Türkiye, çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarında dünyada 3. sırada. Çocukların şiddete, istismara ve her türlü sömürüye karşı korunması için alınması gereken tedbirler ve yasalar uygulanmadığı gibi AKP’nin politikaları bu suçların toplumda daha fazla yayılmasını sağlıyor. Özellikle 2016 yılından bu yana “evlilik yoluyla çocuk tecavüzcülerine af” getirmeye çalışan iktidar, bu adımlarla cinsel istismarı meşrulaştırıyor.

Geçtiğimiz aylarda Meclis’te kurulan Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Araştırılması Komisyonu’nda konuşan Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanı Süleyman Arslan’ın 15 yaşındaki çocuklarla evlenmenin “insan hakkı” olduğunu savunan açıklamaları ile çocuk yaşta evliliğe af önerisinin yeniden gündeme getirildiğine tanık olduk. Bu açıklamalar, Komisyonun kadına yönelik şiddete çözüm aramak için değil, iktidarın kadın ve çocuk haklarına yönelik saldırılara “araştırma komisyonu kılıfı” giydirmek için kurulduğunu deşifre etti.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın aynı Komisyonda “erkek şiddetinin tolere edilebilir” söylemi de iktidarın kadın ve çocuklara yönelik cinsiyetçiliğini net bir şekilde ortaya koydu.

UŞAK'TA BEBEĞE İSTİSMAR!

AKP’nin kadın ve çocuk düşmanı söylemleri, politika ve uygulamaları erkeklerin bebeklere dahi saldırmalarına neden oldu. Bu utanç verici, korkunç saldırılardan biri de geçtiğimiz aylarda Uşak’ta yaşandı. 2 yaşındaki bebeğe darp ve cinsel istismarda bulunduğu suçlamasıyla tutuklanan ve hakkında dava açılan Yaşar Ercan hakkında, “çocuğun nitelikli cinsel istismarı, çocuğa karşı eziyet, nitelikli cinsel saldırı ve kasten öldürmeye teşebbüsten” iddianame hazırlandı. Toplumda infial yaratan saldırıyla ilgili Adli tıp raporuna göre, bebeğin hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı, yapılan anal muayenesinde ise uzun süredir sistematik şekilde istismara uğradığı belirtildi.

ANNE DE ŞİDDET GÖRDÜ

Kübra Köklü’nün Cumhuriyet’te yer alan haberine göre; Uşak Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 10 Nisan günü çekyattan düşme iddiasıyla Uşak Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi amacıyla getirilen, hayati tehlikesi bulunan 2 yaşındaki bebeğin tedavisi sırasında vücudunun değişik yerlerinde morluklar ve anal bölgesinde yırtık görüldüğü öğrenildi.

İddianamede, 2 yaşındaki bebeğin cinsel istismara uğradığı şüphesinin oluşması üzerine, anne C.T. ile görüşme yapıldı. İnternetten tanıştığı Yaşar Ercan’ın, annesi H.E.’nin evinde bebeğiyle birlikte kaldığını ve Ercan’ın kendisi ile çocuğuna karşı şiddet uyguladığını anlatan anne C.T.’nin ifadesinde, 10 Nisan günü sabah saatlerinde şüpheli Ercan’ın oğlunu banyoya götürdüğünü, bir süre kaldıktan sonra banyodan çıkıp odaya geçtiklerini ve oğlunu baygın olarak gördüğünü söyledi.

BEBEKTE HAYATİ TEHLİKE

Bebeğin daha sonra hastaneye götürüldüğünün belirtildiği iddianamede, 18 Nisan tarihli adli tıp raporuna da yer verildi. Raporda, bebeğin hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı, yaralanması sonucu vücudunda meydana gelen kemik kırıklarının hayati fonksiyonlarını ağır derecede etkileyecek nitelikte olduğu, yapılan anal muayenesinde ise uzun süredir sistematik şekilde cinsel istismara uğradığı bulgusunun saptandığı kaydedildi. Savcılık, Ercan’ın 2 yaşındaki bebeğe karşı sistemli olarak cebir ve şiddet içeren davranışlarda bulunarak eziyet suçunu işlediğini kaydetti. Savcılık sanık Yaşar Ercan hakkında 60 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını istedi. İddianame gönderildiği Uşak Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.

FAİLLER ÖDÜLLENDİRİLİYOR

İktidarın kadın ve çocuk düşmanı bu politikaları kadın ve çocukların hayatını cehenneme çevirirken, erkeklerin yargılandıkları davalarda “iyi hal”, “tahrik” ve “takdir” gibi bahanelerle ödüllendirildiğini hatta serbest bırakıldıklarını görüyoruz. Kamuoyunda “Elmalı Davası” olarak bilinen Antalya’da 6 ve 9 yaşındaki çocuğu istismar eden anne Merve Akman ile üvey baba Rahmi Akman’ın 6 ay önce tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığı ortaya çıkmıştı. Bu uygulamalarla kadınları toplumdan soyutlamak, eve kapatmak isteyen iktidar, erkek-devlet şiddetini önleyen İstanbul Sözleşmesi’ni de cinsiyetçi politikalarını rahatça uygulamak için 1 Temmuz’da yürürlükten kaldırdı.

ZANLI ÇOCUĞUN VELAYETİNİ İSTİYOR

Oyuncu Melisa Döngel’in babası tarafından istismara uğradığı ve kardeşinin velayeti için hukuk mücadelesi verdiği ortaya çıktı. Sosyal medyada “#YalnızDegilsinMelisaDöngel” etiketiyle eylem başlatıldı. Jin News’in haberine göre; oyuncu Hafsanur Sancaktutan dedesi tarafından, Seray Kaya ise arkadaşının babası tarafından istismara uğradığını açıklamasından sonra oyuncu Melisa Döngel’in de babası tarafından istismara uğradığı ortaya çıktı. 

"KARDEŞİM DE YAŞAMASIN"

Birkaç yıl önce babası tarafından istismar edilen Döngel, yaşadığı travmayı atlatabilmek için uzun süre tedavi gördü. Babası ise tutuklanıp cezaevine gönderildi. Melisa Döngel, kendi yaşadıklarını yaşamaması için 17 yaşındaki kız kardeşinin velayetini almak istedi. Babası çocuğun velayetinin kendisine verilmesi; kendisi cezaevinde olduğu için Rusya’da bulunan ayrıldığı eşinin yanına gönderilmesi ya da devlet koruması altına alınmasını talep etti. Oyuncu Döngel’in hukuk mücadelesi devam ederken, dijital medyada olayın duyulması üzerine “#YalnızDegilsinMelisaDöngel” etiketiyle eylem başlatıldı. Çok sayıda oyuncu, siyasetçi, kadın kurumu ve dijital medya kullanıcısı Döngel’e yalnız olmadığını içeren mesajlar paylaştı.