2009-2014 yılları arasında Mardin Derik Belediye Başkanlığı görevinde bulunan HDP’li eski milletvekili Çağlar Demirel hakkında “Çevreyi kasten kirletmek ve Çevre Kanunu’na muhalefet” suçlamasıyla 2 ila 6 yıl arası değişen hapis cezasıyla istemiyle açılan davada 4 yıl sonra karar çıktı. Dava 15’nci celsede Demirel’e yöneltilen suçlamanın gerekçesini oluşturan su arıtma tesisinin sonrasında belediyeye atanan kayyımlarca inşa edilip edilmediğinin araştırılması talep edilince 4 yıl sonra beraatla sonuçlandı.

Demirel’e dair yargılamanın önü, Çevre ve Şehircilik Mardin İl Müdürlüğü’nün 25 Nisan 2014 tarihli bir raporu açılmıştı. Türkiye’nin birçok il ve ilçesinde bulunmamasına rağmen, Derik’te atık su arıtma tesisinin bulunmadığı, atık suların üç noktada kuru derelerde deşarj edildiği, atık suların deşarj edildiği noktalarda ise ev, okul ve emniyet lojmanların bulunduğu yönünde bir rapor hazırlayan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Derik Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.

Başsavcılık, bu suç duyurusu üzerine Derik Belediyesi’nde 2004-2009 yıllarında başkanlık yapan Ramazan Kapar ile 2009-2014 yıllarında başkanlık yapan Çağlar Demirel, Belediye Başkanvekili Doğan Özbahçe ve Fen İşleri Müdürü Servet Abdan hakkında soruşturma izni istedi. Bakanlığın soruşturma izni vermediği Abdan hakkında takipsizlik kararı verilirken, diğer üç isim hakkında 2017 yılında soruşturma başlatıldı.

‘ÖDENEK AYRILMADI’

Soruşturma kapsamında ifadeleri alınan Kapar ve Özbahçe İller Bankası’na atık su arıtma tesisinin yapılması için başvuru yaptıklarını, ancak ödenek alamadıklarını dile getirdi. Dokunulmazlığı kaldırılarak tutuklanan HDP’li milletvekillerinden biri olarak o dönem  Kocaeli 1 No’lu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda kalan Demirel ise, yüz yüze ifade vermek isteyip, talimatla ifade vermediği kabul etmediği için susma hakkını kullanmış olarak kabul edildi.

6 YIL HAPİS İSTEMİYORDU

Soruşturma sonucunda Kapar, Demirel ve Özbahçe hakkında “Çevreyi kasten kirletmek ve Çevre Kanunu’na muhalefet” suçlamasıyla 2 ile 6 yıl arası değişen hapis cezası istemiyle Derik Asliye Ceza Mahkemesi’nde 2017’da açılan dava, işin içinde kayyımlar girince hızlı bir şekilde sonuçlandırıldı.

‘ATANAN KAYYUMLAR DA AYNI SUÇU İŞLEMEKTEDİR’

Davanın görülen son duruşmasında Demirel’in avukatı Serdar Çelebi, müvekkilinin görev süresinin tamamlanmasından geçen 7 yıl içinde belediye başkanlarının değiştiğini ve belediyeye kayyımların atandığına işaret ederek, olayın araştırılması için tevsii tahkikat talebinde bulundu.  Çelebi, yazdığı dilekçede, “Müvekkil Çağlar Demirel’in ‘atık su arıtma tesisi yapmadığı’ndan hareketle çevreyi kirletmiş olmaktan yargılanmaktadır. Mahkemece Mardin Büyükşehir Belediyesine yazılan müzekkereye verilen cevapta Derik ilçesine halen atık su arıtma tesisi yapılmamış olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla müvekkile isnat edilen suç, mevcut belediye başkanlığına kayyum olarak atanan belediye başkan vekilli olarak görev yapan kişi de işlemektedir” diye belirtti.

'SUÇ BİLİNİYORSA' HATIRLATMASI

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 278 ve 279’uncu maddelerinde işlenen bir suçun öğrenilmesi ve bildirilmemesinin suç olarak düzenlendiğine işaret eden Çelebi, dilekçesinde, “Mardin Büyükşehir Belediyesi’nden gelen cevabı itibari ile müvekkile isnat edilen suçun halen işlendiği mahkemece öğrenilmiş bulunmaktadır. Sayın mahkeme atık su arıtma tesisinin yapılmamasının tek başına çevreyi kirletme suçunu oluşturduğunu düşünüyorsa müvekkile isnat edilen suç işlenmeye devam etmekte olup, işlenmekte olan suçun mahkemenize savcılığına bildirilmesini talep ediyoruz” sözlerine yer verdi.

Av. Çelebi’nin bu talebi üzerine savcı, söz konusu tesisin hala yapılmamış olduğunu dair Mardin Büyükşehir Belediyesinin cevap yazısına atıfta bulunarak mahkemeden sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesini talep etti. 

ANİDEN GELEN BARAAT KARARI

Açıkladığı kararında Av. Çelebi’nin tevsii tahkikat talebini reddeden mahkeme, 4 yıldır sonuçlandırmadığı dosyayı karara bağladı. Mahkeme, sanıkların üzerlerine atılı suçu işlediğine dair mahkumiyetlerine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin inandırıcı delil elde edilememesi karşısında, yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığından ayrı ayrı beraatine karar verdi.