Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yargılamanın devam ettiği Kobanê Davası’nın 9’uncu duruşması 8’inci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü’nde devam etti. Siyasetçilerin tahliye talepleriyle devam eden duruşmada Sebahat Tuncel söz aldı.

‘SOYLU’NUN TALİMATLARINI YERİNE GETİRİYORSUNUZ’

Söz alan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Başkanı Sebahat Tuncel, mahkeme heyetinin gerçekleri gizleme konusunda başarılı olduğunu belirtti. Tuncel, “Takdiri hak ediyorsunuz. Sizin işiniz Kürt siyasetçilerini, kadınları, demokrasiden yana olanları, iktidarın önünde engel olanları çıkarmak. Türkiye’de iktidar yönetemiyor, kriz o kadar derin ki her alanda büyük sorunlar yaşanıyor. Bu ülkede AYM Başkanı isyan ediyor. AYM Başkanı şikâyet ediyor, Adalet Bakanı şikayet ediyordu. Biz ne yapacağız burada? AKP’li bir vekil ‘hiçbir şey olmadıysa bir şey olmuştur’ dedi. Dün siz niyetinizi çok açık belirli ettiniz. Müştekilere bize karşı ‘cezalandırmamız gerekiyor’ dediniz. Siz cezalandırmamız gerekiyor diye bir cümle kurdunuz ve bu her şeyi ifade ediyor. Siz bizim cezalandırılmamız için her hukuksuzluğu yapıyorsunuz.  Süleyman Soylu’nun talimatını yerine getiriyorsunuz. Ne diyordu ‘Siz yapın arkası gelir’ diyordu o beyefendi. Bunun sorumluluğunu nasıl alıyorsunuz, bunun vebalini nasıl alıyorsunuz? Kürtlerden, HDP’lilerden nefret ediyorsunuz ki bu kadar usulsüzlüğe evet diyorsunuz. Bunun adı nedir? Bu kabul edilecek bir yaklaşım değil. Bu dosya çöktü. Bütün dünya biliyor ki Kobane halkı ile için atılan tweette karşı sadece bizi cezalandırıyorsunuz. O ölen insanlara karşı tek birimizin bir suçu yok” dedi.

‘HESABINI VERECEKSİNİZ’

“Etnik kimliğimizden, Alevi, Kürt ve kadın olmam sizin için dezavantaj” diyen Tuncel, bu kimliğinden kaynaklı yargılandığını söyledi. Tuncel, “Kürtleri ve dostlarını neden yargılıyorsunuz?  Êzîdî kadınları satanları gördünüz. Bunların karşısında olduğumuz için yargılanıyoruz. Bütün mesele bu. Gizli tanık gelmiş, eski bir kadro gelmiş diyor. Neye göre eski? Gültan başkan diyordu saçlarını boya diye. Kamplar var diyor bu kamplar nerede? 25 yıldır aktif siyaset yapıyorum. Ortada bir hukuk meselesi yok, gizli tanıklar sürekli kampa gitti, Kandil’e gitti deyip duruyorlar. Madem gizli tanık bizi tanıyor neden resimlerimizi gösteriyorsunuz? Gelsin mahkemeye gerekli önlemleri alın ve bizi teşhis etsin. Kürt siyasetçilere ceza vereyim de usule uygun mu uygun değil mi hiç bakmıyorsunuz. Bu sürecin altında kalırsınız, bu ülkeye demokrasi gelecek, barış gelecek. O zaman yaptığınız hukuksuzlukların hesabını vereceksiniz. Mesele biz değiliz, mesele 85 milyon. Bu cesareti nereden alıyorsunuz biliyoruz. Sizin dayandığınız güç, güç kaybediyor. Bunun farkında olun. Bu sizin de meseleniz, o sandalyelerde oturanlar şimdi neredeler?” diye sordu.

