Şırnak’ın Silopi ilçesinde, 14 Aralık 2015’de ilan edilen sokağa çıkma yasaklarında 68 insan yaşamını yitirdi. 38 gün süren sokağa çıkma yasağında abluka ise tam 308 gün sürdü. Bu süreçte insanlar en temel ihtiyaçlardan mahrum bırakıldı. Temel ihtiyaçlarını karşılamak için evlerinden çıkanlar ise keskin nişancılar tarafından katledildi. 

Yaşamını yitirenlerden 57 yaşındaki Taybet İnan’ın cenazesi 7 gün boyunca sokakta bekletilirken, 40 yaşındaki Ayşe Buruntekin’in cenazesi de 7 gün boyunca çocukları ile aynı evde bekletildi. 

İlçede yasakların 20’inci gününde evde yiyecek bir şey bulamadığı için sütü kesilen ve bebeği için komşularından süt almaya giderken, keskin nişancıların hedefi olan Buruntekin, katledildi. Aile, hastane ve emniyete bilgi vermesine rağmen cenaze alınmadı. Bunun üzerine Butuntekin’in cenazesi, 9 çocuğu ile 7 gün boyunca aynı odada bekletildi. Annesinin cenazesiyle aynı odada olan 6 aylık Rüstem ise annesinin memesinden süt emmeye çalışıyordu. 

Ailenin tüm çabaları sonuçsuz kalınca, Buruntekin'in cenazesi çürümesin ve daha fazla çocuklarla aynı yerde tutulmasın diye aile ve komşuları tarafından mahallede bulunan camiye götürüldü. Aile ve komşular cenazeyi taşırken, yine kurşunların hedefi oldu. Ancak şans eseri kimse yara almadan kurtuldu. Camiye ulaştırılan ancak asker ve polisler tarafından el konulan cenaze, aileden habersiz bir şekilde Şırnak Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Ardından Silopi'nin Yenişehir Mahallesi’nde bulunan "kimsesizler mezarlığında" defnedildi. 

7 GÜN BOYUNCA AYNI ODADA 

Annesinin katledildiği günü anlatan Hatice Buruntekin, yıllar geçse de yaşadıklarını unutamayacağını söyledi. Buruntekin, "Silah seslerini duyduk. Kapıyı açtığımızda annemin cenazesi önümüze düştü. İçeriye aldık. O ana kadar yaşamını yitirdiğini bilmiyorduk. Hastaneyi, emniyeti, karakolu ve herkesi aradık ama bize kimse cevap vermedi. Annemin cenazesi bir hafta boyunca bizimle aynı odada kaldı. 6 aylık kardeşim Rüstem annemden süt emmeye çalışıyordu. Süt gelmediği için sürekli ağlıyordu” diye belirtti. 

AİLEDEN HABERSİZ DEFNEDİLİR 

7 gün boyunca annesinin cenazesiyle aynı odada yaşadıklarını anlatan Butuntekin, “Çocukların psikolojisi bozulmasın diye komşularımız cenazeyi camiye götürmek istedi. Ancak cenaze götürülürken bu sefer de ateş açıldı. Annemin cenazesi zar zor camiye ulaştırıldı. Bize 'çıkın buradan' denildi. Biz de mecburiyetten çıktık. Ama annemin cenazesi camide kaldı. Annemin cenazesi haberimiz olmadan hastane morguna kaldırıldı. Sonra babam onları arayıp annemin cenazesini sordu. Babama 'Cenazeyi kimsesizler mezarlığa gömdük' dediler. Tüm uğraşlarımıza rağmen annemizin cenazesini bulamadık. En son DNA sonucuna göre cenazeyi aldık" dedi.   

8 KARDEŞİNİ BÜYÜTTÜ  

Annesinden sonra kardeşlerine bakan Buruntekin, yaşadığı zorlukları ise şu sözlerle belirtti: "Rüstem’i büyütürken çok zorlandım. O süreçte Rüstem anne sütünden başka bir şey içmiyordu. Ben sütü biberona boşaltıp ona içirmeye çalışıyordum ama içmiyordu. İçmesi için farklı yöntemlere başvurdum. Çünkü içmezse ölecekti. Biberonu kolumun altında tutuyordum. Bu yönteme devam ettim ve içmeye başladı. Çok dehşet verici bir durumdu bu. Bir insan bundan daha kötü ne yaşayabilir ki? O an yaşadığım duyguyu nasıl anlatacağımı bilmiyorum. Bir tarafta annemin cenazesi, diğer tarafta aç kalıp cansız bedenden süt emmeye çalışan bebeği. Sadece Rüstem değil, 4 yaşında, 5 yaşında, 7 yaşında ve 8 yaşında kardeşlerim de vardı. Ama Rüstem bebekti. Annesi olmadan yaşamaya çalıştı."  

Kardeşi Rüstem’in büyüyünce artık annesini sormaya başladığını ifade eden Butuntekin, “Bir süre sonra Rüstem, annemin eksikliğini hissetmiyordu. Benim onun annesi olduğumu düşünüyordu. Bana anne diyordu. Yıllar geçtikçe, yavaş yavaş, onun annesi değil, ablası olduğumu anladı. Bunu fark ettikten sonra, 'annemin mezarına gidip onu çıkarırsak bana annelik yapar mı? diye soruyordu. Ne cevap vereceğimi bilmiyordum” diye konuştu.

‘RÜSTEMLER ANNESİZ KALDI’ 

Adalete olan inancını hiçbir zaman yitirmediğini söyleyen Buruntekin şöyle devam etti: "Anneme bunu yapanların cezasını çekeceğine inanıyorum. Allah Rüstem'in hakkını yerde bırakmasın. Birçok anne Rüstem'siz, birçok Rüstem de annesiz kaldı. Allah bizim yaşadıklarımızı kimseye yaşatmasın. Kimsenin görmediği ve yaşamadığı şeyleri gördük ve yaşadık." 

MA / Zeynep Durgut