Şırnak’ın Silopi ilçesinde, 3 Mayıs 2017 tarihinde evlerine giren panzerin altında ezilerek yaşamını yitiren Muhammed (7) ve Furkan Yıldırım (6) kardeşlerin ölümüne neden olan sanık polis Ömer Yeğit hakkında verilen 19 bin TL para cezası ile amiri Murat Maden’e verilen beraat kararına karşı yapılan istinaf başvurusu “kanuna uygun” denilerek reddedildi. Anne Nesime Yıldırım ve babaanne Ayşe Yıldırım, Muhammed ile Furkan’ın yaşamına karşılık “uygun” görülen karara tepki gösterdi. 

UTANÇ VERİCİ BİR KARAR

Anne Yıldırım, “Kararı kabul etmiyoruz ama ne yazık ki elimizden de hiç bir şey gelmiyor. Çocuklarımızın katillerini cezalandırmak için çok uğraştık ama çok utanç verici bir karar verildi. Bugün bu mahkemede onlar kazanmış olabilirler ancak Allah'ın mahkemesinde cezalandırılacak olanlar onlar. Allah kimsenin hakkının yerde bırakmasın. Bu insanların cezalandırılması gerekiyordu. Allah yanlarında bırakmasın" dedi. 

'KATİLİN YÜZÜNÜ GÖRMEK İSTERDİM' 

Babaanne Ayşe Yıldırım da, tepkisini şöyle dile getirdi: "Acımızın azıcık da olsa azaltılması için katilin cezalandırılması gerekiyordu. Suçsuz olsaydılar gelip bizden özür dilerlerdi. Ama suçlular ve özür dileyecek yüzleri yok. O caddede panzerin ne işi vardı?  Ne bir çatışma ne de bir savaş hiç bir şey yoktu o saatte. Çocuklarımızı uykularında katlettiler. Bunu bize yaşatmaya hakları var mıydı? Nefes aldığımız sürece bunu unutmayacağız. Bunu bize yaşatanları da unutmayacağız. Buna sebebiyet olan kişiye sadece 3 ay hapis cezası verildi. Ardından eve yollandı. Belki o 3 ay boyunca hiç cezaevine bile girmedi. Nerden bilebiliriz ki?

Torunlarımın ölümüne sebep olan o katilin yüzünü bir kez görmek isterdim. Bu nasıl bir insandı ki; iki çocuğun ölüme neden oldu. Vicdanları rahat mı? Rahat uyuyabiliyorlar mı? 3 yıldır yüreğimiz yanıyor. Kürt olduğumuz için bunlar cezalandırılmadı. Bu kişi, bir annenin daha yüreğinin yanmaması için cezalandırılmalıydı. Umudumuz yok. Bugüne kadar bunun gibi bir sürü olay yaşandı ama hangisinde adalet yerini buldu? Bizler Kürt, bunu yapanlar da Türk olduğu için onları savunuyorlar. Tek bir isteğimiz vardı bunu yapanların en ağır bir şekilde cezalandırılması ama onu bile çok gördüler." 

MA / Zeynep Durgut