Kırklareli'nin Babaeski ilçesinde bulunan 1'inci Zırhlı Tugay Komutanlığı Hava Savunma Füze Komutanlığı'nda askerlik yaptığı sırada 12 Mayıs 2020’de şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren Kars Kağızman nüfusuna kayıtlı Mustafa Araz’ın (23) ölümüyle ilgili yürütülen soruşturma takipsizlikle sonuçlandı. Araz ile ilgili askeri yetkililer tarafından yapılan açıklamada, Araz’ın 11 Mayıs’ta rahatsızlanması üzerine hastaneye kaldırıldığı, sonrasında kendisinden haber alınamadığı ve bir gün da metruk bir alışveriş merkezinin binasında intihar ettiği ileri sürüldü.

Olayın ardından Araz’ın ailesinin, çocuklarının kollarından bağlandığını gösteren izler ve vücudunun farklı yerlerinde darp izleri olduğunu fark etmesi üzerine Babaeski Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Soruşturma devam ederken, dosyaya Araz tarafından yazıldığı iddia edilen bir intihar notu eklendi. İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü, notun Araz’a ait olduğuna karar verdi. Aile avukatı ise söz konusu rapora itiraz etti.

Babaeski Cumhuriyet Savcılığı’nca yürütülen soruşturma, 22 Mart’ta “Somut delil bulunamadı” iddiasıyla takipsizlikle sonuçlandı. 

EL YAZISI ARAZ’IN!

Savcılık, takipsizlik kararının gerekçesinde Kars Harakani Devlet Hastanesi’nce düzenlenen raporda, Araz’a karışık anksiyete ve depresif bozukluk teşhisinin konulduğuna dikkat çekildi. Aras’ın öldükten sonra dolabından çıkan mektuba da yer verilen kararın gerekçesinde, “18 Haziran 2020 tarihli İstanbul Kriminal Polis Labaratuvarı Müdürlüğüne ait uzmanlık raporunda; gönderilen ve mukayeseye konu edilen el yazılarının Mustafa Araz’ın elinden çıktığı” ileri sürüldü. 

SOMUT DELİL YOK

Kararın devamında, “29 Haziran 2020 tarihli Bilirkişi Raporu'nda; maktulün düşme noktası AVM çatısı zemininden yapacağı oturarak veya sarkarak serbest düşüşte bulunduğu, yer olarak belirtilen konum ve mesafeye düşebileceği kanaatine varıldığı, 30 Eylül 2020 tarihli Adli Tıp Kurumu'na ait otopsi raporunda; ‘kişinin ölümünün genel beden travmasına bağlı kafatası, kol  ve iç organ yaralanmasından gelişen iç kanama ve pnömotoraks sonucu meydana gelmiş olduğu, nöbetçi Cumhuriyet Başsavcısı tarafından olay yerinde yapılan inceleme ve ardından gerçekleştirilen ölü muayene işlemi ardında şahsın otopsi işlemleri için ATK’a sevk edildiği her ne kadar müşteki ve müşteki vekili maktulün ölümünün şüpheli olduğu ve bir kimsenin ihmali veya kasti bir şekilde maktulün ölünme sebep olmuş olabileceğinden bahisle suç duyurusunda bulunmuş iseler de dosya kapsamında yapılan tüm araştırma ve gelinen aşamada maktulün ölümünün şüpheli olduğuna dair her türlü şüpheden uzak, somut bir delil elde edilemediği” denilerek, soruşturmaya devam edecek bir hususun kalmadığı belirtildi. 

KARARA İTİRAZ

Aile avukatları da karara itiraz etti. Sulh Ceza Hakimliği’ne yapılan itiraz başvurusunda, “Bu karar, bir şeylerin gizlendiği yönündeki şüpheli arttırdı” denildi. İtiraz başvurusunda, “Talep edilen deliller toplanmadı. Etkin soruşturma yapılmadı. İhmal yolu ile ölüme yol açma değerlendirilmedi. Mustafa Araz’ın iç kanaması ve kafatası kanaması, bir darbe sonucu mu, yoksa yüksekten düşme sonucu mu oluştu belli değil. Araz’ın cansız bedeni, metruk AVM’nin arka tarafında duvara yapışık bir biçimde sırt üstü bulundu. Yüksekten düşen birinin duvara yapışık bulunması fizik kanunlarına da aykırı. Ki olay yerinde herhangi bir keşif de yapılmadı” ifadelerine yer verildi.

YAZI AYDINLATILMADI

Ölümü sonrası hazırlanan raporda, Araz’ın vücudunda alkol veya uyarıcı madde bulunmadığı hatırlatılan dilekçede, “Hastane görüntülerinde, Araz’ın görünmediği 5 dakikalık bir aralık var. Bu sürede hangi olay meydana geldi Araz kiminle görüştü? Bu aydınlatılmadı. Yine, intihar notundaki yazının Araz’a ait olup olmadığı dahi aydınlatılmadı. Bütün bunlar, şüpheli ölüm üzerindeki şüpheyi azaltmak yerine bir şeylerin gizlendiğini bize gösteriyor” diye kaydedildi.

Mezopotamya Ajansı / Ferhat Çelik