AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyım rektör olarak atanan Melih Bulu’ya karşı öğrencilerin başlattığı başlattığı protestolar sürüyor. Birçok kesimin tepki gösterdiği kayyım rektör atanmasına dünyadan da tepkiler gelmeye devam ediyor. İngiltere’de bulunan Oxford Üniversitesi’nden bir grup akademisyen, AKP’li Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasına tepki gösterdi. Boğaziçi Üniversitesi’nin dünyadaki saygınlığına dikkat çekilen destek mesajlarında, kayyım atamasının üniversiteleri tehdit ettiği belirtilerek, protestoların şiddetle bastırılmaya çalışılması kınandı. Mesajlarda akademik özgürlük öne çıktı. 

Oxford Üniversitesi Felsefe Bölümü Wykeham Mantık Profesörü Prof. Timothy Williamson, “Boğaziçi’ndeki arkadaşlarımız ve meslektaşlarımız eğitimin çoğulcu, kapsamlı, özgür ve açık bir ortamda devam etmesi için mücadele veriyorlar. Birçok öğrenci ve akademisyenin, büyük kişisel risk taşımasına rağmen, direnişleri ilham verici. Bu direnişin uluslararası akademik camia tarafından en güçlü ve yaygın şekilde destekleneceğini umuyorum” ifadelerini kullandı.

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE TEHDİT 

Oxford Üniversitesi Bizans ve Slav Tarihi ve Edebiyatı Doktora Sonrası Araştırmacısı Dr. Alexandra Vukovich de, “İfade özgürlüğü, bilgiye erişimin en önemli prensiplerindendir. Diğer akademisyenlerin söylediklerine katılmayabilirim; ama onların söz söyleme haklarını koruyacağım ve bu hak için mücadele vereceğim. Bir hükümet, şirket veya herhangi bir üniversite dışı organizasyon ile yakın temasları olan bir kişi, iktidar pozisyonu ile üniversiteye giriyorsa, ifade özgürlüğünün temel ilkelerini derinden tehdit edebilir. Özellikle bu kişinin çıkar çatışmasına dönebilecek siyasal bir gündemi de varsa” diye belirtti.

Oxford Üniversitesi, Doktora Öğrencisi Peter Young, Boğaziçi’ndeki gelişmeleri özerkliğe bir saldırı olarak gösterirken, “ Şiddetle bastırılmaya çalışılan barışçıl protestolar, asıl olarak akademik özgürlük için yapılan bir talep ve mücadeledir” diye kaydetti. 

DÜNYA SIRALAMASINDA DÜŞÜŞ 

Oxford Üniversitesi Emeritus Profesörü Profesör Sir Chris Llewellyn Smith, Erdoğan’ın 2014 yılında başkan seçilmesinden bu yana Türkiye’deki üniversitelerin dünya sıralamasındaki düşüşünü işaret ederek, Bulu’nun rektör olarak atanmasının da bu düşüşe eklendiğini ifade etti. Boğaziçi protestolarını ise desteklediğini belirten Smith, “Bulu’nun homofobik ve intihalci şöhreti, Boğaziçi’ni olduğu kadar Türkiye’yi de komik duruma düşürmektedir. Daha da önemlisi, bu atama Boğaziçi’nin kırk yıldır korumakta ve geliştirmekte olduğu akademik özgürlüklere ve demokratik değerlere de bir darbedir. Özgürlüklere ve ayrıcalıklara sahip olma şansına sahip bizlerin görevi, Türkiyeli meslektaşlarımızdan esirgenen bu haklar için sesimizi yükseltmek ve Erdoğan’ın Türkiye’deki eğitim sistemine yapmış olduğu bu son saldırıyı protesto etmektir” mesajı verdi. 

