Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Saruhan Oluç, 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimler, tecrit ve ülkenin diğer gündemlerine ilişkin Mezopotamya Ajansı’na açıklamalarda bulundu. 

Oluç, geçtiğimiz günlerde toplanan Merkez Yürütme Kurulu’nun (MYK) ana gündeminin Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı 113 gündür açlık grevinde olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Hakkari Milletvekilleri Leyla Güven ile açlık grevinde olan diğer tutukluların olduğunu söyledi. Güven’in eyleminin durumu kritik eşiğe geldiğini hatırlatan Oluç, “Cezaevlerinde de kritik bir eşiğe gelindi. Bu konunun gündeme alınmasını sağlamak için elimizden geleni yaptık. Bir planlama çıkardık. Önümüzdeki günlerde adım adım uygulayacağız” dedi. 

Oluç, “Tecridin kaldırılması ve açlık grevinde herhangi birinin yaşamına zarar gelmemesi için mücadelemizi sürdüreceğiz. Bütün halk toplantılarımızda seçim faaliyetlerimizde tecrit konusunu işlemeye devam edeceğiz” dedi. 

‘İNSANİ BİR TALEPTİR’

Öcalan üzerindeki tecridin insanlık dışı olduğunu ifade eden Oluç, şöyle devam etti: “Tecridin kaldırılması talebi de insani bir taleptir. Türkiye’nin yasaları ve imzalamış olduğu uluslararası demokratik sözleşmeler açısından hukuk çiğnemektir. Tecridin sonlanması için adım atılması gerekiyor. Bütün siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına, demokrat ve vicdan sahibi herkese bu talebi bir kez daha söylüyoruz. İnsani ve hukuki bir taleptir. Mutlaka yerine getirilmelidir. Ülkede ve bölgede barış istenmektedir ve İmralı’da Sayın Öcalan’ın barış konusundaki çabaları, fikri hepimizin malumudur. Dolayısıyla barış isteyen herkes de tecridin kalkması için aynı zamanda mücadele etmelidir. Türkiye’de yaşayanlar da gördü ki tecrit başladı ve Türkiye’de çatışma ve savaş başladı. Hükümet bu konuda sessiz çünkü AKP-MHP ittifakı Kürt düşmanıdır.”

‘SOYLU AKP’ NİN MİLİTANI’

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun özelikle partilerine yönelik açıklamaları da değerlendiren Oluç, . “Bugün İçişleri Bakanı sıfatıyla hareket eden Süleyman Soylu, aslında AKP’nin bir militanı gibi davranmaktadır. İçişleri olarak asıl yapması gereken seçimin güvenli bir şekilde geçmesini sağlamakken, doğrudan doğruya İçişleri Bakanı sıfatıyla HDP’ye CHP’ye dönük çok ağır hakaretlerde, saldırılarda, ithamlarda bulunmaktadır ve seçimin güvensiz geçmesi için elinden geleni yapmaktadır” diye konuştu. 

“Dolayısıyla adil ve demokratik bir seçim olmayacağı zaten başından bellidir” diye devam eden Oluç, şunları ifade etti: “İçişleri Bakanı böyle de peki Cumhurbaşkanı sıfatı ile hareket eden AKP Genel Başkanı’nın yaptıklarına ne demek lazım?  Hem HDP’ye hem de diğer muhalefet partilerine yönelik ağza alınmayacak her türlü hakareti ediyor, yalan söylüyor, rencide edici lafları kullanabiliyor.”

‘BİZİM İÇİN HALKIN İRADESİ ÖNEMLİDİR’

Erdoğan’ın HDP’li belediyeleri kastederek, “tekrar kayyum atarız” açıklamasına tepki gösteren Oluç, şunları dile getirdi: “Korku yaymak için propaganda yapıyorlar. Özellikle Kürt illerindeki çalışmaların nasıl gittiğini gördükleri için insanların oy vermelerini engellemek istiyorlar. Fakat halk zaten kayyum uygulamalarına ve politikalarına karşı olduğundan değiştirmek için çalışıyor. Dolayısıyla ‘ben yine kayyum atayacağım’ diyerek ortaya çıkaracağı bir sonuç yoktur nihayetinde. Biz bunu çok fazla ciddiye de almıyoruz. Kendilerinin ‘millet iradesi önemlidir, sandık iradesi önemlidir’ ifadelerinin tamamen yalan olduğu ortaya çıkıyor. Bölgede Kürt illerinde oy veren Kürt halkı halk değil mi? Kürt insanını verdiği oyun çöpe atılması doğru mu? O irade yok sayılabilir mi?”

‘1 NİSAN’DA ONLAR DÜŞÜNSÜN’ 

Oluç, 31 Mart’ta halkın iradesinin, belediyelerine sahip çıkacağını söyledi. 31 Mart akşamı Kürt illerinde hedefledikleri sonuçlarını alacaklarını söyleyen Oluç, “Biz sonuçları alalım, 1 Nisan’ da onlar düşünsün ne yapacaklarını. Bizim için halkın iradesi önemlidir. Halk iradesine sahip çıkacaktır” dedi.  

