Ankara’nın Polatlı ilçesine bağlı Uzunbeyli Mahallesi’nde, 22 Haziran 2018’de kaybolduktan bir hafta sonra ölü olarak bulunan 8 yaşındaki Eylül Yağlıkara’ya, Uğur Koçyiğit'in cinsel saldırıda bulunarak katlettiği ortaya çıkmıştı. Yağlıkara’nın ölümüyle ilgili açılan davanın 8'inci duruşması Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Sanık Uğur Koçyiğit, “kasten öldürme” ve “çocuğa karşı nitelikli cinsel istismar” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 39 yıl hapis cezası ile tutuklu yargılanırken, Koçyiğit'e yardım ettiği gerekçesiyle annesi Huriye Koçyiğit ise, 20 yıl hapis istemi ile tutuksuz  yargılanıyor.

Kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmaya Yağlıkara'nın ailesi, avukatları ve Saadet Öğretmen Çocuk İstismarıyla Mücadele Derneği (UCİM) Genel Başkanı Saadet Özkan ile bir farklı illerden gelen dernek üyeleri katıldı. 

Sanık Uğur Koçyiğit tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS), sanık Huriye Koçyiğit ise mahkeme salonunda hazır bulundu.

SANIK KOÇYİĞİT’İN TUTUKLANMASI İSTENDİ

Yağlıkara ailesi avukatlarından Hikmet Tepe, duruşmada esas hakkında söz aldı. Tepe, sanık Huriye Koçyiğit’in “azmettirme” suçundan da yargılanmasını ve tutuklanmasını talep etti. Sanık Huriye Koçyiğit’in olayı öğrendikten sonra sanık Uğur Koçyiğit’i suç delillerini ortadan kaldırmak ve “canavarca öldürme” fikrini oluşturduğunu belirten Av. Tepe, “Burada azmettirme bulunmakta. Sanık Huriye’nin eyleminin bu madde kapsamında en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ediyoruz” dedi.

‘AHLAKA VE VİCDANA SIĞMIYOR’

Yağlıkara ailesi avukatlarından Funda Sadıkahmet Alp da, “Sanık Uğur tutuklu iken eşi ile yaptığı telefon görüşmelerinde eşine net bir şekilde ‘annem beni iki tavuğa kurban etti biliyormusun’ diyor. Israrla bu suçu işledikleri belli. Bu hukuka, ahlaka ve vicdana sığmıyor.. Özellikle sanık Huriye, Eylül’ü  arama kurtaRma çalışmaları yapılırken sanık Uğur ile sürekli telefon irtibatına devam ediyor. Bu hususlar Huriye’nin de bu suçu işlediğini net bir şekilde gösteriyor” diyerek, her iki sanığın ağır bir şekilde cezalandırılmasını talep etti.

‘BAŞKA EYLÜL’LER YAŞAYACAK’

Avukatlarının ardından söz alan baba Halil İbrahim Yağlıkara ise, her iki sanık için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi. Baba, “Başka Eylüller yaşayacak, bunlar da ibreti alem için en ağır şekilde cezalarını çeksinler” dedi. 

Mahkeme heyetinin söz verdiği anne Şerife Yağlıkara da “Bir anne olarak içim yanıyor” diyerek şunları söyledi: “Evladım gelmeyecek ama bunların en ağır şekilde cezalandırılmalarını istiyorum. Başka anneler de yanmasın. Belki evladınız vardır ve beni anlıyorsunuzdur.  Bunlar beni can evimden vurdular, unutulmayacak bir acı bıraktılar. Bunları gördükçe ölüyorum, acı duyuyorum. Bunlar en ağır şekilde cezalandırılsın. Psikolojik tedavi görüyorum. Huriye benim karşıma çıkıp Eylül için ‘o geri gelemeyecek’ dedi. Bir anne olarak, size yalvarıyorum en ağır şekilde cezalandırılsın.” 

SANIK AVUKATI KARANTİNADA

Sanıklardan Huriye Koçyiğit’in avukatı ise, yaptığı savunmada suçlamaları kabul etmediklerini söyleyerek beraat talep etti. Sanık Uğur Koçyiğit’in avukatı ise, karantinada olduğu için duruşmaya katılamadığını mahkeme heyetine bildirdi. Bunun üzerine sanık Koçyiğit, önceden hazırladığı savunmasını okudu. Sanık Koçyiğit’in savunma yaptığı sırada konuşmak isteyen baba Halil İbrahim Yağlıkara’ya, mahkeme başkanı, “Sen konuştun zaten” diyerek izin vermedi.

DURUŞMA ERTELENDİ

Savunmaların ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Uğur Koçyiğit’in avukatının karantinada olmasından kaynaklı duruşmaya katılamadığını belirten mazeretinin kabulüne, sanık Huriye Koçyiğit’in dosya kapsamında kaçacağına dair somut bir delil bulunmaması gözetilerek bu aşamada katılan vekillerinin tutuklanmasına yönelik taleplerinin reddine, sanık Uğur Koçyiğit’in ise tutukluluk halinin uzatılmasına ve tutukluluk halinin devamına karar verdi. Bir sonraki duruşma 6 Kasım’a ertelendi.

Heyetin, sanıklar hakkında karar vermemesine tepki gösteren baba Halil İbrahim Yağlıkara, “Bu ülkede adalet yok, adalet güçlü olanda” diyerek salondan çıktı.

UCİM: ADALET ARTIK YERİNİ BULSUN

Duruşmanın ardından UCİM üyeleri, Yağlıkaranın ailesi ve avukatlarının katılımıyla adliyenin önünde basın açıklaması düzenlendi. Açıklamada konuşan UCİM Genel Başkanı Saadet Özkan, “Çocuğumuz için adliyedeydik, karar yine  verilmedi. Çocuğumuz öleli iki seneyi geçti. Artık yargılamalar bir an önce bitsin, aileler yaralarını sarsın. Aileye son sözünü söyleyin dediler ama son söz bitmedi. Sanık kendi savunmasını yaptı ama vekaletten bir avukat daha orada olmadığı için duruşma ertelendi. Eylül canice katledildi. Neden bugün adalet yerini bulmadı. Adalet yerini bulmazsa ulusun bütünlüğü ve toplumun vicdanı zarar görür. Eylül hala bizi izliyor yukarıdan. Bizler koronadan daha tehlikeli bir şey ile mücadele ediyoruz, cinsel istismarcılarla. Adalet artık yerini bulsun. Kasım ayında da burada olacak ve mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.

Adalet Bakanı Abldülhamit Gül’e seslenen Özkan, “Genelgeler yayınlayın ki çocuk istismarı davalarında adalet yerini hızlı bulsun. Sesimiz sonuna kadar gür çıkacak, adalet için burada olacağız” ifadelerini kullandı.

‘İSTİRMARCILARA SÖZ HAKKI VERİLİYOR’

Baba Halil İbrahim Yağlıkara ise, yaptığı konuşmada “İstismarcılara söz hakkı veriliyor, bize verilmiyor. Ben baba olarak içim yanmış ve her şeyi söylemek istiyorum. Katil her duruşmada bir yalan söylüyor ve hakim de onu dinliyor ama bana ‘söz hakkın bitti’ diyor. Ben yandım başkaları yanmasın, başka Eylül’lerin yaşamasını istiyoruz” diyerek tepkisini gösterdi.