Savunmaya Özgürlük Koordinasyonu, adil yargılama talebiyle ölüm orucunda olan tutuklu avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın durumuna dikkat çekmek için Timtik’in gözetim altında tutulduğu Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi önündeki eylemlerini bugün de sürdürdü.

Çok sayıda  kişinin katıldığı eylemde “Adalet sağlansın, Ebru ve Aytaç yaşasın” pankartı açan avukatlar, üzerinde ölüm orucundaki meslektaşlarının fotoğraflarının bulunduğu dövizler taşındı. 

‘TEK AMACIMIZ YAŞATMAK’ 

Eylemde konuşan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Sekreteri Nesrin Tuba Aslan, tek amaçlarının Timtik ve Ünsal’ı yaşatmak olduğunu söyledi. 

ATK raporuna rağmen avukatların tahliye edilmeyip hastaneye getirilmelerinin kabul edilemez olduğunu belirten Aslan, hastane yönetiminin 10 gün önce eylemdeki avukatlara rızaları dışında tıbbi bir müdahalede bulunamayacaklarına dair İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’ne rapor gönderdikleri bilgisini paylaştı.

Aslan, “Ancak İl Müdürlüğü bu raporu her nedense mümkün olduğunca zamana yayarak, yavaşlatarak, görevini kötüye kullanarak ve suiistimal ederek mahkemeye göndermeyi geciktirmiştir” dedi. 

‘ZAMANIMIZ KALMADI!’ 

Raporda, hekimlerin Timtik ve Ünsal’ın rızaları dışında meslek etik kuralları ve uluslararası sözleşmeler gereğince tıbbı bir müdahalede bulunmayacaklarına dair kapsamlı bir sunum yaptıklarını ifade eden Aslan, “Hekimler bir şey yapmayacaklarını söylüyorlar. Biz de raporla ilgili değerlendirmemizi ve Türk Tabipler Birliği’nin (TTB) Timtik ve Ünsal’ın hastanede kaldıkları sürece sağlıklarının daha bozulduğuna dair bilimsel mütalaasını mahkemeye sunduk. Mahkemeden bir karar vermesini istedik. Mahkeme ‘bununla ilgili olarak vermiş olduğumuz bir karar var. Artık kararı Yargıtay versin’ diye dosyayı Yargıtay’a gönderdi. Yargıtay’ın artık bir karar vermesi gerekiyor. Bizim artık zamanımız kalmadı. Biz mahkemelerin bu adli yargı sisteminin artık adil bir karar vermesini bekliyoruz” diye konuştu. 

Avukat Severay Balıkaya ise, Timtik ve Aytaç’ın  sürdükleri eylemin onlarca hak kaybı ve gaspına karşı bir adalet mücadelesi olduğunu vurguladı.

‘İKİ AVUKATIN CANI ÜZERİNDEN İNTİKAM ALINIYOR’

Her iki ismin adalet taleplerine ‘hayır’ denildiği için bedenleri ile mücadele ettiklerini söyleyen Balıkaya, “Bizler bu süreçte bu hale gelmemesi için her türlü mücadeleyi yürüttük. Burada aynı zamanda bir yaşam mücadelesi veriliyor. Hakimler yaşam mücadelesi karşısında cezanın infaz edilmesini, bu avukatların hukuk camiasından silinmesini onların yaşam hakkından daha üstün görüyorlar. Verdikleri karar aslında bir tutuklama kararı değil. Onların yaşamlarına son vermeyi amaçlayan bir karardır. Bugün 37’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin başlattığı ve finale getirdiği bu karar yaşamın ortadan kaldırmasına dönük bir karardır. İki avukatın canı üzerinden intikam alınıyor. Bu hukuksuzluğa ‘dur’ demedikleri takdirde can kaybına neden olacaklar” dedi.