İstanbul’un Sultangazi ilçesine bağlı Gazi Kent Ormanı girişinde 14 Nisan 2017 tarihinde içerisinde bulundukları aracın polislerce taranması sonucu yaşları 15-18 arasında değişen 5 çocuktan Barış Kerem (18) ve Oğuzhan Erkul (18) hayatını kaybetmişti. Her iki gencin ölümüne neden olan polisler hakkında İstanbul 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın karar duruşması 5 Şubat’ta görüldü ve sanık polisler Erkan Ekmekçi, Zafer Sağlam, Davut Bakır ve Kenan Akıl’a ayrı ayrı “bilinçli taksir ile birden fazla kişinin ölümüne veya yaralanmasına neden olma” suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezaları verildi. Her bir sanık polis için 24 bin 300 TL para cezasına çeviren bu ceza da 24 taksite bölündü.  

Çocuklarının  yitiren ailelerin avukatlarından Meral Hanbayat, Türkiye’de polisin fail olduğu davalarda “cezasızlık” pratiklerinin birçok örneği olduğuna dikkat çekerek, bu dosyada da polisin kasıtlı öldürmesine ilişkin çokça somut delil olmasına rağmen yalnızca para cezası verilmesini “Aileler yaraları en azından kabuk bağlasın istiyordu ama bu kararla yaraları fazlasıyla deşilmiş oldu” şeklinde değerlendirdi. 

'POLİSLERİ ÖLDÜRMEYE TEŞVİK EDER'

Ailelerin “çocuklarımızın karşılığı para mı” haykırışlarının hala kulaklarında çınladığını ifade eden Hanbayat, “Çok korkunç bir karar bu. Polisleri hukuk dışı bir şekilde yurttaşları öldürmelerine teşvik eden bir karar. Biz ağır ceza verilmesini bile cezasızlık olarak düşünüyorduk, bu ceza ödül niteliğinde gerçekten. Azmettiren, yol gösteren bir karar. Aynı zamanda böylesi bir siyasal süreçte polisin şiddet eylemlerini meşrulaştıran başta siyasal iktidar olmak üzere adli makamların bu tutumu çok tehlikeli bir dönemin başat parçalarındandır” dedi. 

Hanbayat, kararın iptaline dair itirazda bulunup, adaletin tecelli etmesi için girişimlerde bulunmayı sürdüreceklerini söyledi.

'SON DÖNEMİN EN KORKUNÇ KARARI'

Ailelerin bir diğer avukatı Seyit Sönmez de, mahkemenin verdiği kararın son dönemde verilmiş en korkunç karar olduğunu ifade etti. Polislerin duruşmalarda kendilerini ‘Aracın içinde bulunan bağlamayı silah sandık. Onun için 7 metreden ateş ettik’ diyerek savunduklarını paylaşan Sönmez, “Sadece bu iddiaya bile baksak, verilen karar çocukların mezarlarına atılmış bir kurşundur” dedi.

Sönmez, sanık avukatlarının dahi mahkemeden böylesi bir karar çıkmasını beklemediğini belirtti.

‘TİTREYEREK DURUŞMADAN ÇIKTIK’

Karar duruşmasında mahkeme başkanının ailelere “sizi anlıyorum, acınızı anlıyorum” dediğini aktaran Sönmez, “Mahkeme başkanı ‘acınızı anlıyorum ama bu kararı vermek zorundayım’ mı demek istiyordu? Bu karar karşısında elimiz ayağımız tutmadı. Titreyerek duruşmadan çıktık” ifadelerini kullandı.