Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Milli Savunma Bakanlığı’nın (MSB) 2021 yılı bütçesi görüşmeleri sırasında muhalefet milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile devlet arasında 2013 ile 2015 yılları arasında yürütülen çözüm sürecinin bitirilmesini DAİŞ’in yaptığı Suruç, Ankara, Antep ve İstanbul Havalimanı katliamlarına bağladı. 

‘BAŞKA YERDE ARAMASINLAR’

Suruç Katliamı'nda yaşamını yitiren Vatan Budak’ın babası Murat Budak, Bakan’ın yaptığı açıklamalarının gündem değiştirmeye yönelik olduğunu belirterek, “Suruç, Ankara ve diğer katliamları kimlerin yaptığını sadece bizler değil, bütün dünya biliyor. Geçenlerde ‘Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa, birçok insan, insan yüzüne çıkamaz’ dedi. Ki kendisi o dönemde en yetkili şahıstı. Katilleri başka yerde aramasınlar. Katiller kendileri. Bu belgelerle ortadadır” diye konuştu.

‘DEVLETİN BİLGİSİ DIŞINDA OLAMAZ’

Çözüm sürecinin bitirilmesiyle katliamların başladığını dile getiren Budak, “Bunlar Ahmet Davutoğlu (dönemin Başbakanı), Tayyip Erdoğan ve Hulusi Akar’ın bilgisi dahilinde olan şeylerdir. Çünkü yapılan araştırmalar sonucunda katliamların hepsinin MİT tarafından yönlendirildiği kesinleşti. MİT müsteşarlığını yapmış bir şahıs, Suruç Katliamından sonra ‘Bu tür katliamlar devletin bilgisi dışında olamaz’ demişti. Onun için katilleri başka yerde aramasınlar. Onları yönlendirenleri hepimiz iyi biliyoruz” ifadelerini kullandı.  

‘ERDOĞAN KATLİAMIN ÖNÜNÜ AÇTI’

Suruç Katliamı’ndan yaralı olarak kurtulan Koray Türkay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 7 Haziran seçimleri öncesi söylediği, “400 milletvekili verin ve bu iş huzur içinde çözülsün" sözlerini hatırlatan hatırlatarak, “Bu sözle aslında saldırıların önünü açtı. Bu katliamlardan sonra ortaya çıkan birçok bulguda, MİT mensuplarının da bu işin içerisinde olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda 2012’den beri takip edilmelerine, 85 kez soruşturma açılmasına rağmen, katliamları gerçekleştirenlere yönelik 2014 yılında yapılacak operasyon izninin reddedilmiş olması, bir yerden katliamın önünün açıldığı ve organize edildiğini açık bir şekilde gösteriyor” dedi.

DAVUTOĞLU’NUN AÇIKLAMALARI

AKP'nin tek başına iktidar çoğunluğunu kaybettiği 7 Haziran ile seçimin tekrar edildiği 1 Kasım 2015 sürecinde başbakan olan Ahmet Davutoğlu'nun, "Terörle mücadele defterleri açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz" sözlerini anımsatan Türkay, şunları söyledi: “Türkiye, Rusya’nın uçağını düşürdükten sonra Rusya ne yaptı? Erdoğan ailesinin DAİŞ ile olan petrol işbirliğini şov olarak bütün dünyaya duyurdu. Bu süreçte Putin’e ne verildi ki bu dosya hasıraltı edildi? Tüm dünya halkları bu gerçeklikten mahrum bırakıldı. Dolayısıyla biz bugün bu bulguları yan yana koyduğumuz zaman, ortaya çıkan fotoğraf tamamlanıyor. Buna göre katliamların birinci dereceden sorumlusunu Erdoğan olduğunu görüyoruz. Hulusi Akar’da Erdoğan’ı mı kastediyor bilmiyorum. Fakat çözüm süreci bitirilerek, Kürt halkına ve Türkiye’nin demokratikleşmesine karşı büyük bir saldırının başlatıldığı doğru. Ama bunun sorumlularını dışarılarda aramaya gerek yok. Erdoğan istediğini elde edemeyince, huzursuzluk ortamı Amed katliamı ile başladı.”

‘ÜSTÜNÜ ÖRTEMEYECEKLER’

Katliamların siyasi ayağının er yada geç açığa çıkacağını söyleyen Türkay, “O günün Başbakanı Davutoğlu bile benzer açıklamalar yaparak, ‘suçlu ben değilim, emri oradan aldım’ tarzında bir fotoğraf veriyor. Onlar da kendilerini batan gemiden kurtarmaya yönelik tek bir adresi göstererek sıyrılmaya çalışıyorlar. Bu karanlık iktidar gerçekleştirdiği katliamların hesabını vermeden asla düzgün koltuğuna oturamayacaktır. Bu katliamların başkaları tarafından yapıldığını ifade ederek, kendilerini temize çıkarma arayışında olabilirler, fakat yaşanan gerçekliği değiştiremeyecekler ve bunun üstünü örtemeyecekler” şeklinde konuştu.

Mezopotamya Ajansı / Ferhat Çelik