Kırklareli'nin Babaeski ilçesinde bulunan 1'inci Zırhlı Tugay Komutanlığı Hava Savunma Füze Komutanlığı'nda askerlik yapan 23 yaşındaki Mustafa Araz, 12 Mayıs günü yaşamı yitirdi. Askeri yetkililer tarafından yapılan açıklamada, Araz’ın 11 Mayıs günü rahatsızlanması üzerine hastaneye kaldırıldığı, hastaneye gittikten sonra kendisinden haber alınamadığı ve bir gün sonra ise metruk bir AVM binasında intihar ettiği kaydedildi.

Sapasağlam askere gönderdikleri çocuklarının cenazesini teslim alan ailesi, çocuklarının kollarından bağlandığını gösteren izlerin yanı sıra vücudunun değişik bölgelerinde darp izleri olduğunu fark etti.

Bu izler üzerine Mustafa’nın işkence edilerek öldürüldüğü şüphesine kapılan aile, Babaeski Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

DOSYADA İLERLEME YOK

Araz’ın ölümden bu yana 4 ay geçmesine rağmen ailesinin şikayeti ile başlatılan soruşturma dosyasında aile avukatının aktarımlarına göre henüz bir arpa boyu yol alınabilmiş değil.

Aile avukatı Cesim Parlak, Araz’a dair otopsi raporunun açıklanmamasının yanı sıra yürütülen soruşturma kapsamında bilirkişi incelemesi taleplerinin reddedilmesi, olayın yaşandığı yerde kameralara yansıyan taksinin tespit edilmemesi gibi birçok konunun aydınlatılmadığını ifade etti.

AVUKATA UYAP ENGELİ

Soruşturma ile ilgili hiçbir ilerlemenin kaydedilmediğini, olayın sürüncemede bırakıldığını ifade eden Parlak, Babaeski Cumhuriyet Başsavcısı ile önceki gün yaptıkları görüşmeyi anlattı. 

UYAP sisteminde 10 Temmuz’dan itibaren olan hiçbir belgeyi göremediklerini belirten Parlak, şunları dile getirdi: “Koronavirüs nedeniyle Cumhurbaşkanlığı bir kararname yayınladı ve kararnamede de salgın nedeniyle şehir değiştirip adliyelere gitmek yerine, savcılıkların izniyle bilgileri UYAP sisteminden görüntüleyebiliyoruz. Babaeski Savcısı Şule Dumul da izin vermişti. Bir kere izin verdikten sonra da UYAP’tan taradıkları evraklar bizim kendi sistemimize de düşüyordu. Önceki gün aradığımız zaman bunun böyle olmadığını, her gün talep atmamız gerektiğini, yoksa göremeyeceğimi söylediler. Oysa bir kere izin verildikten sonra artık kapanmaması ve taranan evrakların güncellenmesi gerekiyor ama onlar bunu kaldırdığı için savcının tekrardan izin vermesi gerekiyor." 

Kendi yazdığı dilekçeleri bile sistemde göremediğini ifade eden Parlak, "Önceki günlerde ‘savcı olmadığı için onaylayamıyoruz’ dediler. Şimdi savcı var ama UYAP’ta erişim kısıtlandığı için biz göremiyoruz. Buna tekrardan izin verilmesi gerekiyor. Ben talebi yeniden attım. Kalemdekilerin üslubu bize karşı çok kötü. Biz savcıyla görüşmek istedik ama kalemdekileri aşamadığımız için görüşemedik. Onlara sistemin nasıl olduğunu anlattım. Anlattığım halde bizi ilgilendirmiyor, ‘biz de böyle’ diyorlar. Yani dosyada ne eksik, ne değil öğrenebilmek için bizim tekrardan oraya gitmemiz gerekecek” diye belirtti.

 ‘FARKLI BİR HUKUK SİSTEMİ YÜRÜYOR’

Av. Parlak, İstanbul Teknik Üniversite (İTÜ) uzmanlarından oluşan bir heyetin olay yerinde keşif yapması yönündeki taleplerinin reddedildiğini de paylaştı. Parlak, “Keşif bile yapılmadı. Devamlı keşif talebi yapıyoruz. Ama maalesef onu da kabul etmiyorlar. Savcının kendisi de diyor ki; keşifle olay yeri tutanağı aynı bizde. Ama uygulamada böyle bir şey yok. Kanuna göre böyle bir şey yok. Orada farklı bir hukuk sistemi yürüyor sanırım. Hala etkin bir soruşturma yürütüldüğünü düşünmüyoruz” dedi.

