Mardin’in Derik ilçesinde 9 Nisan 2016 yılında “silah kaçakçılığı” yaptığı gerekçesiyle Celal Mercen, polislerce takibe alındı. Yakalanmamak için kaçmaya çalışan Mercen’in aracı Derik-Kızıltepe yol ayrımında takla atarak devrilirken, çevrede bulunan yurttaşlar, yaralılara yardımcı olmak amacıyla olay yerine gitti. Bu sırada Derik ilçe merkezinde av tüfeği ile açılan ateş sonucu polis memuru Ahmet Benli hayatını kaybetmişti. Mercan’ın, Benli’yi vurduğu gerekçesi ile olay yerine gelen polisler, yaralılara yardımcı olmak isteyen yurttaşların üzerine ateş açtı. Polislerin açmış olduğu ateş sonucu kaza yerinde 7 çocuk babası Sadettin Özbahçeci sırtından vurularak, hayatını kaybetmişti. Yaşanan olay üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen Özbahçeci’yi vuran polisler hakkında herhangi bir işlem yapılmadı. 

2 YIL BOYUNCA GİZLİ TUTULDU

Olayın ardından birçok medya kuruluşu haberi “Derik’te bomba yüklü araçla saldırı” şeklinde verirken, Özbahçeci’nin de patlama sırasında yoldan geçerken, hayatını kaybettiğini iddia etmişti. Mardin Valiliği tarafından 11 Nisan 2016’da yapılan açıklamada da Özbahçeci’nin ölümüne değinilmeyerek, polis memuru Ahmet Benli’nin PKK saldırısında hayatını kaybettiği öne sürülerek, yakalanan silahların da PKK’ye ait olduğu iddiasında bulunmuştu. Bu süre içinde dosyaya “gizlilik kararı” konuldu.

POLİSLER GÖREVİNE DEVAM ETTİ

2 yılın ardından soruşturmadaki “gizlilik kararı” kaldırıldıktan sonra alınan görgü tanıkları ve polis ifadeleri ile olayın bir silah kaçakçısının polisten kaçması sonucu yaşanan trafik kazası sonrası olay yerine gelen polislerin yurttaşların üzerine ateş açtığı bir olay olduğu ortaya çıktı. Bunun üzerine Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında polis memuru Ahmet Benli’nin ölümüne ilişkin silah kaçakçısı Celal Mercen hakkında, Sadettin Özbahçeci’nin öldürülmesine ilişkin ise, polis memurları Z.D., Y.B. ve S.A.Y. hakkında dava açıldı. Aynı dosya kapsamında Mercen ve polis memurları hakkında ayrı ayrı “Kasten öldürme, ölüme sebebiyet verecek şekilde kasten yaralamak” suçlamasıyla hapis cezası istendi. Mercen tutuklu yargılanırken, polis memurları ise, hem tutuksuz yargılandı hem de açığa alınmayarak görevlerine devam etti. 

KALABALIĞIN ÜSTÜNE ATEŞ AÇILDI

Mardin 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayarak, daha sonra Mardin 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin kurulması ile buraya devredilen dosyada, polis memuru Ahmet Benli’nin av tüfeğinden açılan ateş sonucu, sürgülü kapıdan kopan demir parçalarının çarpması sonucu hayatını kaybettiği ancak Mercen’in aracında bulunan silahlar arasında av tüfeğinin olmadığı tespitine yer verildi. Sadettin Özbahçeci’nin öldürülmesine ilişkin ise polis memurlarının alınan ifadelerinde hepsi havaya ateş açtıklarını iddia ederken, görgü tanıkları 2 polis memurunun silahlarını göğüs hizasında tutup, küfür edip, “arkadaşımızı şehit ettiniz” diyerek, kalabalığın üstüne ateş ettikleri yönünde beyanları yer aldı. 

‘HUKUKA UYGUN’ GÖRÜLDÜ

Mahkeme görülen 16 celse sonunda savcılığın Mercen ve 3 polis memuru hakkında hapis cezası verilmesi talebine rağmen Mercen’e “ağırlaştırılmış müebbet” hapis cezası verirken, polis memurlarının beraatına karar verdi. Mahkeme gerekçeli kararında polis memurlarının Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu (PVSK) kapsamında hareket ettiklerini savunarak, “kanunun hükmünü yerine getirdikleri” iddiasını dile getirdi. Mahkeme polis memurları hakkındaki beraat kararının gerekçesinde devamla “Sadeddin Özbahçeci'ye isabet ettiği ve neticesinde maktulün öldüğü anlaşılmakla, sanıkların işlediği iddia olunan eylem bakımından o andaki hal ve koşullara göre delillerin muhafazası görevi gereği ve 2559 sayılı Yasası madde 16 kapsamında aşamalı şekilde yapılan ikazların ardından silah kullandıkları kabul edilmekle polis olan sanıklar Seyit Ali Yılmaz, Yaşar Karabay ve Zülfü Demircan hakkında TCK'nın 24/1 ve CMK'nın 223/3-b maddesi gereğince ayrı ayrı ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir” ifadelerini kullandı. 

