Batman’ın Beşiri ilçesinde uzman çavuş Musa Orhan'ın tecavüzüne uğradıktan sonra 16 Temmuz'da intihara sürüklenen 18 yaşındaki İpek Er, 18 Ağustos 2020'de yaşamını yitirdi. Yoğun tepkiler sonucu “Nitelikli cinsel saldırı” suçundan 19 Ağustos’ta tutuklanan Orhan, 25 Ağustos’ta tahliye edildi.  Orhan’ın avukatları Mehmet Erkan Akkuş ve Aliye Doğan, ilk günden tecavüzü aklama çabalarıyla en çok tartışılan isimler olurken, Siirt 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 16 Ekim 2020'de başlayan ve hala devam eden duruşmalarda, sanığın tutuklanması yönündeki tüm talepler reddedildi. 

SAVCININ MÜTALAASI

16 Eylül'de görülen duruşmada ise mütalaasını mahkeme heyetine sunan iddia makamı, Musa Orhan’ın, TCK'nin 102/1 maddesi gereğince “cinsel saldırı” suçuyla cezalandırılmasını istedi. Savcı, sanık Musa Orhan’ın, mağdur İpek Er’e yönelik birden fazla eylemi aynı kasıtla ve aynı zaman dilimi içinde işlemiş olduğundan, hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığını savunarak, üzerine atılı suçu vasfı ve suç için kanunda öngörülen ceza süresi nedeniyle sanığın kaçacağı ve delil karartacağı yönünde somut olgu niteliğinde olması hususları gözetildiğinde hükümle birlikte tutuklanmasına karar verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, tutuklama taleplerine rağmen sanığın tutuksuz yargılanmasına hükmetti. 

KARAR DURUŞMASI YARIN

Musa Orhan hakkında açılan davanın karar duruşması yarın Siirt 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek. Duruşmaya, bölge baroları, insan hakları ve kadın örgütleri temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda kişinin katılması bekleniyor. 

‘KARARLAR FAİLİN LEHİNE VERİLDİ’ 

Er ailesinin avukatı İlyas Tarım, davanın, toplumun verdiği tepki sonucu Musa Orhan’ın tutuklaması ile başladığını kaydederek, sonrasında yaşanan gelişmelerin tecavüz faillinin nasıl aklanmaya çalışıldığının bir göstergesi olduğunu söyledi. Orhan’ın 7 günlük tutukluluğunun ardından serbest bırakıldığını hatırlatan Tarım, “Tutuklu yargılanması gereken fail yargılama süresi boyunca tutuksuz yargılandı. Delilleri karartma şüphesi olmadığını iddia eden mahkeme, tutuksuz yargılanmasına karar verdi. Ancak dosyada var olan tanıklar ile iletişime geçen hatta sanıklardan biri ile birlikte mahkemeye getiren fail, dava için önemli bir yer tutan tanıkları etkilemiş. Bu etkileme delilleri karartmadır. Tanık  delil sayılır. Ancak tanıkları evden alıp aynı araba ile yolculuk yapıyor. Görülen son duruşmada iddia makamı bunu görüp tutuklama talebinde bulundu. Ancak yine bir tutuklama çıkmadı. Tutuklama talebimiz sürekli reddedildi. Sadece tutuklama talebi değil diğer birçok  talebimiz mahkeme tarafından reddedilerek fail lehine kararlar verildi” şeklinde konuştu.

SANIĞIN AVUKATLARI

Failin avukatlarının davanın üstünü kapatma uğraşında olduklarını kaydeden Tarım, “Bunu başkalarını hedef göstererek yapıyorlar. Kolluk zırhının arkasına sığınıyorlar. Kaç kişi bu yüzden ceza aldı. Basın açıklaması yapan, sanal medyada paylaşım yapan kişiler hedef alındı. Kimilerine para kimilerine ise hapis cezası verildi. Ezgi Mola örneğinde olduğu gibi. Tepkisini dile getirdiği için bunların hedefi durumuna düştü. Ancak güçlü bir sahiplenme ile Mola’ya istediklerini yapamadılar. Failin avukatı sürekli birilerine dava açıp dosyayı sulandırma peşinde. Mahkemede ise aileye saldırıyor. Hesap verme yerine hesap sorma uğraşında. Ailenin özeline girip kamuoyunda oluşan algıyı başka yöne çevirmek istiyorlar. Avukat hakkında suç duyurusunda bulunduk” ifadelerini kullandı.

‘YETERLİ DELİL VAR’

Tarım, “nitelikli cinsel saldırı” ile yargılanan Orhan’ın işlediği suçun 12 yıldan başladığını belirterek, sanığın en ağır ceza alması için yeterli delillerin olduğunu söyledi. Er’in mektubu, ATK raporları ve tanık ifadelerinin her şeyi ortaya koyduğunu dile getiren Tarım, “Tüm bu deliler failin büyük bir ceza almasına yeterli olacak. Burada cezanın artırımı mahkemenin insafına kalmış. Mahkeme bu kişiye vereceği cezayı artırabilir. Umuyoruz mahkeme var olan deliler ışığında bir karar verir” dedi. 

DURUŞMAYA KATILIM ÇAĞRISI

Sabah saat 09.15’te başlayacak olan duruşma için katılım çağrısı yapan Tarım, “Bu dava devlet zırhı altına sığınan tecavüzcü zihniyetin yargılandığı bir dava aslında. Belki bu suçu işleyen biri, ilk defa ceza alacak. Bölgede sistematik bir hal alan bu durum karşısında duralım. Üniformaların arkasında sığınarak yapılan bu saldırı sistematik bir hal aldığının en büyük örnekleri Hakkari ve Şırnak’ta ortaya çıkan fuhuş çeteleridir. Burada ortaya çıkan durum aslında bölgenin neredeyse tamamında kolluk gücünün Musa Orhan zihniyetine büründüğüdür” diye konuştu.

MA / Fethi Balaman