Demokratik Toplum Kongresi'ne (DTK) yönelik soruşturma kapsamından 32'si avukat 101 kişi hakkında gözaltı kararı alınması birçok kentte hukuk ve insan hakları örgütleri tarafından protesto edildi. 

DİYARBAKIR 

Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Genel Merkezi, soruşturma kapsamında ÖHD Eşbaşkanı Bünyamin Şeker ve dernek yöneticilerinin gözaltına alınmasına ilişkin Diyarbakır’daki dernek binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantının yapıldığı salona “Savunma biat etmeyecek” pankartı asıldı. ÖHD Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Halise Dakalı ve ÖHD üyelerinin katıldığı toplantıya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl Örgütü ile MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED) üyeleri de destek verdi. 

Açıklamayı okuyan ÖHD Genel Sekreteri Gulan Çağın Kaleli, savunmayı savunmaya devam edeceklerinin altını çizdi. Kaleli, “Meslektaşlarımızın ikametlerinde yapılan arama kolluk tarafından gerçekleştirilmiş Cumhuriyet Savcısı aramaya iştirak etmemiştir. Soruşturma dosyasında kısıtlılık kararı olduğu tarafımıza bildirilmiştir” dedi.  

‘İTİBARSIZLAŞTIRMA ÇABASIDIR’

Avukatların görev yerlerinden birinin de adliyeler olduğunu ifade eden Kaleli, “Her gün görevleri dolayısıyla adliyede olan avukatlar, savcılık tarafından ifadeye çağrılmaları halinde soruşturma işlemleri yürütülebilecekken, haklarında gözaltı kararı verilmesi ve evlerine sabah saatlerinde baskın düzenlenmesi hukuksuzluğun tezahürüdür. Bu operasyon yargının savunma öznesi olan avukatları kamuoyu nezdinde kriminalize etme ve itibarsızlaştırma çabasıdır” ifadelerini kullandı. 

‘ÖHD BİAT ETMEYECEK’

Gelinen aşamada iktidar, bir muhalefet alanı olan savunmaya karşı yargı erkini sindirme aracı olarak kullandığına vurgu yapan Kaleli, şunları söyledi: “Derneğimiz üyelerinin gözaltına alınışı elbette toplumsal gerçekliğimizden ayrı düşünülemez. Halkın avukatlığını yapan bizler, hukuksuzluğun sıradanlaştığı bir ortamda müvekkillerinin hakkını mevcut yargı sisteminde sonuna dek özgürlükçü hukuk perspektifi ile savunmaktan hiçbir zaman geri durmayacağız. Fakat bilinmelidir ki Özgürlük için Hukukçular Derneği biat etmeyecek. Müvekkillerimizin haklarını bugüne dek nasıl savunduysak savunmayı da savunmaya cesaretle devam edeceğimizi kamuoyuna bir kez daha duyuruyoruz.”

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi de gözaltına alınan üyeleri ve avukatlar için yazılı açıklama yayınladı. Açıklamada, giderek rutin bir hale gelen bu soruşturmaların toplumsal hayatta anti demokratik uygulamaları yoğunlaştırdığına dikkat çekildi. 

Başta Kürt meselesi olmak üzere çatışma odaklı meselelerin diyalog kültürü ile çözülebileceği belirtilen açıklamada, “Siyasi iktidarın ve yargı organlarının, güvenlikçi anlayışın ötesinde hareket etmelerinin, toplumsal barış ve demokrasinin güçlenmesine katkıda bulunacağını ifade etmek isteriz. Bu temelde, toplumsal adalet duygusunu zedeleyen bu ve benzeri soruşturmaların sona erdirilmesini ve soruşturma kapsamında gözaltında bulunanların derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz” denildi. 

ANKARA

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şubesi, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Ankara Şubesi, Toplumsal Hukuk ve Demokrasi İçin Hukukçular da Ankara Adliyesi önünde bir araya geldi. Pandemiyi gerekçe gösteren polis, açıklamaya engel olmak istedi. Polisin engellemesine rağmen basın açıklamasını gerçekleştiren avukatlar adına ÖHD Ankara Şube Başkanı Şevin Kaya konuştu.

Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü TEM  Şube’nin her haftaya bir operasyon sığdırdığına dikkati çeken Kaya, bu operasyon yargının savunma öznesi olan avukatları kamuoyu nezdinde kriminalize etme ve itibarsızlaştırma çabası olduğunu ifade etti. 