‘KÜRT MESELESİNİ MAHKEME SALONLARINDA ÇÖZEMEZSİNİZ’

Bu ülkeyi yaşanmaz hale getirenin kim olduğunu soran Tuncel, devamında şöyle konuştu: “Binlerce akademisyen yurt dışına gitmiş, on binlerce öğrenci yurt dışına gitmek istiyor. Bu ülkede yurt dışına kaçakçılığı AKP yapıyor. Neden; çünkü demokrasi yok. insanlar ülkeyi yaşanılabilir halde görmüyor. Bu ülkeyi bu hale biz mi getirdik, bu hale getirenler bizi burada rehin tutanlardır. 2015 sürecine bakın ama biz cezaevinde olduğumuz sürece her şey daha dibe kadar gidiyor. Türkiye’de Kürt sorununun çözümü ile alakası var. Bu yargılamayı yapamazsınız. Siz AKP ve MHP adına bu yargılamayı yapıyorsunuz. Biz dün de size dedik; çekilin aradan. Kürt meselesini mahkeme salonlarında çözemezsiniz.”

‘ŞİMDİ HDP’NİN VE KADINLARIN ZAMANI’

PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın üzerinde ağır tecridin devam ettiğini ifade eden Tuncel, 15 Şubat komplosunun yıl dönümünün yaklaştığını da hatırlattı. Tuncel, “Sayın Öcalan’ın üzerindeki komplo, Kürt ve Türk arasındaki çatışma büyüsün diye. Kürt sorununu konuşanları cezaevlerine tıktınız. Nasıl olacak bu? İnsanların Türkiye’de yaşamamasının nedeni bütün bunlar. Dışarıda söyledik bunları hepsi önünüzde uyarılarımız hepsi gerçekleşti. Uyarılarımızı bu iktidar dinleseydi bugün bu hale gelmeyecekti. Demokratik bir ülke istiyorsanız bu hukuksuzluğa alet olmayın. Sizden adalet beklemiyoruz, siz usulsüzlüğün en dibini yapıyorsunuz. Israrınız nedir? Belli ki heyetin üzerinde siyasi bir baskı var. Cesaret ister bırakıp gitmek. Anlıyorum sizi, herkesin cesur olmasını beklemiyorum. İktidara biat etmeye devam ederseniz, bu adaletsizlikte, eşitsizlikten siz de sorumlusunuz. Ben ilk vekil olduğumda bana ‘sıradan insanlar dünyayı değiştirir mi’ diye sormuşlardı. Evet sıradan insanlar dünyayı değiştirir. Şimdi HDP’nin ve kadınların zamanı. Bir geçiş sürecindeyiz zor ama yeni bir başlangıçtayız. Biz neyin ne olduğunun farkındayız. Bunun muhasebesini yapıyoruz. Seçmek özgürlüktür, biz bunu seçtik ve sorumluluğunu tabi ki alacağız. Sizin hakkımızda vereceğiniz karar önemli değil, halkımızın bizim hakkımızda vereceği karar çok önemli bizim için. Bundan sonraki süreçte bu kürsüyü hukuksuzluğa ve adaletsizliğe itiraz etmek için kullanacağız. 10 dakika sınırlı tuttunuz konuşmamızı, ne oluyor panel mi yönetiyorsunuz? Burada bir dava yürütüyorsunuz. Bizim sizin için önerimiz; çekilmeniz. Çekilmiyorsanız, hukukun onurunu koruyun” ifadelerini kullandı.

YAĞCI: KAYGIM OLSAYDI KAÇARDIM

Tutukluluk devam kararında “Kaçacağına yönelik somut deliller var” ifadesine ilişkin delilleri merak ettiğini belirten HDP eski MYK üyesi Ayşe Yağcı ise “Ben kendi ikametgahımda gözaltına alındım. Sabah işe gitmek üzere alındım. Eğer kaygım olsaydı benden bir ay önce tutuklanan arkadaşlarımın haberini alınca kaçabilirdim. Yargılandığım 9. Ağır Ceza’daki dosyamdaki tanık beyanlarıyla şu andaki tanık beyanları arasında hiçbir fark yok. O dosyadan tutuksuz yargılanıyorum ama siz o dosyayı burası için bir tutukluluk gerekçesi olarak gösterdiniz. O dosyayla bu davanın nasıl bir bağı var?  Bu anlamda tutukluluk sürem de göz önüne alınarak tahliyemi talep ediyorum” şeklinde konuştu.

Duruşma verilen 15 dakikalık aranın ardından siyasetçilerin konuşmalarıyla devam edecek.