‘OTOPSİ RAPORUNUN ÇIKMAMASI NORMAL DEĞİL’

Otopsi raporunun hazırlanmasının bu kadar uzun sürmesinin de normal olmadığına söyleyen Av. Parlak, “Hele ki bu askeri bir ölüm. Şüpheli bir ölüm. Zorunlu askerlik görevine giden birinin ölü bulunması daha da üstüne düşülmesi gereken, hızlandırılması gereken bir olayken sürüncemede bırakılıyor” ifadelerini  kullandı.

MOBESE KAYITLARINDAKİ ŞÜPHELER AYDINLATILMADI

Kamera kayıtlarının bulanıklığının giderilmesi için de savcılığa talepte bulunduklarını paylaşan Parlak, 10 Temmuz’a kadar UYAP sisteminde savcılığına görüntülerin netleştirilmesine ilişkin bir talebinin görülmediğini kaydetti. Parlak, savcılığın hastane personelinin ifadelerinin alınması yönünde bir talepte bulunduğunu aktardı.

Yine olayın gerçekleşmesinden hemen önce Araz’ın cenazesinin bulunduğu AVM’nin yanında görüntülere yansıyan bir araç olduğunu, ancak şu ana kadar bu aracın tespit edilmediğini söyleyen Av. Parlak, bu konuda şunları belirtti: “Yani dosyada 4 aydır neredeyse hiçbir gelişme yok. Yeni hiçbir şey eklenmedi. Mustafa bey çok daha fazla insanla aynı bölükte kalıyordu. Onunla alakalı bile sadece 5, 6 arkadaşının ifadesine başvuruldu. Geri kalanın ifadeleri alınmadı. Biz hepsinin ifadelerinin alınmasını talep ettik ama hala hiçbir işlem yapılmadı bu konuda.” 

Av. Parlak, Araz’ın göğüs ağrısı şikayetiyle hastaneye gittiğini, burada psikiyatri bölümünde 6 dakika boyunca kamera kayıtlarında görünmediğini, çıktığında ise topallayarak çıktığını anlattı.

ETKİN SORUŞTURMA ARAYIŞI ENGELLENİYOR

Etkin soruşturma arayışlarının engellendiğine vurgu yapan Parlak, şunları söyledi: “Biz etkin bir soruşturma için hala mücadele ediyoruz. Bu dosyada, internet üzerinden bir evrak incelememiz için bile bir savaş vermemiz gerekiyor. Bu olayda asıl yapılması gereken şey keşif. Ama halen savcılık bu keşfi yapmamakta ısrar ediyor.  Olayın üzerinden bu kadar zaman geçtiği halde Mustafa beyin düşüş şekliyle alakalı bile hiçbir şekilde inceleme yapılmadı. Nasıl sırt üstü düşüyor. Nasıl duvara bitişik düşüyor. Bunlarla alakalı uzman kişiler tarafından hiçbir araştırma yapılmadı. Gerekçe olarak da olaya yeri tutanağıyla bizim keşif tutanağımız aynı diyor. Ama keşif uzman kişiler tarafından yapılan bir şey. Ve bizim de hazır bulunduğumuz bir keşif istiyoruz. Yüksekten düşme konusunda uzman kişiler aracılığıyla keşif istiyoruz. Normal bir insanın gidip baktığı zaman belirleyebileceği bir düşüş şekli değil.”  

BABA ARAZ: DOSYADA İLERLEME OLMAMASI ÖLDÜRÜLDÜĞÜNÜN İŞARETİ

Baba Hasan Araz da, aradan geçen süreye rağmen otopsi raporunun henüz çıkmaması, kamera kayıtlarındaki bulanıklığın giderilmemesi, dosyada ilerleme sağlanmaması, uzman bir heyetin keşif yapmamasının oğlunun öldürüldüğü yönündeki şüphelerini güçlendirdiğini ifade etti.

Olayın başından beri oğlunun intihar etmediğini, aksine işkence edilerek öldürüldüğünü düşüncesinde olduğunu dile getiren baba, oğlunun ölümünün üzerinin örtülmek istendiği kaygısında.

Baba Hasan Araz, olayın aydınlatılıp sorumlular bulununcaya kadar davanın takipçisi olacağını dile getirdi.

Mezopotamya Ajansı / İdris Sayılğan