 Avukat Aytaç Ünsal’ın tedavisinin sürdüğü evine de baskın düzenlendiğini hatırlatan Kaya, “Ev, hiçbir hukuki gerekçe olmaksızın basılmış ve dağıtılmıştır. Gelinen aşamada iktidar, bir muhalefet alanı olan savunmaya karşı yargı erkini sindirme aracı olarak kullanmaktadır” diye belirtti.

HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, “Bir kez daha bu hukuksuzluğa karşı savunma olarak her zaman ayakta olacağımızı, susmayacağımızı hatırlatmak istiyoruz. Hangi operasyonu yaparsanız yapın savunma da susmayacak bütün direnenler de susmayacak. Mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi. 

Açıklama, “Savunma susmadı susmayacak” sloganlarıyla sona erdi.

HAK ÖRGÜTLERİNDEN TEPKİ

Diyarbakır’da sabah saatlerinde yapılan gözaltı operasyonlara ilişkin Eşit Haklar İçin İzleme Derneği, Hak İnisiyatifi Derneği, İnsan Hakları Derneği, İnsan Hakları Gündemi Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Yurttaşlık Derneği tarafından ortak açıklama yapıldı.

Gözaltı operasyonuyla demokratik kurumlar üzerinde iktidar baskısının yargı eliyle yapıldığına atıf yapılarak, “Özelikle avukatların yargının içinde ve savunmanın temsilcisi oldukları bilinmesine rağmen bu şekilde gözaltına alınması savunma hakkının değersizleştirilmesi ve vatandaşın savunmasız bırakılmak istenmesini de göstermektedir” diye belirtildi.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün, bütçe görüşmelerinde yaptığı açıklamalar hatırlatılan açıklamada şunlar kaydedildi: “Adalet Bakanının bütçe görüşmelerinde CMK kurallarını hatırlatması ve Cumhuriyet Savcıları ile hakimleri uyarmasının yanı sıra tutuksuz yargılamanın asıl, tutuklamanın istisna olduğunu hatırlatmasına rağmen, yargı pratiklerinin güvenlikçi anlayış ekseninde devam ettirilmesi kesinlikle kabul edilemez. Siyasi iktidarın hukukta reform iradesi açıklamasına rağmen savcılıkların eski alışkanlıklarını sürdürmek istemesinin önüne geçilmelidir. Hukuk reformu denilen şey, cezasızlık, temel hak ve özgürlükleri kısıtlamak, hak ve hukuk savunucularına yönelik baskı ve gözaltılar olmamalıdır. Gözaltına alınanların derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.”

MERSİN

ÖHD ve ÇHD Mersin şubeleri de gözaltı kararına tepki gösterdi. ÖHD binasında yapılan açıklamaya çok sayıda avukat katılırken; “Yaşamı savunuyoruz” ve “Hukuk yok nefes alamıyoruz” dövizleri açıldı. ÖHD Mersin Şubesi Eşbaşkanı Hoşyar Sarıyıldız, düzenlenen operasyonun hukuk dışı olduğunu söyledi. 

Yapılan operasyonun siyasal yargının savunma erkini sindirme çabası olduğunu kaydeden Sarıyıldız, “Savunmanın kısıtlandığı bir ülkede esasen kimsenin özgürlük ve güvenliğinin kalmadığı izahtan varestedir” diye konuştu.

VAN 

Diyarbakır'da aralarında avukatların da bulunduğu çok sayıda kişinin gözaltına alınması Van’da da protesto edildi. Van Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu'nda yapılan açıklamaya Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) üyelerinin de bulunduğu çok sayıda avukat katıldı. 

Van Baro Başkanı Zülküf Uçar, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün “yargı reformu” açıklamasını hatırlatarak, "Son günlerde sıkça dile getirilen yargı reformu, meslektaşlarımızı ve STÖ temsilcilerini gözaltına aldırarak amacını ortaya koymuştur" dedi. Uçar, “Savunma hiç bir zaman susmadı, susmayacaktır. Yapılan gözaltılarla gözdağı verilmek isteniliyorsa bilinmelidir ki barolar ve avukatlar hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını koruma ve işler hale getirme görevini yerine getirmekten asla geri adım atmayacaktır" şeklinde konuştu. Uçar, gözaltına alınanların serbest bırakılmasını istedi. 