İSTİNAF CEZA İSTEDİ 

Bunun üzerine Özbahçeci’nin avukatı ile dosyanın savcısı mahkemenin kararına itiraz ederek, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi’nde kararı temyiz etti. Bölge Adliye Mahkemesi, temyiz gerekçesini haklı bularak, “Polis memurları Z.D., Y.K. ve S.A.Y.’nin gece vakti, kalabalık ortamda,  kalabalığı dağıtmak üzere bedensel bir çaba harcamaksızın, havaya ateş açmaları neticesinde, kalabalıktan birilerin vurulabileceği muhtemel iken, muhtemel neticeyi öngörüp, neticeyi önlemeye yönelik mesleğin de gerektirdiği bir çaba göstermeksizin, zararlı sonuç verici davranış üzerinde müşterek ve fiili hakimiyet kurmak suretiyle, neticeyi kabullenip, havaya ateş ederek maktül Sadettin Özbahçeci'nin 'olası kastla ölümüne' neden oldukları anlaşıldığından  eylemlerine uyan TCK 81/1, 21/2 ve 53 maddeleri uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmalarına karar verilmesini" uygun gördü. 

Bölge Adliye Mahkemesi ayrıca polis memuru Ahmet Benli’nin öldürülmesine ilişkin “ağırlaştırılmış müebbet” hapis cezası verilen Celal Mercen hakkındaki kararı da bozdu. Polis memuru Ahmet Benli’nin sürgülü kapıdan kopan demir parçaları ile hayatını kaybetmiş olabileceği ve Mercen’e ait araçta çıkan silahlar arasında av tüfeğinin olmaması gerekçeleri ile yeterli incelemenin yapılmadığını belirterek, kararı bozarken, Mercen’in tahliyesine de karar verdi. 

‘ÖLDÜRÜP TERÖRİST DEDİLER’

Önümüzdeki günlerde Mardin 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden başlayacak olan davaya ilişkin Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuşan Sadettin Özbahçeci’nin eşi Nazire ve oğlu Suat Özbahçeci, sanık polis memurlarının cezalandırılmasını istedi. 

Eşinin kaza olduğunu duyması sonrası kahvede bulunanlar ile birlikte yardım etmek için olay yerine gittiğini belirten Nazire Özbahçeci, “Polisler o sırada eşime 2 defa ateş etmiş ve eşim vurulmuş. Sırtından 3 yerden vurulmuş. Polisler de tutuklanmalı. Asla çıkmamalı” ifadelerini kullandı. Davanın sonuna kadar takipçisi olduklarını belirten Özbahçeci, “Hiçbir suç yokken eşimi vurdular. Eşimi vuranı tutuklasınlar bırakmasınlar. Hakkımızı istiyoruz, eşimin hakkını yerde bırakmam. Suçsuz sebepsiz Sadettin’i öldürdüler, ‘terörist öldürdük’ dediler. Kazaya yardıma gitti, öldürdüler yazık değil mi vurdunuz öyle” ifadelerini dile getirdi. 

'BİZ ACI YAŞARKEN...'

Oğlu Suat Özbahçeci de, kaza haberinin gelmesi üzerine olay yerine koştuklarını belirtirken, “Derik tarafından panzer geldi ve halkın üzerine ateş açtılar. Hepimiz birlikte kaçtık. Baktım babam yerde, onu kaldırmaya çalıştım, kaldıramadım. Kan olduğunu gördüğümde Remzi ve Ahmet ile birlikte bir köylümüzün arabasına alarak Derik Hastanesi'ne götürdük" diyerek, tanıklığını anlattı. Olay sırasında herkesin kaza yapan bir araçta yaralılara yardımcı olmak duygusu ile olay yerine koştuğunu belirten Özbahçeci, “Biz acı yaşarken, onlar keyfine bakıyor” diyerek, sanık polislerin tutuklanmasını ve cezalandırılmasını istedi.

MA / Ahmet Kanbal