Demokrasi Partisi (DEP) Mardin Milletvekili Mehmet Sincar’ın, Parti Meclisi üyeleri Habip Kılıç ve Hikmet Kılıç’ın “faili meçhul” bir şekilde katledilmesine dair incelemede bulunmak amacıyla gittiği Batman’da, İl Örgütü yöneticileri olan Metin Özdemir ile birlikte 4 Eylül 1993 tarihinde Elma Sokak’ta uğradığı silahlı saldırıda katledilmesinin üzerinden 28 yıl geçti. Cinayetin hemen ardından Batman’da sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Dönemin Devlet Bakanları Necmettin Cevheri ile Mehmet Gölhan, faillerin 24 saat geçmeden yakalandığını duyururken, benzer şekilde dönemin Başbakanı Tansu Çiller de faillerin yakalandığını açıkladı. Bugün “derin devletin başındaki isim” olarak yeniden gündemde olan dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar ise, yapılan açıklamaların aksine “İşi batırdılar. Çıkacak işi batırdılar. Biraz susalım" sözleriyle faillerin yakalanmadığını duyurdu. 

Akabinde daha önce faillerin yakalandığı duyuran hükümet yetkilileri, bu kez tek tek kameralar karşısında faillerin yakalanmadığı yönünde açıklamalarda bulundu. 

FAİLLER SUSURLUK RAPORU’NDA

İlk olarak paramiliter yapı Türk İntikam Tugayları’nın (TİT) üstlendiği cinayete dair bilgiler, 3 yıl aradan sonra 3 Kasım 1996 tarihinde Balıkesir’in Susurluk ilçesinde meydana gelen kazada ortaya çıktı. Türkiye tarihine “Susurluk Kazası” olarak geçen olay, devlet, siyaset ve mafya ilişki ağı içerisinde gerçekleşen cinayetlerin yanı sıra kanun dışı faaliyetleri ifşa ederken, dönemin Başbakanlık Müsteşarı Kutlu Savaş tarafından hazırlanan “Susurluk Kazası” raporunda, Sincar cinayetine ilişkin önemli detaylar yer aldı. Raporda, Mehmet Sincar ve Metin Özdemir’in “Yeşil” olarak bilinen Mahmut Yıldırım ile itirafçılar Alaattin Kanat, İsmail Yeşilmen ile Mesut Mehmetoğlu tarafından katledildiğine yer verildi. Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'a iletilen rapora rağmen JİTEM kurucularından Mahmut Yıldırım’a bu zamana kadar ulaşılmadı.

 AYM’DEN TAHLİYE 

Susurluk Raporu’nda belirtilen isimlere rağmen cinayetin faili olarak sadece Hizbullah tutuklusu Cihan Yıldız ve hiçbir zaman ulaşılamayan firari Ejder Arpa yargılandı. Yapılan yargılamada Yıldız müebbet hapis cezasına çarptırılırken, Arpa’nın dosyası ayrıldı, diğer isimlerle ilgili araştırma yapma gereği dahi duyulmadı. Dosyanın tutuklu tek sanığı Cihan Yıldız’ın avukatının yeniden yargılama talebi de Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından 2019’da kabul edildi. AYM’nin “Askeri mahkemelerde yapılan yargılamalarda hak ihlali yaşandığı ve ihlalin yeniden yargılama ile giderilebileceği” yönündeki değerlendirmesi ile verilen tahliye kararının üzerine dosya yeniden görülmeye başlandı. 

ZAMANAŞIMI RİSKİ

Diyarbakır 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2 Ekim 2019’da yeniden başlayan yargılama ile birlikte dosya zamanaşımı riskine girdi. 6 Eylül’de görülecek olan son duruşma öncesi Sincar’ın avukatları ve ailesi yaptıkları açıklamayla zamanaşımı riskine dikkat çekerek, asıl faillerin yargılanarak cezalandırılması talep edildi.  