İZMİR 

İHD, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), ÖHD, ÇHD İzmir şubeleri, Diyarbakır'daki gözaltılara tepki gösterdi. Açıklamayı hak savunucular adına Avukat Şükran Öztürk okudu. 

Mafyaların siyasetçileri alenen tehdit ettiği yerde mafyalar haklarında ancak tepkiler üzerine göstermelik soruşturma açıldığını belirten Öztürk, "AKP-MHP iktidarı öteden beri, baskıcı ve faşizan yöntemlerle savunma hakkına ve savunmanlara saldırdı. Avukatlara ve savunma hakkına tahammülsüzlük; demokrasiye, hak ve özgürlüklere, eşitlik, barış ve kardeşlik değerlerine, bu değerlerin hukuk ve adalet zemininde savunulmasına tahammülsüzlüktür. Mesleki faaliyetleri nedeniyle hukuksuzca gözaltına alınan meslektaşlarımız bir an önce serbest bırakılmalıdır" dedi. 

İSTANBUL 

Avukatların da aralarında olduğu 101 isme yönelik Diyarbakır’da yürütülen soruşturma kapsamında yapılan gözaltılar İstanbul’da da protesto edildi. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Avukat Dayanışması, Avukat Hareketi, Çağdaş Avukatlar Grubu, Demokrasi İçin Hukukçular, Katılımcı Avukatlar, Sosyal Hukuk ve Özgürlükçü Demokrat Avukatlar Grubu, Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde yaptıkları açıklama ile gözaltıları protesto etti.  

“Savunma yargılanamaz” pankartı açan avukatlar, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Bijî Berxwêdana ÖHD”, “Devrimci avukatlar onurumuzdur” sloganları attı. 

‘İKTİDAR YİNE HEDEFİNE SAVUNMAYI KOYDU’

Açıklamada konuşan ÖHD İstanbul Şubesi Eşbaşkanı Arzu Eylem Kayaoğlu, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün “yargı reformu” sözleri akabinde derneklerine dönük gelişen gözaltıların kabul edilemez olduğunu söyledi.

İktidarın, savunmaya dönük her fırsatta saldırı talimatı verdiğini dile getiren Kayaoğlu, “Talimatlarla süren bu saldırılar, ‘yargı reformu’ algısı, savunmayı pasifize etmenin ötesine geçmemektedir. İktidar yine hedefine savunmayı koymuştur. Yargıda egemenliği altına alamadığı savunma makamını, baroları bölerek hiyerarşisine tabi kılmayı da fiilen başaramayan iktidar, hedefine gözaltı baskısı ile ulaşma çabasındadır. Bizler savunma olarak bugüne kadar hiçbir yargı sopası ile iktidarın gölgesine girmedik” dedi.

‘USLU OLMADIK!’

ÖHD’li avukatlar olarak, avukatlık pratiklerinden bir adım geri adım atmadıklarını vurgulayan Kayaoğlu, “İktidarın saldırı ve sindirme politikalarına boyun eğmedik. Korku imparatorluğuna dönüştürülen savaş ikliminde safımız her zaman başta Kürt halkının ve ezilen, ötekileştirilen tüm kesimlerin safıdır. 4 yıl önce KHK'lerle kapımıza kilit vuran iktidar bizi nasıl susturamadıysa, bugün gözaltı tehdidi ile de susturamaz. Bizler sistemin uslu çocukları olmadık, olmayacağız. Bugün de iktidarın savunmaya karşı yürüttüğü gözaltı tacizine karşı boyun eğmeyeceğimizi buradan açıklıyoruz” ifadelerini kullandı.

‘DEVLET TERÖRÜ’

ÇHD’li Gökmen Yeşil ise, konuşmasında gözaltılara dönük tepkisini şu sözlerle gösyterdi: “Bu ülkede ben etimle, kemiğimle, kimliğimle, dilimle, sanatımla ve kültürümle varım diyen Kürtler her daim iktidarın ve güç sahiplerinin hedefi olmuştur, saldırısına uğramıştır, katliamına uğramıştır. Türkiye’de hak talep eden, özgürlük ve emek mücadelesi veren işçiler, emekçiler ve halk her zaman baskıya ve devlet terörüne maruz kalmıştır”