Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve HDP Ağrı Milletvekili Berdan Öztürk, milletvekilleri Musa Farisoğulları, Salihe Aydeniz, İmam Taşçıer ve Kemal Bülbül’ün katılımıyla DTK delegelerinin gözaltına alınması ve DTK’ye dönük baskılara ilişkin Meclis’te basın toplantısı düzenledi. HDP’li milletvekilleri ellerinde tutuklu bulunan DTK delegelerinin fotoğraflarını taşıdı.

Öztürk, demokratik Kürt siyasetine ve dostlarına 2015’ten bu yana yönelimlerin olduğunu hatırlattı. DTK’ye yönelik uzun bir zamandır cadı avı başlatıldığını vurgulayan Öztürk, “Kürt sorunu, tarihsel olarak kimi zaman şiddet aygıtları kimi zaman da yasanın gücü ile bastırılmış, ancak her iki yöntemle de sorunlar çözülememiştir. DTK, bu iki yöntemin başarısız olmasından kaynaklı şiddet dışı yöntem ve zeminleri güçlendirip demokratik ve barışçıl yollarla sorunun çözülmesi çabasıyla ortaya çıkmış bir kurumdur. 13 yıldır bu amaç için mücadele etmektedir. Ancak DTK’nin Türkiye demokrasisine ve Kürt siyasetine katkıları ortadayken İktidar ve ortaklarının bundan rahatsız olmaması mümkün değildi” dedi.

‘AKP-MHP’NİN ABLUKASINA ALINDI’

AKP’nin saldırılarının 7 Haziran seçimlerini kaybetmesi ile başladığını hatırlatan Öztürk, “Bu tarihten itibaren bütün demokratik ve barışçıl çabalarımıza rağmen demokratik siyaset alanı AKP-MHP’nin ablukasına alındı. AKP ve MHP’in hukuksuzluğu ve keyfiyeti artık kabadayılığa dönüştü. Bu iki partinin ‘Her istediğimizi yaparız, hiç kimseye de hesap vermeyiz’ anlayışı ile demokratik siyaseti tamamen ortadan kaldırmayı planlamaktadırlar. Faşizm dönemlerinde demokratik kurumların en çok saldırıya ve baskılara maruz kalması yüzlerce örnekle sabitlenmiştir. Çünkü Faşizmde demokratik kurum ve kuruluşlar faşizmin tüm pratiklerini en iyi şekilde teşhir eden kurumlardır. Kongremizin yaşadıkları da tamamen faşizmin kurumsallaşması ile ilgili bir durumdur” diye konuştu.

‘KRİMİNALİZE EDİLMEK İSTENİYOR’

DTK olarak 13 yıldır Kürt sorununun politik ve diplomatik yollardan çözümünü savunduklarını belirten Öztürk, şöyle devam etti: “Ne zamandan beri barış istemek, demokratik bir toplum istemek suç olmuştur? Kongremizin keyfi bir şekilde kriminalize edilmesi AKP eliyle savaşın kutsanması ve barışın kriminalize edilmesinin bir sonucudur. Delegelerimize yönelik cadı avında ‘DTK üyesi misiniz?’ sorusunun amacı kongremizi illegalize etmeye çalışan AKP savcılarının kullandıkları terminolojinin bir parçasıdır.  DTK çalışmalarına, kamuoyunun yakinen tanıdığı birçok isim zaman zaman katılmış ve katkı sunmuşlardır. Dönemin TBMM başkanlığından DTK Eş Başkanlığına resmi düzeyde ortak çalışmalar yapmak için kimi davetler olmuş, kongremiz de bu çalışmalara katkı sunmuştur. Elbette bizler meşru ve demokratik mücadelemizi bu pratiklere dayandırmıyoruz. Kongremiz, meşruiyetini toplumdan ve demokratik kurumlardan alır. Farklı kesimlerden siyasetçilerin kongremizin çalışmalarına katkı sunmasını, yine kongremizin dönemin meclis başkanlığı tarafından kimi çalışmalara davet edilmesini ne abartıyor ne de küçümsüyoruz.”

‘SAVCI AÇIKLAYAMIYOR’

Öztürk, gözaltına alınan delegelerine “DTK üyesi misiniz?”, “DTK kongresine katıldınız mı?” şeklinde sorular yöneltildiğini hatırlatarak, “Savcılık, DTK ile ilgili soruşturmalarda DTK’nin hangi faaliyetinin suç olduğunu hukuksal yollarla izah edemiyor. Ancak amaç hukuksal yollarla suç ya da suçluyu tespit etmek değildir; amaç, belli bir etnik grubun varlığı ve bu varlığı ifade eden tüm kurumları potansiyel suçlu konumuna itmek olduğu için bu kesimler açısından hukukun bir karşılığı kalmamıştı. Demokratik toplumu örgütleme, hukuksuzluklara karşı mücadeleyi büyütme, devletin ve iktidarın kötü politikalarına itiraz etme ve eleştirme hakkı, demokratik yasaların yapımı ve politik mücadele ile bunu başarma kararlılığımızdan asla vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.