Roboski Katlimı’nın yapıldığı 28 Aralık 2011 tarihinde oğlu Şivan Encu’yu (16) kaybeden Hediye Encu, “evimin direği” dediği diğer oğlu Sinan’ı (19) ise, bu olaydan yedi yıl sonra 18 Aralık’ta günü yaşanan bir trafik kazasında kaybetti. Eşinden ayrı yaşayan anne Encu, her iki iki oğlunu yedi yıl arayla bir Aralık ayının Çarşamba günü toprağa vermesinin ağır ve derin üzüntüsü içerisinde.

BİR KİLO ŞEKERE BİR TONLUK BOMBA  

Oğlu Şıvan’ın daha bıyıkları terlememiş, nüfus cüzdanına henüz fotoğrafı dahi yapıştırılmamış yaşta katledildiğini söyleyen anne Encu,  “Bir defter alacak diye, iki bidon mazot, iki kilo şeker, iki kilo çay için öldürmek hak mı?” diye soruyor. 

Dağların ortasında kalan Roboski’nin tüm tepelerine yerleştirilmiş karakollara rağmen geçim kaynaklarını sağlayacak bir fabrika, iş alanı yada çalışma sahasının olmadığına dikkati çeken anne Encu, oğlunun öldürülmesine dönük tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “İki bidon mazot, iki kilo çay vardı. 50 lira kar edecekti. Onunla da okul masrafını karşılayacaktı. 8’inci sınıfa gidiyordu. Devlet okumasına izin vermedi. Bu nasıl bir adalet.” 

Encu, diğer oğlu Sinan’ın ise ablasının eşinden emanet aldığı aracı kullanırken geçirdiği kaza sonucu hayatını kaybettiğini anlattı.

Aklından çıkmayan o günü Encu, “Akşam saatleriydi, ‘Ablamı ziyaret edeceğim’ dedi. Sonra haber geldi, ‘Sinan kaza yaptı’ dediler. Yetişemedim...” dedi. 

Şıvan’ın ölümünden sonra hayvancılık yapmaya başlayan Sinan’ı da kaybeden anne Encu, bakacak kimsesi kalmadığı için yanına yerleştiği evli kızıyla birlikte acılarıyla yaşama tutunuyor.