İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın sağlık ve güvenlik koşullarına ilişkin 14 Mart tarihinde sosyal medya hesaplarından paylaşılan iddialara dair kaygılar giderilmedi. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı söz konusu iddiaların gerçek dışı olduğunu ve sağlık durumunun iyi olduğunu öne sürse de, aile ve avukatların “derhal görüşme” başvurusuna yetkililer 5 gündür cevap vermiyor. 

Öcalan'ın yeğeni olan Halkaların Demokratik Partisi (HDP) Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, söz konusu iddialara ve tecride dair Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu. 

İmralı Cezaevi’nde uzun yıllardır tecrit uygulandığını belirten Öcalan, tecridin gün geçtikçe derinleştirildiğini söyledi. Sosyal medya hesaplarından paylaşılan iddialara değinen Öcalan, “Devlete inancımız yok, ne yapmak istiyorlar? Bunu şunun için söylüyoruz, devlet istediği zaman sosyal medyada paylaşılan mesajların kimler ve ne amaçla paylaştığını tespit edebilir. Yurttaşlar, siyasetçiler iktidarı eleştiren bir tweet attıkları zaman daha üzerinden bir saat geçmeden gözaltına alıp tutukluyor. Bu denli büyük iddialar sosyal medya üzerinden paylaşıldığında devlet buna sessiz kalırsa Kürtler bunu kabul etmez” diye konuştu.

NEDEN ŞİMDİ?

Söz konusu iddialara dair Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yaptığı açıklamanın yetersiz olduğunu vurgulayan Öcalan, “Devlet istese bu iddiaları hemen çürütebilir. Tecrit olmasaydı, Sayın Öcalan’ın yasal hakkı olan avukat ve aile görüşme hakkı sağlansaydı, bu iddialara zemin kalmazdı. Kime ne mesaj vermek istiyorlar? Biz bu şekilde yapılan spekülasyonlara ciddi yaklaşıyoruz ve bütün tarafların ciddi yaklaşmasını bekliyoruz. Neden şimdi? Kürtleri bir şeylere hazırlamaya mı çalışıyorlar?” şeklinde konuştu.

‘YASALAR UYGULANSIN’

İktidarın PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik izlediği siyaseti “düşman hukuku” olarak tanımlayan Öcalan, “Sayın Öcalan’ın yasal hakkı olan ailesi ve avukatlarıyla görüşme hakkı hukuksuz bir şekilde engelleniyor. Biz hukukun, yasaların uygulanmasını talep ediyoruz. Yasalarda hangi haklar varsa onlar uygulansın. Bir lütuf gibi kimi zamanlarda görüşmeler yaptırılıyor. Sayın Öcalan ile ilgili her şeye devlet ciddi yaklaşmalı. Sayın Öcalan sıradan bir insan değil. Biz aile olarak bu hukuksuzluklara karşıyız, biran önce görüşmek istiyoruz” dedi.

DEMOKRATİK ÇÖZÜM

İktidarın Kürt sorununa demokratik yollardan çözüm noktasında ciddi yaklaşmadığını dile getiren Öcalan, “Sayın Öcalan mücadelesiyle her zaman halklar arasında barış istiyor. Kürt Sorunu'nun demokrasi ile çözülmesi için çoğu zaman mektup, mesaj paylaştı ve ateşkes ilan etti. Son olarak 2013-2015 yılları arasında görüşmeler yapıldı. Bunlara rağmen iktidarın şuan yaptıkları ortada” ifadelerini kullandı. Öcalan’ın Kürt sorununu demokratik yollarla çözme arayışına karşı AKP-MHP iktidarının “21’inci yüzyılda Kürtlerin statü sahibi olmaması için ellerinden geleni yaptığını” söyleyen Öcalan, son 5 yıldır Kürtlerin nefessiz bırakılmak istendiğini sözlerine ekledi. 

‘ENDİŞELER GİDERİLMELİ’

PKK Lideri Öcalan’ın sağlık durumunun Kürtler için kırmızı çizgi olduğunun belirten Öcalan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kürtlere ve onları temsil eden siyasetçilere karşı düşmanca bir siyaset yürütebilirsiniz ama Sayın Öcalan’ın sağlığını kendiniz için bir araç olarak kullanırsanız bu kabul edilemez. Bu çok ucuz bir siyaset. Biran önce aile ve avukatlar Sayın Öcalan’la görüşmeli ve Kürt halkının endişeleri giderilmelidir.”

‘TECRİT KALKARSA TOPLUM NEFES ALIR’

İmralı Cezaevi’nde başlatılan tecridin zamanla topluma yayıldığına dikkat çeken Öcalan, “İktidara karşı fikirlerini belli ettiren herkes hukuksuz bir şekilde tutuklanıyor. Tecrit Kürtler ile başladı, şuan Türkiye’nin metropollerinde bütün muhaliflere uygulanıyor. Sayın Öcalan’a karşı hukuksuzluklar uygulanırken sessiz kalan kesimler şimdi kendileri de tecrit altında. Tecridi tamamen ortadan kaldırırsak toplum nefes alabilecek” dedi.

‘HERKES CEZAEVLERİNE SES VERMELİ’

İmralı tecridine karşı cezaevlerinde 27 Kasım 2020 tarihinde başlatılan açlık grevi eylemlerine değinen Öcalan, şunları söyledi: “Tecride karşı yüzlerce hapishanede başlatılan açlık grevleri 112 günü geride bıraktı. Hapishanede tutulan tutsaklar Sayın Öcalan üzerindeki tecridin son bulması için yeniden böyle bir hamle başlattılar, dışarıda bulunan herkes bu hamleye karşı duyarlı olmalı. Hapishane içinde küçük hapishaneler oluşturulmuş durumda. Herkes bulunduğu yerden hapishanelere ses vermeli, tecrit kırılana kadar mücadele içinde olmalı.” 

MA / Emrullah Acar - Barış Polat