Urfa’nın Suruç ilçesinde 24 Haziran 2018 genel seçimleri öncesi AKP’li vekil İbrahim Halil Yıldız’ın korumaları ve yakınlarının iş yeri ve hastane saldırılarında yaşamını yitiren Hacı Esvet Şenyaşar ile oğulları Celal ve Adıl Şenyaşar olayında ailenin savunmasını üstlenen avukatlar, açıklama yaptı. İnsan Hakları Derneği (IHD) Urfa Şube binasında düzenlenen açıklamaya aile avukatları, İHD Eşbaşkanı Nahide Polat ve Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Urfa Şubesi'ne bağlı avukatlar da katıldı. Basın metnini aile avukatı Bülent Duran, okudu. 

POLİSLER HAKKINDA SORUŞTURMA YOK

Müvekkillerine yönelik işyerinde başlayarak, hastanede devam eden saldırıları hatırlatan Duran,  olayların kolluk güçlerinin gözleri önünde olduğunu, söz konusu saldırı için kolluk güçlerine ilişkin her hangi bir soruşturmanın başlatılmadığını söyledi. Saldırıdan sonra yaralı olarak kaldırıldığı hastaneden getirildiği Urfa Adliyesi'nde tutuklanan müvekkilleri Fadıl Şenyaşar'ın tek kişilik odada tutulmasını "tecrit" olarak tanımlayan Duran, şunları ifade etti: "Ailesinden üç kişinin hayatını kaybettiği ve kendisi ile beraber üç kişinin de ağır yaralandığı dosyaya, hayatına kastedilen silah darbeleri almış olmalarına rağmen olayın tek tutuklusu olarak dosya mağduru sadece Fadıl Şenyaşar girdi. Oluşan kamuoyu baskısından sonra, basın önünde görsel bir şovla bir kısmı dosyamız faili olan kişilerin de eşliğinde sadece Enver Yıldız’ın getirilip teslimi ile dosya alel acele, dosya bütünlüğü bozulacak şekilde tefrikle ikiye ayrılmış ve güvenlik gerekçesi bahane edilerek ki güvenlik tehdidi altında olanlar müvekkil aile olmasına ve tüm yazılı itirazlarımıza rağmen dosya Malatya 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir."

'KAMU OLANAKLARI KULLANILDI'

Saldırıyı gerçekleştiren tarafın sahip oldukları kamu olanaklarının, saldırı sırasında ve sonrasında delil toplama ve etkin bir soruşturma yürütme aşamalarına sirayet ettiğini söyleyen Duran, Enver Yıldız'ın tutuklanmadan önceki tape kayıtlarına işaret etti. Duran, şöyle devam etti: "Telefon kayıt ve görüşmelerinde de bu olanakları, adaleti açıkça kendi çıkarları lehine yönlendirme çabası ve gayreti de dosya içerisine resmi kayıtlara yansımıştır. Tape kayıtlarında, hakimlerle savcılarla görüşülüp gereğinin derhal yapılacağı, yönündeki sanık Enver Yıldız’ın beyanlarına paralel olarak süren dosya seyri için Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu tarafından da herhangi bir soruşturma başlatılmamıştır."

'DELİLLER KARALTILMAYA ÇALIŞILIYOR'

Dosya içerisine sadece müvekkillerinin işyeri güvenlik kamera görüntüleri konulduğunu belirten Duran, şunları söyledi: "Hastanede gerçekleştirilen saldırıda ise yine basına yansıyan rapor ile ulaştığımız bilgide ondan fazla silahla saldırıya uğradıkları ve sonrasında ise olay yeri olan hastanedeki kamera kayıtları ve görüntülerden ibaret delillerinin karartılmaya çalışıldığını biliyoruz. Tarafımıza Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile iletildiği üzere hastanedeki saldırıya dair hiçbir görüntü kaydının da olmadığı şeklindedir. İlin tüm mülki amirleri ve bakanın da bulunduğu bir ortamda Suruç Devlet Hastanesi'ndeki deliller saldırganlarca yine kamu olanakları kullanılmadan yok edilemeyeceği aşikar olduğu açıktır. Bildiğimiz kadarı ile bu konuda da herhangi bir soruşturma yapılmamıştır. Dosya içerisine sunduğumuz bir kısım görüntülerle bir kısım saldırganların tespit edilip, bir kısım kişiler hakkında yakalama kararları olduğu söylense de saldırganlardan hiç kimsenin yakalanmamış olması da çok vahimdir." 

GİZLİLİK KARARI

Dosyanın bütünlüğünü bozacak şekilde iki farklı dosya olarak ele alınmasının ve dosyanın gerçekliğinin kamu imkanlarının bir saldırıya ve üç kişinin öldürülmesine dönük olarak saldırganlarca kullanıldığının açık olduğunu ifade eden Duran, etkin soruşturma gerekliliğine rağmen, gizlilik kararını ve bu kadar süre geçmiş olmasına rağmen konu saldırıdan kaynaklı halen hiç kimse hakkında işlem yapılmamış olmasının izahatının olmadığını kaydetti. 

Saldırının mülki, idari ve kolluğun olduğu bir ortamda yaşandığını belirten Duran, "Saldırının boyutunun büyüklüğü aşikar olmasına rağmen, dosya bütünlüğünü bozacak şekilde bir kısmı hakkında devam eden gizlilik kararı ile eksik deliller eşliğinde ve bu kadar ağır bir şekilde yürütülen bir soruşturma ile adaletin tecellisinin sağlanmasının imkansız olacağı gerçekliktir. İzahını yapamadığımız bir şekilde halen olayın oluşunda ihmali sorumluluğu olan hiç kimse hakkında işlem yapılmamış ve hiçbir davanın açılmamış olması ve gizliliğin devam etmesi adalet talebi olan aileyi ve bizleri endişelendirmektedir" dedi. 

SAHİPLENME ÇAĞRISI

Duran, dava etkin ve hızlı bir şekilde yürütülmesi gerekliliğini belirterek, kamuoyunun yakından takip ettiği bu dosya hakkında bilgilendirilmesi aciliyetine dikkat çekti. Duran, duyarlı herkese Malatya 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde 2 Nisan günü görülecek duruşmaya katılım ve sahiplenme çağrısında bulundu.(Urfa/MA)