DEMOKRASİNİN ZEHİRİ

Khalili Araştırma Merkezi Direktörü, Oxford Üniversitesi Akdeniz İslam Tarihi Sanat ve Arkeoloji Profesörü Prof. Jeremy Johns, akademik özgürlüğü desteklediğini dile getirirken, “Bir rejimin kontrolü altındaki üniversiteler amaçlarını kaybeder. Kayyımlar demokrasinin zehridir” ifadelerini kullandı.

'SEYİRCİ KALMAYACAĞIZ'

Oxford Üniversitesi İslam Sanat ve Mimarisi Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Umberto Bongianino, Boğaziçi Üniversitesi'nde akademisyenlerin de protestolara destek vermeleri ile gurur duyduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Öğrencilerimiz değişim programlarıyla Boğaziçi'nde okuyor, güçlü akademik donanım ile dönüyorlar. Ayrıca Oxford'daki birçok hoca, doktora öğrencisi ve araştırmacı Boğaziçi mezunu. Boğaziçi'nin uzun yıllar içinde, büyük özveriyle oluşturulmuş akademik birikiminin bir gecede yok edilmeye çalışılmasına seyirci kalmayacağız."

'KABUL EDİLEMEZ'

Oxford Üniversitesi Erken Modern Osmanlı Tarihi Doçenti Doç. Dr. Aslı Niyazioğlu, Boğaziçi’nin çoğulcu kurum kültürü sayesinde Türkiye'de bilime büyük katkılar sağladığına değinerek, atamanın kabul edilemeyeceğini dile getirdi. Demokratik seçimler ile bir kayyımın gelmesine vurgu yapan Niyazioğlu, “Melih Bulu rektör olarak kalırsa liyakat ilkesi ve düşünce özgürlüğü yok edilecek, Türkiye paha biçilemez bir varlığını kaybedecek. Temel insan haklarını, öğrencilerin sağlığını ve ülkenin eğitim kaynaklarını kendi çıkarları için hiçe sayanlara Türkiye bu servetini emanet edemez” dedi. 

Oxford Üniversitesi, Politika Bölümü, Prize Research Fellow Dr. Melis Laebens, Boğaziçi’ni dünyanın en prestijli akademik kurumlarından biri olarak işaret ederken, “Boğaziçi, dünya standartlarında eğitim vermenin yanı sıra özgür eleştirel düşünceyi de yeşertiyor. Siyasi çıkarlar ve ideolojik baskılar Boğaziçi’nin dünya çapında verdiği eğitimi kısıtladığı gibi Türkiye’yi de entelektüel çöllüğe sürüklemektedir” mesajı paylaştı.

Oxford Üniversitesi, Oriental Institute, Doktora Sonrası Araştırmacı Dr. Vazken Khatchig Davidian ise şunları kaydetti: “Beş yılımı geçirdiğim, beni ben yapan, bilimsel düşünce ve herkese saygı sevgiyle yaklaşma etiğini bana vermiş olan üniversitem için çok üzülüyorum. Kimliğimiz, tarihimiz elimizden alınıyor gibi hissediyorum.”

ALMANYA'DAN DESTEK

Boğaziçi’ne bir destek de Almanya'dan geldi. Almanya'nın Schwenningen şehrinde, aralarında Sol Parti Üniversite Grubu, Yeşiller Partisi Gençler Birliği, Young Strugle, Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) üyeleri olduğu belirtilen bir grup, Boğaziçi Üniversitesi protestolarına destek vermek amacıyla toplandı. "Aşağı bakmayacağız" pankartı açarak, Boğaziçi eylemlerine neden destek verdiklerini ifade eden kitle, şu mesajı verdi: "Boğaziçi üniversitesini yürekten destekliyorum çünkü bilimin özgür olması gerektiğine inanıyorum. Şahsım hükümeti gençlerin aşağı bakmasını istiyor, aşağı bakmayacağız. Atanmış rektörü kabul etmiyoruz. Haksızlığı ve adaletsizliği kabul etmiyoruz. Adaletsizliğin, hukuksuzluğun, zulmün ve baskının olduğu her yerde başkaldırı haktır."