Küçük çocukları bulunan annelerin tutuksuz yargılanması ya da cezalarının ertelenmesi hukuki olarak mümkünken, Türkiye cezaevlerinde yaklaşık 700 çocuk anneleriyle birlikte cezaevinde. En son Diyarbakır'da hakkında "örgüte yardım" suçlaması olan Eylem Oyunlu (27) tutuklandı. Anne Oyunlu, biri 10 günlük bebek, diğeri 2 yaşındaki çocuğuyla cezaevine gönderilmesini değerlendiren Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Emin Çoban, yaşananların kanuna aykırı bir karar olduğunu belirterek, derhal tahliye edilmeleri gerektiğini ve sürecin takipçisi olacaklarını kaydetti.  

'KARAR HUKUKA AYKIDIR'

Anne Oylum'un tutuklanmasıyla biri 10 günlük, diğeri 2 yaşındaki çocuğuyla birlikte cezaevine girmek zorunda kaldığını dile getiren Çoban, mahkemenin tutuklanma kararının hukukta yeri olmadığını ve pervasızca bir karar olduğunu vurgulayarak, tutuklanma dışında başka bir tedbirin uygulanması gerektiğini aktardı. Bu konuda yasal düzenlemenin mevcut olduğuna işaret eden Çoban, "Kanun bu tür suçlarda gerekli düzenlemeleri ortaya koymuş zaten. Var olan kanunun uygulanması, bu hak ihlalinin önüne geçecekti zaten. Doğum sonrası ifadeye gideceğini söylemiş ve tüm taahhütleri yerine getirmiş. Öte yandan kendiliğinden ifade vermeye giden bir annenin ve bir yurttaşın kaçma şüphesinin olmadığı ortada. Olayda zorla ifade vermeye götürülme diye bir şey de yok ortada zaten. Tüm bunlara rağmen hangi tedbir uygun görülmedi de tutuklamaya karar verildi. Tutulama tedbiri en son çareydi. Adli tedbirler kapsamında yurt dışı yasağı, ev hapsi ya da imza kontrolü tedbirleri uygulanabilirdi. Daha 20 gün önce bir anne ve çocuğu itirazlar ve kamuoyu baskısı ile bırakılmıştı. Bu olaya da aynı şekilde yaklaşabilirdi. Bu tutuklama kararı kesinlikle hukuka aykırıdır" ifadelerini kullandı. 

'TAHLİYE EDİLMELERİ GEREKİYOR'

Bu tür davalarda Sulh Ceza Hakimliklerinin "Dosya benden çıksın da kim ne karar veriyorsa versin" denilerek pervasızca kararlar verildiğini kaydeden Çoban, daha yeni doğum yapmış lohusa annenin ve 2 çocuğunun cezaevi sürecinde kötü bir şekilde etkilenmeden tahliye edilmeleri gerektiğini söyledi. Koronavirüs salgınına dikkat çeken Çoban, "Biliyoruz ki cezaevine yeni girenlerin 14 ila 16 gün karantina süreci doğuyor. Cezaevlerindeki karantina odaları bir yataktan oluşan hücre aslında. Bir anne ve iki çocuğu nasıl kalacak orada. Bebeğin ihtiyaçları nasıl karşılanacak. Bu çocukların psikolojik travmalarının hesabını kim verecek. Bu kararı veren hakim bunları düşünmeden karar veremez. Öte yandan Birleşmiş Milletler Bangok Kanunları denilen kanunları var. Hamile ve yeni doğum yapmış kadınların tutuklanma yasakları ve tutuklanmaları halinde ise cezaevindeki koşullarına ilişkin belirli kuralları vardır. Buna rağmen tutuklama kararı verilmesinin hukuki bir yanını tartışamayız" diye konuştu.

'SÜRECİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ'

Anne dışında iki bebeğin hücrede tutulduğuna dikkat çeken Çoban, çocukların bünyesinin zayıf olmasından dolayı salgına yakalanma riskinin çok fazla olduğunu ifade ederek, çocukların yaşam hakkının ellerinden alındığını vurguladı. Çoban, "Cezaevlerinin çocuklara uygun olmadığını ve çocuk cezaevlerinin kapatılması gerektiğini her fırsatta dile getirdik.  Bugün anneleri ile cezaevlerinde kalan yaklaşık 700 çocuk cezaevinde. Yeni doğum yapmış annelerin tutuklanmaması gerekiyor. Bu durumlarda suç tipine bakılmaması gerekiyor. Biz bu davanın takipçisi olmaya devam edeceğiz. Çocukların gelişim süreçlerini aile ortamında devam ettirmesi için elimizden geleni yapacağız" dedi.