Diyarbakır'ın Sur ilçesinde 2 Aralık 2015'te ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında mahsur kalan 26'sı tutuklu 47 kişi hakkında, "Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak" ve "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla Diyarbakır 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan ve daha sonra ayrı ayrı süren Sur Ana Davası'ndan Dilşad Şengül’ün karar duruşması görüldü. Duruşmada, tutuklu Şengül ve avukatları hazır bulundu. 

Dosyanın esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcı, Şengül’ün "Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma" ve "Mağduru belli olmayan kamu görevlisini öldürme" suçundan cezalandırılmasını istedi.

‘SAĞLIKÇILARA İHTİYAÇ VARDI GELDİM’

Savcının mütalaasına karşı savunma yapan Şengül, “Öz yönetim ilanlarından 25 Aralık’ta haberim oldu. Sur’da sokağa çıkma yasağının ilan edildiğini ve Tahir Elçi’nin katledildiğini duydum. 15 yaşında bir çocuğun sokak ortasında vurulduğunu, halkın dışarı çıkarmak istediğini, ancak polislerin 4 saat izin vermeyerek ölümünü izlediğini biliyorum. Sağlıkçılara ihtiyaç olduğu söylendi. Ben de gönüllü olarak Sur’a geldim” diye konuştu.

Savcının mütalaasına katılmadıklarını belirten Şengül’ün avukatı ise müvekkilinin “örgüt üyesi olma” suçundan yargılanması gerektiğini belirterek, uzun süre tutuklu kalması nedeniyle tahliyesine karar verilmesini istedi.

Son sözü sorulan Şengül, “4 buçuk yıldır cezaevindeyim. Sağlık sorunlarım dikkate alınarak adli kontrol tedbirleriyle tahliye talep ediyorum” dedi.

AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET CEZASI

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, Şengül’e "Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak"tan ağırlaştırılmış müebbet, "Mağduru belli olmayan kamu görevlisini öldürme" suçundan ise 13 yıl hapis cezası verdi.