Mardin'in Nusaybin ilçesinde 13 Kasım 2015’te beşinci kez ilan edilen sokağa çıkma yasağının devam ettiği 15 Kasım’da, zırhlı araçtan yaylım ateşine tutulması sonucu 5 çocuk annesi ve hamile olan Selamet Yeşilmen (44) katledilmişti. Seslere koşan 8 yaşındaki kızı Sevcan ile 14 yaşındaki oğlu Fikret de yaralanmıştı. Vurulduğu sırada 5 aylık hamile olan Selamet Yeşilmen’in katledilmesinin üzerinden geçen 6 yılda, tek bir fail ortaya çıkarılmadı. Devlet yetkililerinin açıklamalarının aksine, görgü tanıkları ve Yeşilmen ailesi, zırhlı araçtan açılan ateş sonucu olayın gerçekleştiğini belirtti.

FAİLLERİ DEĞİL, YEŞİLMEN’İ ARAŞTIRDI

Yaşananların ardından savcılık tarafından başlatılan soruşturmada faillerin ortaya çıkarılması konusunda tek bir adım atılmadı. Savcılık ilk günden itibaren Nusaybin’de sokağa çıkma yasakları sırasında katledilen 25 sivilin dosyasında olduğu gibi, Yeşilmen’in de “örgütle ilişkisini” araştırdı. Yeşilmen ve Nusaybin’de öldürülen sivillerin cenaze törenlerini inceleyerek, tabutlara sarılan sarı, kırmızı ve yeşil flamalarla “örgüt propagandası” yapıldığı iddiasını öne süren savcılık, polisler tarafından yapılan tüm silah atışlarının ise “usulüne uygun olduğu”nu savundu. Başlatılan soruşturma, kısa bir süre sonra “Daimi arama bürosuna” havale edilerek, “faili meçhule” terk edildi.

KARA BİR GÜN

Selamet Yeşilmen’in eşi Abdürrahim Yeşilmen, eşinin öldürüldüğünde hamile olduğunu, bebeğin anne karnından alınıp defnedilmesini kabul etmedikleri için karnında bebek ile defnedildiğini söyledi. Eşinin evin merdivenlerinde taranarak öldürüldüğünü, çocuklarının da yaralandığını ve olay yerine gelmek isteyen ambulansa izin verilmediğini hatırlatan Yeşilmen, “O gün kara bir gündü” dedi. Aradan geçen 6 yılda faillerin ortaya çıkarılmamasına tepki gösteren Yeşilmen, “Devlet ‘faili meçhul’ diyor. Kim yapmış bilinmiyor diyor. Ama biz diyoruz ki; asker, polis yaptı. Zırhlı araçla tarandılar. 6 yıldır bunu ortaya çıkarmadılar. İsteseler bir saat içinde bulurlar ama yapmıyorlar. Biz de davamızdan vazgeçmiyoruz. Sağ olduğumuz sürece de vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.

Olayın ardından sadece birkaç kıyafetle Şırnak’ın İdil ilçesinde bir köye yerleştiklerini dile getiren Yeşilmen, geri döndüklerinde evlerinin yerlerinde olmadığını, yerine TOKİ binalarının yapıldığını ifade etti. Yeşilmen, “Evimi yıktılar, arsam gitti. Şimdi ‘40 bin lira ödeyeceksin’ diyorlar. Taksit ödüyorum. Onu da zorla ödüyorum. Ne zaman evimin olduğu yeri görsem çok üzülüyorum. Olay gözümün önüne geliyor” ifadelerini kullandı.

Olay tarihinde 19 yaşında olan kızı Filiz Yeşilmen ise, annesini kaybettikten sonra evin bütün yükünü omuzladığını dile getirerek, yaşamlarının tamamen değiştiğini söyledi. Olay nedeniyle eğitimini yarım bırakmak zorunda kalan Yeşilmen, “Zor oldu bizim için” dedi. Yeşilmen, olayda yaralanan kardeşi Fikret’in vücudunda halen şarapnel parçası olduğunu ve kız kardeşinin ise bir gözüne protez takıldığını ifade etti.  

Kardeşlerinin psikolojik tedavi gördüklerini belirten Yeşilmen, kardeşi Sevcan’ın sık sık rüyasında patlamalar gördüğünü ve korktuğunu söyledi. Kardeşinin tek başına bir odada dahi kalamadığını kaydeden Yeşilmen, davalarının takipçisi olduklarını belirtti. Annesiz geçen 6 yıl için Yeşilmen, “Hep bir boşluk var. Yeri doldurulamıyor. Kimse annenin yerini alamıyor” dedi.

DEVLETİN MERMİSİ

Annesinin failinin belirlenmediği yönündeki iddialara karşı Yeşilmen, “Onu devlet öldürdü. Zırhlı araçları evin önündeydi. Evimizi taradılar. Kim oldukları belli. Babam kendi eliyle olay yerindeki mermileri onlara teslim etti. Devletin mermisiydi. Biz adalet istiyoruz. Bu zulmün sonlandırmalarını istiyoruz” diye konuştu.  

MA / Ahmet Kanbal