerenin cevabının beklenmesine, iddianamede yer alan Sarmaşık Derneği’ne ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan soruşturma olup olmadığına dair bilgi istenmesine karar verdi. Mahkeme, Tuncel ve Kışanak’ın da tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.

Duruşma 22 Temmuz’a ertelendi.