Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen İhracat Kanunu öncesinde Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekilleri Saruhan Oluç ve Meral Danış Beştaş tarafından partilerine yönelik 4 Kasım 2016 tarihinde gerçekleştirilen ve siyasi darbe olarak adlandırılan operasyonlarının Türkiye demokrasisine yarattığı tahribatın araştırılması için verilen araştırma önergesi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.

Genel Kurul’da önerge üzerine söz alan HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, tutuklu belediye eşbaşkanları ve milletvekillerini selamlayarak, sözlerine başladı. Partilerine yönelik operasyona neden “siyasi darbe” dediklerini anlatan Oluç, “Aynı anda merkezi bir kararla beş ayrı şehirde bir gözaltı ve tutuklama operasyonu yapıldı. Seçilmişlerimize, Eş Genel Başkanlarımız ve milletvekillerimize yönelik aynı anda 5 ayrı şehirde karar verilen operasyon merkezi bir kararın olduğunu savcılıkların kendi başlarına karar almadıklarını gösteren konulardan bir tanesidir” dedi.

‘TEK MERKEZDEN DÜĞMEYE BASILDI’

AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın 28 Temmuz 2015 tarihinde dokunulmazlıklara ilişkin sarfettiği sözleri hatırlatan Oluç, “Sonrasında Mayıs 2016’da Anayasa’ya aykırı bir şekilde dokunulmazlıklar kaldırıldı. Sonunda 4 Kasım 2016’da bu siyasi darbe gerçekleştirildi. Bu sürecin olması ve merkezi kararın olması en önemli göstergesidir. O günden bu yana gözaltı ve tutuklamalar hiç durmadı, sürdü ve sürüyor. HDP’ye yönelik hedef neydi? Hedef çok açık. HDP’yi tüm kurum ve kuruluşlarıyla, bileşenleriyle demokratik siyasetten tasfiye etmek. Çok açık bir şekilde tasfiye operasyonudur. Bu tasfiye operasyonu 6-8 Ekim Kobanê davasıyla devam ediyor. Bitmedi bu tasfiye operasyonu Anayasa Mahkemesi’nde kapatma davası açıldı. Şimdi bu tasfiye operasyonuna 4 Kasım 2016’da düğmeye basıldı ve aradan 5 sene geçti. Doymadı bu iktidar. Devam ediyor, bizlerde buna karşı dimdik demokrasi, özgürlük, eşitlik, adalet ve hukuk mücadelesini sürdürüyoruz. Asla boyun eğmedik ve boyun eğmeyeceğiz” diye belirtti. 

‘MAHKUM OLDUNUZ’

Açılan davaların siyasi ve hukuki olmadığını her alanda dile getirdiklerini anımsatan Oluç, “Bizim bu söylediklerimizi -hani sizin hiç sevmediğiniz bir yer var ya AİHM. Duymak istemiyorsunuz ya duyduğunuz zaman tüyleriniz diken diken oluyor ya. AİHM 2018 ve 2020 Demirtaş kararlarında dedi ki; seçme ve seçilme hakkı ihlal ediliyor. Bu gözaltı ve tutuklamaların hak ihlali olduğuna karar verdi. İki madde 18 ihlali var. En ağır suç siyasi nedenlerle HDP’yi tsafiye etmek için davalar açıyorsunuz, dedi. Türkiye’yi esas olarak iktidarı 18’inci maddeden mahkum etti. Siz hala uygulamıyorsunuz” diye konuştu.

 ‘DEMOKRATİK MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ’

 “Siyasi darbe dememize itiraz ediyorsunuz” diyen Oluç, şöyle devam etti: “Siyasi darbe demek daha doğrusu darbe demek; halkın ve seçmenin iradesine darbe vurmak, gasp etmek demektir. Darbenin anlamı budur. Kimi zaman apoletliler yapar bunu askeri darbe olur. Hepsine 1960’tan bu yana karşı çıkmışızdır. Kimi zaman kravatlılar yapar bunu sizin gibi siyasi iktidar yapar. Siyasi iradesini demokratik siyaseti tasfiye etmek için kullanır ona da karşı çıkmışızdır. 5 yıl sonra her türlü darbeyi kınıyoruz. Bu darbeci anlayışınız karşısında demokrasi mücadelemizi sürdüreceğimizi açık seçik ilan ediyoruz.” 

TUTUKLAMA HUKUKİ DEĞİL SİYASİ

CHP grubu adına söz alan Ali Haydar Hakverdi de, tutuklamanın bir infaz olmadığını tedbir olduğunu söyleyerek, konuşmasına başladı. AİHM kararlarını hatırlatan Hakverdi, “AİHM karaları bağlayıcıdır ve uygulaması zorunludur. Anayasa’nın 90’ıncı maddesi açıkça ifade etmektedir” dedi. Tek adam rejimiyle yasamanın etkisiz hala geldiğini ve yargının da tahakküm altına alındığını ifade eden Hakverdi, “AKP kendini devlet yerine koyuyor. AKP gidicidir. AKP’ye karşı çıkmak devlete karşı çıkmak olarak görülüyor. Bugün tutuklu olan vekiller, yakın tarihte AKP'yle bir çözüm süreci yürüttüler. O gün yaptıklarıyla bugün yargılanmaktalar, beş yıldır da tutuklular. Peki, bu çözüm süreci tek taraflı mı idi? Bugün muhalefet yargı önüne çıkıyorsa o sürece dâhil olan iktidar sahipleri yargı önüne çıkartılamıyor, neden bu iktidar sahiplerine bugün itibarıyla dokunulamadı? Çünkü yargılamalar hukuki değil tamamen siyasidir” ifadelerini kullandı.

AKP’Lİ VEKİLDEN TUTUKLAMA SAVUNMASI

 AKP grubu adına söz alan Yılmaz Tunç ise HDP’li seçilmişlerin yargılanmasının yasama sorumsuzluğu kapsamında olmadığını ve hukuki olduğunu öne sürdü. Tunç, HDP’li daha önce yaptıkları açıklamalar üzerinden hedef aldı.

‘HUKUK YOK’

HDP’li Saruhan Oluç ise AKP’li Tunç’un açıklamalarına karşı şunları söyledi: “Önerge vekillerin tutuklu olmasını araştırın demiyor. Anayasa’nın 83/1’den bahsettiniz ya bu vekiller gözaltına alınıp, tutuklandı. O mahkemeler vekillerin buralarda yaptığı konuşmaları 83/1 kapsamında olup, olmadığını sormadılar. Sizin o hukuk komisyonları gibi çalışan mahkemeleriniz sormadı bile. Açıklamaların hiçbirinde şiddet çağrısı yoktur. Siz hukukçusunuz biliyorsunuz, bile bile böyle konuşuyorsunuz. Ben AİHM’in 2018-2020 kararlarından bahsediyorum. Neden uygulamıyorsunuz? İşinize gelmiyor? Genel Başkanınız dedi ki; Çıkaramayız. Hukuk yok, darbe yaptınız ve rehineleriniz olarak insanları cezaevinde tutuyorsunuz.”

Genel Kurul İhracat Kanunun maddelerinin görüşmeleriyle devam ediyor.