‘KÜRT İLLERİNİ ANKARA’DAN YÖNETEMEYECEKLER’

Oluç, “Tek kişi yönetiminin aldığı kararlarla her yeri yönetebileceklerini zan ediyorlar. Hayır, yönetemeyecekler. Kürt illerini Ankara’dan yönetemeyecekler. İzmir'i de, İstanbul'u da Ankara’dan yönetemeyecekler. Bu iktidara rağmen iktidarın elindeki yerel yönetimler de alınarak demokratik yerel yönetimler ve yerel demokrasi konusunda adımlar Türkiye’de atılacaktır. Bu iktidar mutlaka geriletilecektir” diye belirtti.

‘ANKETLER MEMNUN ETMİYOR’

Erdoğan’ın “anket sonuçlarına güvenmiyorum” sözlerine de dikkat çeken Oluç, şöyle konuştu: “Onlara giden anket sonuçları aslında durumlarının iyi olmadığını gösteriyor. Buna inanmak istemiyorlar ve dolayısıyla ‘ben anket sonuçlarına güvenmiyorum’ lafını edebiliyorlar. Tabii bizim de güvenmediğimiz anket sonuçları var. İktidarın emriyle çalışan, iktidardan para kazandığı için AKP’nin ısmarladığı anketleri yayınlayan anket şirketlerinin sonuçlarını biz geçen seçimlerde, 2015’ten beri hep yanlış olduğunu söylüyorduk ve ortaya da çıktı. Şimdi kendi paralarıyla çalıştırdıkları şirketler bile kendilerini memnun etmeyecek durumda. Bu durum iktidarın ciddi endişe ve korku içinde olduğunu, kaybetme travmasını yaşamaya başladıklarını gösteriyor. AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın yaptığı bütün konuşmalarda da bu korkuyu, endişeyi ve tedirginliği görüyoruz.”

‘ANKETLER İKTİDARIN GERİLEDİĞİNİ GÖSTERİYOR’

Oluç, hem Kürt illerinde hem de batı illerinde belirli aralıklarla anket yaptırdıklarını ve özellikle Kürt illerinde yurttaşların kayyum politikasını kabul etmediği sonucunun ortaya çıktığını söyledi. İddialı oldukları tüm kentlerde “kıl payı” değil, “güçlü sonuçlar”la kazanmak istediklerini belirten Oluç, “Kürdistan coğrafyasında ve batıdan gelen sonuçlar gösteriyor ki, metropollerde iktidarın yaşadığı ciddi bir gerileme var. Adana, Mersin, Antalya, Bursa, Ankara ve İstanbul’da bunu görüyoruz. Bunları görüyoruz. Bu sonuçların da iyi bir şekilde elde edilebilmesi için ciddi bir şekilde biz de hem stratejimiz hem de taktiklerimiz doğrultusunda adımlar atmaya devam ediyoruz” dedi. 

‘BATIDAKİ STRATEJİMİZ AKP’Yİ ÇILEDEN ÇIKARTTI’

Son zamanlar hükümet tarafından HDP’nin seçim stratejisine yönelik yapılan açıklamalara dikkat çeken Oluç, “Batıdaki stratejimiz AKP’yi çileden çıkarttı” dedi. AKP’nin, HDP’nin tüm yerlerde kendi adaylarıyla seçime girmesi istediğinde olduğunu belirten Oluç, şöyle devam etti: “Kazanamayacak durumda olduğumuz illerdeki oylarımız böylelikle sonucu etkilememiş olacaktı. Fakat biz stratejimizi o şekilde kurmadık. Hiç bir oyumuzun ziyan olmaması için bu stratejiyi kurduk. AKP-MHP’nin alanını daraltmak, geriletmek, onlara kaybettirme stratejisini bu anlamda kurduk ve bu onları çileden çıkardı. Bütün planlarını tekrar gözden geçirmek zorunda kaldılar.” 

Oluç, “İçerik olarak ana muhalefet gücüne sahibiz. Dolayısıyla elimizdeki gücü iktidarı geriletmek, iktidarı püskürtmek elindeki mevzileri elde etmek için elbette ki kullanacağız. Bu demokratik siyasetin bir gereğidir” ifadelerini kullandı.

URFA ADAYININ GERİ ÇEKİLMESİ

Urfa’da belediye başkan adayının geri çekmelerinin sebebinin seçim stratejilerinin devamı olduğunu sözlerine ekleyen Oluç, şunları söyledi: “Urfa çok önemli bir yerdir. Urfa'da kaç zamandır AKP istediği her şey fütursuz bir şekilde uygulamakta, dolayısıyla demokrasi güçlerinin ortak davranışıyla Urfa’nın geleceğini değiştirmek imkanı ortaya çıkmaktadır. Yereldeki arkadaşlarımız da bu doğrultuda bir karar alarak davranmışlardır. Urfa'da iyi bir sonuç almak için mücadeleyi sürdüreceğiz elbette.”