Ankara’da bulunan farklı hastanelerde çalışan sağlık emekçileri, alınan tedbirleri ve hala devam etmekte olan sorunları Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlattı. 

Bilkent Şehir Hastanesi’nde hemşire olarak görev yapan hemşire Ayten, kendisinin kronik rahatsızlığı olduğunu ancak izin alamadığını söyledi. Ayten, Türkiye’de ilk vakanın görüldüğü 11 Mart’a kadar hiçbir eğitim almadıklarını ve hastane tarafından hiçbir tedbirin alınmadığını ifade etti. 

SAĞLIKÇILARA TEST YAPILMADI

Kliniklerde hasta kısıtlamasının ilk vakadan iki hafta sonra uygulandığını belirten hemşire Ayten, “Malzeme yok, şunu takmanız yeterli, takmanıza gerek yok denildi. Her kafadan farklı sözlerin çıktığı bir sürece girdik. Triyaj ve izolasyon ancak ikinci haftadan sonra uygulanmaya başlandı. Bu süreçte hastalar ve sağlık çalışanları kliniklerde gezdi, ortak yemekhanelerde birlikte yemek yendi. İkinci haftaya kadar enfeksiyon kontrol komitesinin başında olan kişilerin ağzında maske bile görmedik” diye anlattı.

Resmi rakamlardan çok daha fazla sağlık çalışanının enfekte olduğunu söyleyen Ayten, “Birçok arkadaşımıza ‘belirtiler var’ denilerek evine gönderildi. Biz sağlık çalışanlarına hala test yapılmadı. Sadece daha iki gün önce hastane girişlerimizde ateşimiz ölçülmeye ve iki adet cerrahi maske verilmeye başlandı” dedi.

HEMŞİRE SAYISI YETERSİZ

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın (SES) ve bireysel baskılar sonucu bazı tedbirlerin alındığını dile getiren Ayten, “Baskılardan sonra çalıştığımız kurumda kaç pandemi hastası olduğuna dair bilgilendirme yapıldı. Ancak hala devam eden bir organizasyon sıkıntısı var. İlerleyen günlerde yoğun bakımlar çok önemli faktörler olacak. Her ne kadar bakan çıkıp yatak kapasitesi konusunda dünyadaki en iyi standartlara sahip olduğumuzu söylese de o yataklarda görev alacak hemşire sayısı ve nitelik yetersiz. Yoğun bakımında yatan hastaya uzman kişilerce bakım sağlanamayacak” ifadelerini kullandı. Ayten, “Klinikte çalışan arkadaşlar, yoğun bakım ve kişisel koruyucu ekipmanların kullanıma dair bilgi almadan, bir gecede kendilerini yoğun bakımda bulabiliyor” diye belirtti.

KANTİNLER KAPALI

Ayten, şunları ekledi: “Bakan her ne kadar ‘evde kalın’ dese de ben şu an çalıştırılıyorum. İzin almak için çok uğraştım ama ‘çalışacaksın’ dediler. Şehir Hastanesi, büyüklüğünden dolayı yönetilemiyordu. Şu an daha büyük bir kriz var. Beslenme konusunda da sıkıntımız var. Çalışanların bağışıklığını güçlendirecek bir sisteme hala geçilmedi. İçme suyu ihtiyacımız bile karşılanmıyor. Kantinler kapalı olduğu için suyu bile evimizden taşıyoruz.”

TEDBİRLER GEÇ ALINDI

Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde teknisyen olarak görev yapan Murat, pozitif tanı konulmuş bir vaka geldikten sonra sadece belirli bölümlerde çalışanlara koruyucu ekipman dağıtıldığını söyledi. Murat, sadece hemşire ve doktorlara belirli bir eğitim verildiğini ancak destek sağlık çalışanlarına eğitim verilmediğini, ayrıca kendisinin bu konuda bilgilendirilmediğini anlattı. Murat, “Bu süreçte çok tedbirli davranılmadığını gördüm. Yaklaşık 15 gün önceden dönüşümlü çalışma sistemine geçildi. Yeterince ciddiye alınmadığını ve yapılan organizasyonda bazı sıkıntıların yaşandığını düşünüyorum. Emek sendika örgütlerinin de içinde bulunduğu bir koordinasyon ile bu sürecin daha sağlıklı bir şekilde kontrol altına alınması gerekiyor” diye konuştu.

KORUCU EKİPMANLARA ULAŞAMIYORLAR

Pandemi hastanesinin yoğun bakım ünitesinde çalışan hemşire Nurcan, sağlık çalışanlarının, birçok kişisel koruyucu ekipmanı imza karşılığında temin edebildiklerini belirterek, acil bölümünde çalışanların ise pozitif vakalarla karşılaşmaları durumunda kişisel koruyucu ekipmanlara ulaşmakta sıkıntı yaşadıklarını aktardı. Nurcan, “Bizler salgınla mücadelede en ön saflarda yer alıyoruz ama yaşatabilmemiz için öncelikle yaşamamız gerekiyor” dedi.

HASTALARA İKİ TEST YAPILMIYOR!

Koronavirüs belirtileri ile hastaneye başvuran bir kişinin yapılan iki test sonucu sonuçlanmadan başka bölümlere gönderildiğine değinen Nurcan, “Bir testin negatif çıkması ile yoğun bakım katına gönderiyorlar. Şu anda, yoğun bakımda tanı konulmayan hastalarla, pozitif olma ihtimali olan hastalar beraber kalıyor” şeklinde aktardı. Nurcan, bulunduğu bölümde sadece cerrahi maske olduğunu söyledi ve ekledi: “Cerrahi maske daha çok hastaları korumaya yönelik. Bizi korumuyor. Şu anda açık risk altında çalışıyoruz.”

SÜT İZNİNDE ÇALIŞANLAR VAR

Kendisine ve sağlık çalışanı arkadaşlarına henüz test yapılmadığını ifade eden Nurcan, şunları anlattı: “Psikolojik olarak iyi değiliz. Boğazımız ağrısa ‘bulaştı mı’ diye düşünüyoruz. Şu anda süt izninde olmasına rağmen çalışan arkadaşlarımız var. Bu arkadaşlar evlerine gidip çocuklarını da emziriyor. Onların daha çok psikolojisi etkileniyor. Normal şartlara aykırı olarak 24 saat mesai yapıyoruz. Bu süreçte fiziksel olarak yoruluyoruz. Yorgunluk arttığı için de hata payı oranı artıyor. Bu nedenle yoğun bakımlarda da esnek çalışmaya geçilmesi gerekiyor. İzin günlerinde ‘her an çağrılabilirsiniz’ uyarısı alarak evlere gidebiliyoruz.”

MA / Zemo Ağgöz