TORUNLARINA ANLATIYOR 

Cinayetin ilk gününden bu yana failleri arayan Sincar’ın eşi Cihan Sincar, Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu. Eşinin öldürüldüğü gün yaşadıkları acının yaşamlarının bir parçası olduğunu belirten Sincar, “Mehmet halkına bir kapı, memleketine bir sütun gibiydi. Hem ailesi için hem de memleketi için büyük bir rolü vardı. Torunlarım her fotoğrafını gördüklerinde ondan bahsetmemi istiyor. Çocuklara, kadınlara yaklaşımının nasıl olduğunu soruyorlar. Bu nedenle o sevgi her geçen gün artıyor. Aslında bizim yaşamımızda sadece fiziki olarak yok. İsterdik ki; birlikte olalım ama imkanı yok. Acısı da sevgisi de hala büyük. Halkına, memleketine, yaşamına, diline, demokrasiye aşıktı. Özlüyoruz. Görmek, derdimizi anlatmak isterdik ama olmuyor. Bizim ondan yana başımız dik” diye belirtti. 

Önlerine katil diye onlarca sahte ismin konulduğunu ancak asıl katilleri bildiklerini dile getiren Sincar, Kürtlerin artık Osmanlı oyunlarıyla kandırılacak bir halk olmadığını söyledi. Eşinin ölümünün ardından kendisi de siyasete giren Sincar, “Bayrağı devralacak birileri gerekiyordu” dedi.

BELGELER DEVLET ARŞİVİNDE 

Sincar, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) parlamenteri olduğu halde eşinin cinayetiyle ilgili bugüne kadar Meclis bünyesinde bir çalışma yürütülmemesini eleştirdi. Cinayetle Kürt halkının önünün kapatılmak istendiğini belirten Sincar, “Katil bir kişi değil sistemdir. Ailesi olarak, mücadele arkadaşlarıyla birlikte hesabını soruyoruz. Açığa çıkacak. Tüm belgeler devlet arşivlerinde yer alıyor. İsteseler bugün ortaya çıkarırlar ama istemiyorlar. Devlete şimdilik lazım demek ki. İşlerine yaradığında Dersim’de olduğu gibi ortaya çıkaracaklar” ifadelerini kullandı.

MECLİS’İN UTANCI

Sonuna kadar hesabını sormaya devam edeceklerinin altını çizen Sincar, asıl faillerin şu ana kadar ortaya çıkarılmamasının Meclis’in utancı olduğunu söyledi. Dosyanın Musa Anter ve Vedat Aydın gibi katledilen binlerce Kürt’ün dosyası gibi zamanaşımına bırakıldığını dile getiren Sincar, şöyle dedi: “Biz bir milletiz. Öyle öldürmekle bitiremezler. Bu topraklarda köklü bir milletiz. Toprağımızda olacağız. 30 yıllık zamanaşımı diye bir kanun çıkardılar. Bu hükümet o dönemin hükümetinden beter. Onlar öldürdü, bunlar farklı bir şekilde öldürüyorlar. Ölmüş Kürdün mezarı olmasın ki kimse hatırlamasın istiyorlar. Ama Kürtler, ne Şeyh Said ne Seyit Rızaları ne de binlerce Kürt kahramanını unutmadı.”

AKP ÜZERİNİ KAPATTI 

Mehmet Ağar’ın suikast sonucu yaşamını yitiren gazeteci Uğur Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu ile yaptığı görüşmede sarf ettiği belirtilen “Bir tuğla çekersem duvar yıkılır” sözlerini hatırlatan Sincar, o duvarın devlet, tuğlanın ise Ağar gibilerin olduğunu belirtti. Mehmet Sincar ve benzeri cinayetlerin üzerinin 2004 yılında AKP eliyle çıkarılan yasalarla kapatılmaya başlandığını söyleyen Sincar, devlet bağlantılı çete yöneticisi Sedat Peker’in dikkat çektiği mafya-devlet ilişkisine değinerek, “Hepsi birlikte yaptı. Herkes onlara göre devlet kahramanı. Mehmet Ağar’ın oğlunu AKP, Elazığ’dan milletvekili yaptı. Şimdi de Sedat Peker onları teşhir ediyor. Rant üzerine kavga ediyorlar” dedi. Her şeyin farkında olduklarını dile getiren Sincar, bu nedenle kabul etmediklerini belirtti. Sincar,  “Bu uğurda hayatını kaybedenlere sözümüz var. Bedeli ne olursa olsun emeklerine sahip çıkarak, hesap sormaya devam edeceğiz. Başımız diktir. Sağ olduğumuz sürece de dik olacak” diye belirtti. 

MA / Ahmet Kanbal