Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA), Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Roboski köyünde 28 Aralık 2011 tarihinde savaş uçaklarının bombardımanı sonucu 19’u çocuk 34 katledilmesinin 10'uncu yıldönümüne dair yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, "Kürt imha araçları F-16’lar, Robozkê köyünde Kürtlerin takvimine yeni bir soykırım çentiği daha attı. Kürdistan’ın her bir köşesine gözetleme kuleleri kuran, 24 saat boyunca Kürt halkını, Kürt coğrafyasını didik didik gözetleyen, NATO’nun en büyük ve donanımlı ordusuna sahip olmakla övünen Türk Silahlı Kuvvetleri, 34 sivil yurttaşın ölümünü 'operasyon kazası' şeklinde niteleyerek, bu katliamdan hicap değil alay çıkardı" denildi. 

SUNİ SINIRLAR

Katliama ilişkin tek bir sorumlunun yargılanmadığına dikkat çekilen açıklamada, "Devletin bütün zor aygıtlarına ve baskılarına karşın Robozkêli aileler başta olmak üzere Kürt halkı 'Robozkê için adalet' ve 'Robozkê’yi unutmayacağız' demekten vazgeçmedi. Ulus-devlet zihniyetinin yarattığı suni sınırlar, biz Kürtlerin ortak ve özgür yaşam inancına, statü hakkına vurulmuş bir zincirdir. Bu sınırlar tarlası, bağı, bahçesi, komşusu, akrabası sınırın hemen öte yanında bulunan Kürtler için şiddetten başka hiçbir anlam taşımamaktadır. Bugün sınırları ölüm fermanı gerekçesine çevirenler, kendi koydukları sınırların kendi hegemonik sözcülüğünü yapmaktadır. Her halükârda Kürdü bitirmeye yemin etmiş bir zihniyetin sonucu olarak ortaya çıkan bu katliam, Kürt halkına çizilmek istenen milyonlarca sınırla kendisini devam ettirmektedir" diye belirtildi. 

ROBOSKİ İÇİN ADALET 

Açıklamada, devamla şu ifadelere yer verildi: "Bugün cezaevleri başta olmak üzere bu düşman politikası ve hukuku her alanda uygulanmaktadır. Başta İmralı Adası mutlak tecridi olmak üzere cezaevlerine ve bütün bir topluma sirayet ettirilen tecrit, bu yok etme politikalarının fiziki-manevi her düzlemde devam ettiğini bizlere göstermektedir. Robozkê katliamında olduğu gibi bu sadece fiziki bir yıkım politikası değil aynı zamanda politik bir kırım aracına dönüştürülmek istenmiştir. Bu savaş taktiği İzmir’de Deniz Poyraz yoldaşımızı katletmiş, inkar ve imhaya boyun eğmeyen kadınlara göz dağı verilmek istenmiştir. Boyun eğmeyenleri cezaevleri ile sindirebileceğini düşünen iktidar burada da direniş ile karşılaşınca büyük bir çaresizlik içerisinde siyasi tutsaklara ölümü dayatmaktadır. Deniz Poyraz’ı dışarıda katleden erkek egemenliği ile donatılmış devlet aklı Garibe Gezer’i de türlü işkencelere maruz bırakarak yaşamdan kopartmıştır. 

Fakat buradayız. Bu haksızlığa, hukuksuzluğa, onursuzluğa, insanlık dışı uygulamalara karşı tıpkı Robozkêli aileler gibi, tıpkı Emine Şenyaşar gibi tıpkı 'hasta özgürlük tutsakların, infaz yakmalar durdurulsun' diye Adalet Nöbeti tutan anneler gibi, tıpkı yıllardır onurlu bir barış için direnen Barış Anneleri gibi, evlatlarının, kardeşlerinin, sevdiklerinin akıbetini sormaktan yıllardır vazgeçmeyen Cumartesi Anneleri gibi. Robozkê Kürt halkına uygulanan ne ilk imha oldu ne de son. Bir kez daha bu katliamda yaşamını yitiren 34 canımızı saygıyla anıyoruz ve yakınlarına başta olmak üzere bütün Kürt halkına baş sağlığı diliyor. Kadınlar olarak, bu topraklara onurlu bir yaşamı getirene kadar, her bir katliamın failleri açığa çıkarılana kadar özgürlük, eşitlik, demokrasi mücadelemizin, adalet talebimizin devam edeceğini belirtiyoruz."